islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

İSLAM ADINA TALEBİ OLMAYAN MÜSLÜMAN, DÜZEN KÖLESİ BİR ZALİMDİR

İSLAM ADINA TALEBİ OLMAYAN MÜSLÜMAN, DÜZEN KÖLESİ BİR ZALİMDİR
27 Şubat 2024 10:00
A+
A-

MAKALEYİ SESLİ DİNLEMEK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

 

İmam-Hatiplik ve müftülük dahil Diyanet’te görev yapan , İlahiyatlarda dini ilimler okutan, medreselerde dil ve fıkıh öğreten, İmam Hatip okulları ve genel  okullarda din ve ahlak dersleri öğretmenliği yapan…

Emeklileriyle birlikte maaşlı yaklaşık 300 bin insan…

Bunlara, tarikat şeyhleri-müritlerini, cemaatleri ve holdingleşen yöneticilerini, İslam kaynaklı yazılar yazıp kitlelere konuşanları, ayrıca siyaset meydanında din adına at koşturup boy gösterenleri…ve bunların vakıfları ve dernekleriyle topladıkları milyarlarca liralık yardımları ilave edin…

Bütün bu kesimler yani bizler zalimiz. Nefislerine ve toplumlarına zulmedenleriz.

ZALİM KİMDİR?

Zalim nefsine veya toplumuna zulmeden insandır; yapılması gerekenleri yapmayan veya zıtlarını yapan kişidir.

Bir an için diğerlerini geçelim. Vazifelileri ve emeklileri ile maaşlı, evet maaşlı üç yüz bini aşan insanımızı ele alalım. Bu sözde büyük İslamî kitlenin, kendi yaşamlarını İslam’dan koparan sistemden şikâyetleri veya İslam adına bir dini-siyasi talepleri var mı?

Jakoben laik de olsa içinde yaşadığı toplumda bilinçli ve ısrarlı  talepleri olan üç yüz bini aşan insanın demokratik talepleriyle alamayacakları sonuç düşünülebilir mi?

Bir de bunlara İslam adına mangalda kül bırakmayan anılan diğer kitleleri, bütün bu kesimlerin aile fertlerini ve her Cuma günü Cuma namazına gelen ve bilgilendirilip bilinçlendirilebilecek milyonlarca insanımızı düşünelim ve soralım:

Özgül ağırlığımız ve İslam adına bir şikâyetimiz ve talebimiz var mı?

HADİ TANZİMATLA BAŞLATALIM

Osmanlı’da Tanzimat’la başlayan ve Türkiye’de Cumhuriyet dönemiyle süre gelen İslam’dan kopuşla eğitim sistemi, hukuk ve ekonomik düzeni İslam’dan koparıldığı gibi Ahval-i Şahsiye ile ilgili ahkâm da yasaklandı.

İslam Hukuku’nda azınlığa tanına Ahval-i Şahsiye yani İslam’a göre evlilik, boşanma ve miras Ülkemizin gerçek sahibi Müslümanlara yasak kılındı.

Daha açık bir anlatımla örneğin laikliğe yeminli müftü de, cehalet ve hurafe saçan şeyh de, alanı dışında Kur’ân -Sünnet bilmez akademisyen ilahiyatçı  ve de cümlemiz inancına göre evlenip boşanamıyor? Mirası bölüşemiyor ve ana-babalar  mirasımızdan pay alamıyor.

Bundan daha büyük bir itikadi ve kültürel zulüm  düşünülebilirmi?

Kur’ân ve onunla örtüşen Sünnet kaynaklı İslam muhteşemliği içinde ortada iken bu zalim yapılanmadan  -binde bir oranında olsun- şikâyetçi olanımız var mı? Istırap duyarak İslam adına talepte bulunan  on bin de bir oranında olsun talibimiz var mı?

MAZERET HAZIR SUÇLULAR ÖNÜMÜZDE

Mazeretimiz hazır. Bize göre suçlular da önümüzde. İstiklal mahkemelerinin korku salan gölgesinde yapılan devrimler ve bu devrimlerin zalim devrimbazları…!

İyi ama hakikat pek de böyle değil.

