İslâmi çerçeve içinde cinsel öğretim farzdır

Yankı Dergisi’nin Ali Rıza DEMİRCAN hocamızla yaptığı röportajı ilginize sunuyoruz.

Yankı — Bir din adamı olanak cinsel eğitimin gerekli olup, olmadığı konusunda neler dersiniz?

Ali Rıza Demircan— Biliyorsunuz, eğitim sözcüğü, öğretimin yanışıra, uygulamayı da içine alan bir anlam ifade eder. Bu itibarla yanlış anlamalara sebebiyet vermemek için ben sualinizi cinsel öğretim gerekli midir şeklinde anlıyorum. Ona göre cevab vereceğim.

Cinsel öğretim denildiği zaman bundan ilim ve ahlâk dışı neşriyatın sergilediği istismarcılığı ve cinsel birleşme tekniklerinin resimlendirilmesi anlaşılabilir. Eğer bu anlaşılıyorsa, İslâm, böyle bir öğretimi onaylamaz, bilakis karşı çıkar. Eğer cinsel öğretimden, İslâm dininin iki ana kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm’in ve aziz Peygamber’imizin Sünnetinin belirlediği ve de İslâm bilginlerinin eserlerinde işlediği muhtevayı, evet bunu kastediyorsak, İslâm toplumunda cinsel öğretim mutlaka gereklidir. Buna dinî ifadeyle farz’dır diyebiliriz.

Burada konuya açıklık getirelim. İslâm dininde kadın ve erkek herkese ilim öğrenmek farzdır. Her bir Müslüman tarafından öğrenilmesi gereken yanifarz-ı ayın olan bilgiler ise İslâm Dini’nin inanç esasları, emirleri ve kesin yasaklarıdır. İslâm dininde emirler ve yasakların mühimce bir bölümü cinsellikle alâkalıdır. İslâmî emir ve yasakların önemlice bir bölümü cinsellikle alâkalı olduğu içindir ki, biz Kur’ân-ı Kerîm’in ve yüce Peygamber’in sünnetinin belirlediği ölçüler içinde cinsel öğretim farzdır diyoruz.

Nedir bu cinsel emirler ve yasaklar? Yasaklara bazı misaller verelim:

Eşimizin dışındaki insanlara cinsel arzuyla bakmak, ergenlik çağına ermiş bir kadınla bir erkeğin bir arada yalnız kalması, flört, cinsel duygulrı uyarıcı musiki, zina, homoseksüellik, sevicilik, hayvanlarla cinsel temas, vücudun İslâmî ölçülere göre örtülmesi gereken yerlerini açığa vurmak, kadın ticareti, cinsel kaynaklı iftira, cunüplük sonrasında gusül abdestini bir namaz vaktini aşacak şekilde ertelemek, kısırlaşmak, eşe ters yoldan temas etmek, adet halinde ilişki kurmak, dinî ve tıbbî bir mazeret olmaksızın kocanın cinsel arzularna karşı çıkmak, kadını ihmal etmek, mahremleri kıskanmamak, süslenerek na mahrem erkekler arasına çıkmak vs.

Burada görüyorsunuz, sizlere yirmiye yakın cinsel haram saydım. Bu haramların ve benzeri haramların her Müslüman tarafından mutlaka ve mutlaka bilinmesi gerekir. O halde İslâm’da, İslâm’ın anladığı ölçüler içerisinde cinsel öğretim farzdır diyebiliriz.

Günümüz aktüalitesiyle irtibatlandırarak burada bir ilave daha yapalım: İslâm dini cinsel öğretimi farz kıldığı için cinsel sözleri, yazıları belli ölçüler içerisinde onaylamaktadır.

Şöyle ki: Kişi cinsel mevzuları ya öğrenip öğretmek için konuşabilir, yazabilir veya hastalık türünden bir rahatsızlığı dile getirip, tedavi ettirebilmek için konuşabilir, yazabilir. Ya da hukukî mahiyet arzeden bir problemi çözümlemek ve çözümletebilmek için konuşabilir ve de yazabilir. Ne var ki, kişi eşiyle yaptıklarını anlatamaz, eşinin dışındakilerle yaptıklarını da anlatamaz, —zaten eşinin dışındakilerle yaptıkları da haramdır İslâm’da— Kişinin başkasının yaptığı cinsel işleri konuşması ve yazması da yasaktır. Kişi hayalinde ürettiği şiir, piyes, hikâye ve roman kahramanlarına işlettiği birtakım cinsel işleri de konuşmaya konu edemez, yazıya mevzu edemez.

