Mirat Haber Ajansı
Koronavirüs pandemisi dünya çapında insanları yaşam tarzında büyük değişiklikler yapmaya zorladı. Müslümanlar da dahil olmak üzere dini grupları yeni gerçeklere uyum sağlamaya yöneltti. Koronavirüs salgını, 2 milyara yaklaşan dünya Müslüman nüfusunun kutsal Ramazan ayını yeni şekillerde geçirdiğini görecek. Oruç açmak için iftarlar, cemaat namazları, teravih ve hatta yardım toplamak için sosyal toplantılardan kaçınmaları gerekecek. Ancak geçmişte kitlesel dini toplantıların Müslüman dünyada durdurulma örnekleri var.
Hac Doğu Arabistan’da bulunan Karmat kabilesinin 930 senesinde Mekke’ye benzeri görülmemiş bir şekilde saldırması, Hacer-i Esved’in çalınması, binlerce insanın öldürülmesi ve ölenlerin çok sayıda cesedin Zemzem kuyusuna atılarak hastalık çıkması sonucu Hac askıya alındı. Hacer-i Esved ancak yaklaşık 20 yıl sonra Mekke’ye iade edildi.
19. yüzyıl boyunca da yıkıcı kolera salgınları, 1837 ve 1846’da Haccın askıya alınmasına neden oldu. 1830 ve 1930 arasında Mekke’deki hacılar arasında çıkan 27 kolera salgını vardı. Kolera 19. Yüzyılda bütün dünyada önemli bir hastalık ve ölüm nedeniydi.
Ölümcül bir hastalık olan Ebola salgını 2010’ların başlarında zirveye ulaştığında, dünyadaki ülkeler, virüsün merkez üssü olan Batı Afrika ülkeleri için vize önlemleri aldı. 2014 yılında Suudi Arabistan, Gine, Liberya ve Sierra Leone vatandaşlarına Umre ve Hac vizesi vermeyi geçici olarak durdurdu.
Cuma namazlarının durdurulması daha nadir görünen bir durum. Benzer tek durum, 29 Nisan’da, camileri harabeye bırakan bir dizi hükümet önderliğindeki hava saldırısının ardından Suriye’nin Halep şehrinde Cuma namazlarının iptaliydi. Dini konseyler Halep sakinlerini camilerden uzak tutmaya çağırmış, tarihte ilk kez böyle bir adım atılmıştı.