Biz millet olarak İslam’a liyakatimizi yitirdik. Allah da İslam nimetini bizden aldı. Osmanlı padişahlığı kendi çocukları eliyle yıkıldı/yıktırıldı. Yüceliği Batı’da ve Batıcılıkta görenler de  dinimize ve tarihimize yabancı, karşı ve karşıt  devrimleri gerçekleştirdi.

ALLAH KULLARINA ZULMEDER Mİ?

Allah kullarına zulmeder mi? Onun iradesi dışında bir zuhur olur mu? Adaletli müminlere de ateist-deist kâfirlere de de hakim olan Odur. Ve O dilerse zalimlere yol açar, zalimler eliyle  darbeleterek terbiye eder. Taklit edilerek kanunları tercüme edilen ülkelerin önünde zelil borçlular olarak da süründürür.

ZİLLET KADERİMİZ DEĞİLDİR

Kader bir tür sebep-netice ilişkisidir. Onunla geçmişi açıklayabiliriz ama onu geleceğe teşmil edemeyiz.

TOPLUCA TÖVBE GEREK

Kur’ân’ın ifadesiyle topluca tövbe lazım:

“…Siz ey iman edenler! Topyekün günahları terk edip Allah’a yönelin ki, mutluluk ve kurtuluşa erebilesiniz.”

Ve yine Kurân’ın öğretisiyle helal kazançlarla beslenip Şeriatimize uygun yaşam sürmemiz  lazım. Rabbimiz şöyle buyurur:

HELÂL YEME ve GÜZEL AMEL

“Ey Peygamberler  ve onlara inananlar! Bu dünyada size verilen  temiz ve helâl yiyeceklerden yiyin için ve Rabbinizin emirleri ve yasakları çizgisinde daima iyi işler yapın. Hiç kuşku yok ki, Ben yaptığınız her şeyi bilmekteyim.”

FAİZCİLERİN, İÇKİ- KUMAR VE FUHUŞ İŞLETMECİLERİNİN, AZILI KÂFİRLERİN, ASGARİ ÜCRETLİLERİN VE  HAKSIZ ORANLI VERGİLERİN VE GAVURLARDAN ONURSUZCA ALINAN BORÇLARIN OLUŞTURDUĞU KARA VE KOKUŞMUŞ  KAYNAKTAN BESLENENLER İSLAM ADINA TALEPTE BULUNAMAZLAR.

KENDİMDEN DE UTANIYORUM

Onur İslami çizgidedir. Aynı zamanda İslamsızlık zillettir.

Nefsine zulmeden kendimden ve İslami olarak nitelenen nefislerine zalim köle ruhlu Müslümanlardan da utanıyorum.

Peki İslam’ın dışında ve karşısında olan jakoben laik devrimbazlara   tavrınız yok mu, derseniz?

Elbet var, var  ama Yaratanı anmayanlar anılmaya değmezler. Onlar zaten kayıptadırlar.

Rabbimizi dinleyelim:

“De ki: “Size, yapıp-ettiklerinde en büyük kayba uğrayan kimseleri haber vereyim mi?”

“Bunlar, güzel işler yaptıklarını zannettikleri halde, dünya hayatının peşinde tüm çaba ve koşuşturmaları eğri ve çarpık olan kimselerdir:

Rablerinin mesajlarını ve O’nun huzuruna çıkarılacakları gerçeğini inkar yolunu seçen kimseler işte böyleleridir. Bunun içindir ki, böylelerinin bütün yapıp-ettikleri boşa gitmektedir: Çünkü Kıyamet Günü onlara hiç değer vermeyeceğiz.

Hakkı inkar etmeleri, Benim mesajlarımı ve elçilerimi alaya almaları yüzünden, işte böylelerinin cezası cehennem olacaktır”.

(Ama) imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyanlara gelince; onları konak yeri olarak cennetler beklemektedir:

Böyleleri orada sonsuza kadar kalacak (ve) oradan hiç ayrılmak istemeyecekler.” (Kehf  103-108)

ALİ RIZA DEMİRCAN 

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Abdulgafur Levent dedi ki:

    ،بارك الله لك ولاهلك يا استاذنا الفاضل و عالمنا الجليل لقد استفدت مقالتك،
    اتمنا من الله عز وجل أن تكن بالصحة والعافية، فى امان الله… 🌷