İslâm’ın onayladığı cinsel öğretim, sadece yukarıda örneklerini verdiğimiz türden haramların öğretimine mi münhasırdır? Mesela, tamamen yine bilimsel ölçüler içerisinde cinsel organların yapısı, işlevleri gibi konular bahse konu edilmez mi? Elbette ki edilebilir. Altım çizerek belirteyim, yukarıda saydığımız haramlar dışında cinsel organların yapılarım açıklayan, cinsel işlevlerini öğreten ve cinsellikle ilgili kesin ilmî sonuçlan, herhangi bir kültürün değer yargılarıyla yorumlamadan, öğretim amacıyla, ama erotik olmayan filmler ve çizgiler yardımıyla, anlatmak bu da İslâm’da onaylanabilir. Toparlarsak, Kur’ân ve sünnet ölçülerine göre, Kur’ân ve sünnetin sunduğu muhteva içerisinde cinsel öğretim farzdır.

Yankı — Bir de aile içinde bu öğretimin verilmesinden söz eder misiniz?

Demircan —Aile çevresinde bu bilgilerin elbette verilmesi lâzım. Ancak takdir buyurulur ki, çocuğa hangi yaşlarda, ne ölçüde bilgiler verilmesi meselesi özel ihtisas konusudur. Bazı çocuklar fazla sualler yöneltirler. Yaşlarından beklenmeyen sualler yöneltirler. Bazı çocukların kavrayışları diğerlerinden çok farklıdır. Çocukluk döneminde dikkat edilmesi gereken nokta şudur:

Çocuğa yanlış bilgi verilmemelidir. Verilen bilgi doğru olmalıdır.

Pek tabiî ki bir de çocuk ergenlik dönemine girerken elbet bazı bilgilerin aile çevresinde verilmesi lâzım. Meselâ bir genç kız, ergenlik çağına girerken, âdet hâli ile ilgili bazı bilgilerin ona aktarılması gerekir. Keza ergenlik çağına giren erkek çocuğuna cünüplük olayı hakkında bilgi verilmesi gerekir. Nelere bakmanın haram olduğu, kimlerle, ne zaman ve ne türde beraberlik yasağı bulunduğu gibi bazı bilgiler verilmeli, ancak, bu bilgiler verilirken, tabiî aile çevresinin de yeterince bilgili olması gerekir. Kaldı ki bizim toplumumuzda bir tezat var. O da şudur: Meselâ bir yığın dizi filmler var televizyonda. Bu dizi filmlerde birtakım aşk sahneleri var. Ne gariptir, ana-baba çocuklarıyla bu tür dizi filmlerin bu gibi sahnelerini beraberce izlemekten kaçınmıyorlar, sakınmıyorlar da, çocuğuna öğretmesi gereken bir bilgiyi verme konusunda utangaçlık gösteriyorlar. Ortada bir tezat var. Oysaki İslâm’da her iki uçta aşırılık onaylanmaz. Yani öğretilmesi gerekenlerin, öğretilmesi hususunda utangaçlığa yer yoktur.

Sonuç olarak şunu ifade edeyim: Toplumun bu eğitimi büsbütün ailenin inisiyatifine bırakmaması lâzım. Çünkü yeterli bilgi almak güç olur. Ancak bugünkü eğitim yapısı içerisinde kaş yapayım derken, göz çıkarmamak, bugünkü mevcut öğretim kadrosuyla ve karma eğitim düzeni içerisinde —evet altını çiziyorum— kaş yaparken, göz çıkarmamak ne ölçüde mümkün olur? Muhteva ve usul yönünden eğitimimizin ilmîleştirileceği ve İslâmîleştirileceği zamana kadar cinsel bilgileri, ilmi verilerle donatılmış İslâmî eserlerden edinmek zorundayız.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi