Trafik hayatımızla ilgili olarak Peygamberimizin mucizevi hadisleriyle yüklediği “Yolda Eza Verici Olmamak/ Var Olan Ezayı Gidermek” ve “Bakışlarımızı Korumak” şeklindeki ilk görevimizi açıklamıştık. Üçüncü görevimizden başlayarak konumuza devam edelim.
Peygamberimizin bir buyruğu da sevgili kardeşlerim; yollarda da karşılaştığımız insanlara/müminlere selâm vermek ve verilen selâmı almaktır. Selam vermenin İslam dinindeki önemini bağımsız bir sohbetimizde sizlere açıklamıştık. Özetlersek selâmlaşma Kur’an ve Sünnet kaynaklı İslami bir görevimizdir, Aziz Peygamberimizin “ İfşaüs-Selâm” ve Reddüs-Selâm ifadeleriyle yüklediği bu görevin bir anlamı bilinen şekliyle selâm verip almaktır; birbirimize esenlik dileğiyle duacı olmaktır. Bir diğer anlamı da barışı yaymaktır. Çünkü Selâmın bir anlamı da barıştır.
Peki, yollarda bu görevin anlamı ne ola ki?
Sevgili kardeşlerim; yollarımızda birbirilerimize selam verip almak barışçı olmak ve barışçı mesajlar vermek olduğu için bu görevin anlamı yollarımızda ağız dalaşına girmemek, kavga etmemek, cahil yayalar ve vasıtalılarla problem oluşturmamak ve oluşturanlara karşı da İslam ahlakının gereği olan hoşgörülü ve affedici davranışları sergilemektir.
Trafikte hemen hemen her gün bizi üzecek, sinirlendirecek, sözlü münakaşalara yönlendirecek durumlarla karşı karşıyayız. Bu sebeple Peygamberimizi yüklediği bu görevimizi de yapmaya gerçekten muhtacız. Üstelik bu görevimiz, Peygamberimizin öğütleri olduğu için bizler için bir ibadettir ve ahiret yatırımıdır.
Trafikte/Yollarda bir görevimiz de de emir bil marûf ve nehyi anil münker yani insanları iyiye, güzele çağırmak, kötülerden, çirkinliklerden sakındırmaktır.
Bu görev İslam ümmetinin ana görevidir. Her Müslümanın da temel görevleri arasındadır. Ama yollarda yapılması gereken emir bil maruf ve nehiy anil münker’in anlamı ne olabilir sevgili kardeşlerim?
Bu görevimizin anlamı insanları trafik kurallarına uymaya çağırmak, , yollara zararlı ve kirletici maddelerin atılmaması için uyarılarda bulunmak, hataları ilgililere bildirmek, kasıtlı ihlallerde yetkililer olarak trafik cezası kesmektir. Ayrıca gerektiğinde yetkililerden yollara yönlendirici işaret levhaları konulması ve alternatif yollar yapılması için talepte bulunmaktır.
Bunlar de bizim için yollarımızda yapmamız gereken bir görevdir. Bana ne diyemeyiz. Biz katılımcı olmakla yükümlüyüz. Modern dünyada demokrasi yüceltilirken, katılımcılık olarak tanımlanmaktadır. Oysa katılımcılık Müslümanın İslâmî görevidir. Bize ne diyemeyiz.
Sevgili kardeşlerim; Trafikte bir diğer anlatımla yollardaki bir görevimiz de yol gösterici olmaktır. Bu görevimizi şöylece özetleyebiliriz: Yol soranlara ilgi gösterip ayrıntılı tarifler yapmak, yolculuklarımız sırasında yol haritaları hediye etmek, sakatların, âmâların geçişlerine yardımcı olmak. Yetkili ilgililer olarak da, yollara yol gösterici işaret levhaları koymak/koydurmaktır. Peygamberimiz, bütün bu gibi faydalı işlerin her birinin bizim için bir sadaka değerinde olduğunu açıklamaktadır.
Peygamberimizin diliyle bizlere yüklenen yollarla ilgili bir görev de, , yolun mazlumlarına yardım etmektir. Bu vazifemizi günümüzün şartları içinde şöylece dile getirebiliriz: Bunlar lastiği patlamış, vasıtası arızalanmış kişilere durup yardım etmek, kaza geçirenlere ilk yardımı yapmak, gerekirse yaralıları arabamızla sağlık kurumlarına ulaştırmak, bizzat yardım edilemiyorsa, ilgililere haber vermek, kaza yapıp kaçanları yetkililere ihbar etmek, vs.dir.
Evet, güzel kardeşlerim; bütün bunlar insanlık ödevleri ve vatandaşlık görevlerimizdir. Ama Müslüman için İslâmî hayatımızla irtibatlı ibadet nitelikli görevlerimizdir. Ebedi hayat bu gibi görevlerle de kazanılır güzel kardeşlerim.
Konumuzu özetlerken; bir önemli noktaya daha işaret edelim. Trafik kazalarını ilahi kadere yamıyor ve böylece yorumluyoruz. Bakınız Peygamberimiz bir hadislerinde “Aman çokça sadaka verin, çünkü sadakalar kazaları/belaları giderir,” buyuruyor iken bir diğer hadislerinde de “ Yolda zarar verici olmamayı / zarar verici olanları gidermeyi” da sadaka olarak niteliyor.
Görülüyor ki sevgili kardeşlerim; olgun ve ortak aklın verileri olan trafik kurallarına uymak ve açıkladığımız görevlerimizi yapmak bizi trafik kazalarından koruyacak veya kazaları en aza düşürecektir. Bir diğer anlatımla ölümle veya yaralanmalarla ya da maddi zararlarla sonuçlanan hatalardan koruyacaktır.
Güzel kardeşlerim; bitirirken şu soruyu soralım. İyi de açıklanan bu görevleri yapmanın anlamı ve amacı nedir? Bizim amacımız insanlara yararlı olmaktır. Bizim amacımız zarar verici olmamaktır. Bizim amacımız Allah’ın rızasıdır. Böylece ebedi hayatımızın Cennet mutluluğunu sağlamaktır. Sağlanabilir mi? Bu sorunun cevabını Peygamberimizin hadisleriyle vermeye çalışalım. O şöyle buyurur:
“Sizden önceki ümmetler içinde yaşayan bir adam, bir ağaç dalının yola uzandığını ve de geçişleri engellediğini görür. Görünce ağacı budayarak engeli kaldırır. Bu ameli sebebiyle Allah, o kulunu bağışlar”.
O, bir diğer hadislerinde de “ Yoldan zarar verici oluşumları gidermeyi cennete götürücü bir amel olarak” müjdeler.
Sevgili kardeşlerim; vaktimizi doldurduğumuz için yeniden bir özet yapma gereğini duymuyor ve şu cümlelerle sohbetimizi bağlıyorum:
İslam hayatın bütününde yaşanması gereken bir hayat düzenidir. Onu hayatımızın her anında yaşamak konumundayız. Trafik hayatımızda da arz ettiğimiz görevleri yerine getirerek yaşamalıyız. Yaşamalıyız ki Müslüman olmanın bereketlerini dünya hayatımızda görelim, ahiret hayatımızda de Cennetle taçlandıralım.
Hepinize hayırlar, huzurlar dolu ömürler niyaz ediyorum. Namazlı ömürler niyaz ediyorum aziz kardeşlerim.
Ali Rıza Demircan
MİRATHABER.COM -YOUTUBE–