İSLAM HUKUKUNDA HAYVANLARIN YAŞAMA HAKLARI BAĞLAMINDA KÖPEKLERİN ÖLDÜRÜLMELERİ SORUNU
Prof. Dr. Adnan KOŞUM yukarıda başlığı sunulan makalesinde konuyu incelemiştir. Biz makalenin özeti ve değerlendirme ve sonuç bölümlerini sunuyoruz. Allah hocamızdan razı olsun.
ÖZET
Kuşkusuz evcil hayvan olması ve birtakım özel kabiliyetleri sebebiyle insanların en çok yararlandıkları hayvanlardan biri de köpeklerdir. Bu konuda geçmişten beri hararetle tartışılan temel konulardan biri köpeklerin öldürülmesi meselesidir.
Günümüzde hayvan hakları hareketlerinin giderek artan etkisiyle mesele daha da yoğunluk ve önem kazanmıştır. Sahih hadis kaynaklarında köpeklerin öldürülmelerine ilişkin bazı rivayetlerin mevcudiyeti, bazı çevrelerde İslam hakkında olumsuz yargılara sebebiyet vermiştir.
Bu çalışmada konu ile ilgili rivayetler farklı açılardan bağlamları ile incelemeye ve değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Netice itibariyle ilgili rivayetlerin hayvanların zarar verme gibi meşru durumlara has olduğu, hayvan haklarına aykırılık teşkil etmediği ve diğer bazı olumlu rivayetler de göz önünde bulundurulduğunda kendi döneminin şartlarına göre yorumlanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Çalışmamızda ortaya koyduğumuz bütün yorumlardan sonra şunu diyebiliriz ki, nasslar, çevresel dengeye ve hayvan haklarına önem vermiş ve zararlı olabilecek hayvanların potansiyel zararlarından dolayı öldürülmelerine ruhsat vermiştir. Hz. Peygamber’in öldürülmelerine cevaz verdiği hayvanlar ile Medine’deki köpeklerin öldürülmesini emretmesi, fiilî zararlarından dolayı olup soylarını yok etmeye yönelik bir girişim değildir. Aksi takdirde Hz. Peygamber, : “Şâyet köpekler de sizin gibi bir ümmet olmasaydı onların öldürülmelerini emrederdim. Onlardan sadece koyu siyahlarını öldürün” buyurmazdı.
Medine’deki köpekleri itlâf emri, köpeklerin Medine’de kontrolsüz bir şekilde çoğalmaları ve yolda yürüyenlere, evlerde oturanlara, ihtiyaçları için Medine dışına çıkanlara eziyet vermeleri ve Medine’de birçok hastalığa sebep olmaları üzerine Hz. Peygamber’in onların bu fiilî zararlarına karşı koruma tedbirleri alması şeklinde yorumlanabilir. Böylesi bir emir, Hz. Peygamber döneminin o kesitinde kuduz vakalarının yaygınlık kazandığını da akla getirmektedir. Aynı şekilde hadislerin bağlamından Medine halkının köpeklerden ciddi sıkıntı çektikleri ve Hz. Peygamber’e şikâyet ettikleri anlaşılmaktadır.
Bu rivayetlerin bir kısmında bazı köpeklerin istisna edildiği veya öldürülmelerinin daha sonra kesin olarak yasaklandığı şeklindeki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, köpeklerin itlafına ilişkin rivayetlerin saldırgan ve kuduz köpeklerle ilgili oldukları bârizdir.
Nitekim Nevevî bu yorumu destekleyici tarzda, Hz. Peygamber’in bu emri vermesinde köpeklerin topluma eza vermesinin etkili olduğunu, sonraki yasaklamanın da bunu gösterdiğini ifade etmektedir.
Sonuç olarak hayvanların öldürülmesini ifade eden hadislerin özel durumlara has olduğunu, Kur’ân ve sünnetin hayvanlarla ilgili genel yaklaşımından ve bunların yanı sıra naklettiğimiz hadislerden anlamak mümkündür.
Hanefî ve Şâfiî fakihler özel durumların daha sonra ortadan kalktığı kanaatini taşıdıkları için köpeklerin öldürülmesine ilişkin rivayetlerin neshedilmiş (kaldırolmış) olduğunu ifade etmişlerdir.
Genel olarak nasların bütünü göz önünde bulundurulduğunda anlaşılmaktadır ki, hayvanların yaşamlarını hiçbir meşru sebep olmadan sonlandırmak ciddî bir hayvan hakları ihlâlidir. Uhrevî sorumluluğu muciptir. Aksine zararlı olanlar dışında köpekler de dâhil bütün canlıların hayatının korunması gerekmektedir. Kısaca, zahiren hayvanlara karşı iki farklı bakış açısını sergileyen söz konusu hadislerin arka planları iyi okunduğunda, Hz. Peygamber’in köpeklere karşı olumsuz bir bakış açısına sahip olmadığı, aksine köpekler dâhil bütün hayvanlara karşı merhamet sahibi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Prof. Dr. Adnan KOŞUM
MİRATHABER.COM