İslam Mimarisi’ nde tuğla kullanımı özellikle Orta Asya’da ve İran’da kurulan İslam devletlerinde veya beyliklerinde yoğunlukla görülmektedir. Tuğlada doğal olarak hâkim olan kırmızı rengin dışında süsleme amaçlı kullanılan tuğlalarda turkuaz, patlıcan moru, mavi, kırmızı, sarı, beyaz, siyah ve yeşil renkli sırlar kullanılmıştır. Bunlar içerisinde en çok turkuaz sırlı tuğlanın sırsız tuğla ile bir arada kullanıldığı görülmektedir.
Kahverengi ve turkuaz rengin tercih edilmesi renk sembolizmi açısından semavat ve arz ilişkisi olarak değerlendirilebilir. Kur’an-ı Kerim’de sıklıkla göklerin ve yerin yaratılışından bahsetmesi ve bu süslemelerin yıldız şeklinde olması renklerin arz ve semavatın yaratılışının bir temsili olduğu düşünülmektedir.
Mevlana’nın söylemlerinde yer ve göğün birbirinde ayrılamayacağını bu durumun bir zorunluluk olduğu anlaşılmaktadır ki bu Kur’an’daki semavat ve arz ayetlerinin bir tercümesidir. Tarihçi İbn Bibi şiirlerinde gök ile ilgili olarak mavi, lacivert ve firuze renklerini kullanmaktadır. Bunun dışında gece rengini karga siyahlığına ve koyu maviye benzetmektedir. Yıldızların beyazlığından da sıklıkla bahsetmektedir.
Renkler sıklıkla mimari süslemelerde belirli bir düzen içerisinde kullanılmaktadır; Meraga Kümbet-i Kabud (1197)’un kemer köşeliklerindeki sırlı-sırsız tuğla kullanımında üstteki sırsız geometrik süslemenin hatlarının bitkisel süslemeler gibi kıvrımlı fakat alttaki turkuaz renkli yıldızların düzgün bir hat ile teşkil edilmiştir. Gözle daha rahat görülebilen kıvrımlı toprak rengi süsleme dünyayı geri plandaki turkuaz sırlı yıldız ise tarafımızca kozmos (semavat) olarak düşünülmektedir.
Konya İnce Minareli Medrese (1279) kubbesinde zemin tuğlalarının toprak rengi, çarkıfelek ile stilize kandil motiflerinin turkuaz ve patlıcan moru renkte teşkil edilmesi yine renk sembolizminin göstergesidir.
Malatya Ulu Camii (1224)’nin tuğla malzemeli olan kubbesinde turkuaz renkli sırlı tuğlalar merkezdeki Mühr-ü Süleyman motifinin etrafında ve tuğla malzemeli mihrap önü mekanının üzerinde döngüsel bir hareket almaktadır.
Meraga Kümbet-i Gaffariye (1384) ’nin süsleme panolarında dışta sırsız tuğla kullanılırken sonra sırasıyla turkuaz, patlıcan moru ve beyaz renkler sıralanmaktadır, Meraga Kümbet-i Surh (1148)’un giriş açıklığının sivri kemerli alınlığında sırsız ve turkuaz sırlı tuğlalı geometrik şekillerin birbirine geçmeli şekilde verilmesi ve Nahcivan Mümine Hatun Kümbeti (1186)’nde gövdedeki geometrik şekillerin turkuaz renkli sırlı tuğla ve sırsız tuğlalar teşkil edilmesi bu örneklerin bizlere Allah’ın ayetlerde açıkladığı arz ve semavatı yaratmasının estetik bir tercih olarak mimari üzerinde renklerle yansımasını göstermektedir.
Geometrik yıldız süslemeleri basit bir motifler yerleştirmesi değil İslami inancın yansımasını göstermektedir. Kesret-vahdet ilişkili geometrik bezemelere ek olarak hikmet-vahdet ilişkisinin de olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra yıldızların ve malzemelerdeki renklerin dönemin sultanın ve yapıyı yaptıran baninin gücüne ve makamına da atıfta bulunduğunun göstermektedir.
KAYNAKLAR