NİÇİN SİNEMA
Sinema Rabbimizin kurduğu düzenin bir taklididir. Çünkü; Kur’ân’ın bildirisine göre İnsan Hayatı, kayıt ve çekim işlemleri ergenlik çağından başlayıp ölüm gelinceye kadar devam eden bir filimdir. İnsan, kendisine de izlettirilecek olan bu hayat filmine göre sorgulanacak, azaplandırılacak veya Cennet’le mükâfatlandırılacaktır.
(Açıklama ve kaynaklar için “Hayatımız Filme Alınıyor” isimli makalemize bakılabilir.)
Bir diğer anlatımla İnsan Hayatı, senaryosunu Allah’ın ve kendisine cüzî irade verilen insanın yazdığı, yönetmenliğini Peygamberlerin üstlendiği, kayıt ve çekim işlemlerini ilgili görevli meleklerin yaptığı, erkek ve kadın her ergin kişinin başrolüne çıktığı ve ilişkide olunan insanların figüran olarak konumlandığı bir filimdir.
Kur’ân’ın ifadesiyle “Dünya hayatının ancak bir Le’ib ve Lehv / Oyun ve Eğlence ” oluşu da Hayat Filmi şeklindeki tespitimizi doğrulamaktadır. Şöyle ki:
Bütün Peygamberler ve onlar tarafından tebliğ edilen Kutsal Sayfalar ve Kitaplar insanlığın dünya hayatını düzenlemek içindir. Ebedi Hayat’ın mutluluğu dünyada kazanılacaktır, felaketi dünyada örgülenecektir. Böylesine önemli olan bir hayat bazılarınca çağrışımı yapılan şekliyle değersiz anlamında Oyun ve Eğlence olarak nitelenemez. Oyun ve Eğlence denilmesi önemsizliği sebebiyle değil, kısalığı, geçiciliği ve atılması gerekli adımları erteletir olması sebebiyledir.
Dünya hayatının, toprakta boy atışının ardından sararıp solarak rüzgarların savurduğu bir bitkiye benzetilmesi de kısalığı ve geçiciliğine vurgu olsa gerektir. (el-Hadid,57/20)21)
Bilindiği gibi insan hayatı bir filme sığdırılabilecek kadar kısadır. Nitekim Kur’ânî Kerîm’in açıklamasına göre âhiret penceresinden bakıldığında dünya hayatı bir kuşluk ve akşam vakti gibi görülecektir. (el-Naziât,79/46)
İSLÂMÎ SİNEMA’IN AMACI
Amaç, Şanı Yüce olan Allah’ımızın insanlığa gönderdiği son İlahî Kitap olan Kur’ân-ı Kerîm’in ve Onu bizlere örneklendirerek tebliğ eden evrensel nitelikli son Peygamber Hz.Muhammed’in sunduğu ölçüler içinde dünya hayatı huzurlu, âhiret hayatı mutlu güzel kul olmak ve insanların güzel kullar olmasını sağlayacak kültürel katkılar sunmaktır.
İSLÂM AÇISINDAN SİNAMANIN ÖNEMİMükellef müminlerin namaz kılmak, oruç tutmak ve zekât vermek gibi bir görevi de Emir bi’l-Mârûf ve Nehi ani’l-Münker’dir.
Mâruf İslâmî kurallara, olgun-müşterek akla ve bilimsel verilere uygun olan söz, iş, sanat, yasa, kurum vs.dir. Münker ise Mâruf’un zıddıdır.
Sinema ve televizyon yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz dönemlerin kolektif çalışmayı gerektiren Mârûf veya Münker niteliğe bürünebilen kurumlarıdır. Mâruf olacak sinemanın/televizyonun gerçekleştirilmesi ve Münker vasıflı sinemanın/televizyonun değişime uğratılması farz (mutlaka yapılması gerekli) görevdir. Üstelik farz olarak yapılması gereken işlemlerin yapılması da farzdır.
Rabbimizin Hayır’a çağıran ve Mârûfu emredip Münker’den nehyeden bir camaatin/topluluğun oluşturulmasını emretmesi, sinema ve televizyonun her bir alanı ile ilgilenen bir grubun olması gereğini işaret etmektedir. (Âl-i İmran’ın 3/104 )
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-