Vaktinin büyük çoğunluğunu internette geçiren gençler ve yaşlılar olduğu kadar görme engeli sebebiyle okuma yazma faaliyetlerinde bulunamayan insanlar için sesli kitap ihtiyacı bulunmaktadır. Birçok vakfa, yayınevine ve kuruma gerekli başvuruları yapmış olmamıza rağmen konuya yeterince eğilmedikleri görülmektedir. Youtube ve diğer bazı internet sitelerinde belli yayıncılık politikaları çerçevesinde bazı eserler sesli kitap olarak dinlenebilmektedir.
Yakın dönemde Şiilikle ve Vehhabilikle ilgili kitapların Youtube’da bolca bulunduğuna şahit olmakla beraber Hanefi-Maturidi eserlerinin yeterli ve düzenli şekilde bulunmadığını müşahede etmekteyiz. Kendi alanımızdan yola çıkarak benzer taleplerde bulunan ve Türk-İslam Anlayışına sahip olan Anadolu İnsanının bu ihtiyacını gündeme getirme gereği duymaktayız. Bir çok kimseden, hangi kitabı okuyalım ya da dinleyelim gibi soruları işitmekteyiz. Benzer şekilde hasta olan, ilmi faaliyetler içinde bulunan veya bulunmasa da haberdar olmak isteyen vatandaşlarımız için de Türkçe kitap seslendirmeleri yapılmalıdır.
Belki Kültür Bakanlığımız bu konuda bir adım atabilir. Belki TRT veya benzeri kuruluşlar, TİKA, Diyanet ya da Yunus Emre Enstitüsü de bu konunun üzerine gidebilir. Gençlerin zararlı yayınlarla zihninin bulanması, devletimiz ve milletimiz açısından bir kayıptır. Zira önce sözde çağdaş ardından sözde dindar yayınlar ifsad tohumu saçmaktadır. Birincisine nazaran biz ikincisi üzerinde duracağız ki daha mühimdir. Allah’ın, peygamberin, Ehli beytin veya Ashab-ı kiram’ın adıyla gençleri kazanan bazı yayıncıların daha sonra davetçilik, hurafecilik, şiddet veya ayrımcılık söylemlerine meylettiği görülmektedir. Bunlar makul ve tutarlı olmadığı gibi fevkalade zararlıdır ve insanımızı birbirine düşürmektedir.
Elbette ki devletimizin belli kanunlar neticesinde zararlı yayınlarla mücadele ettiği bir gerçektir. Ancak hem bu konunun bertaraf edilmesi hem de küresel çapta bir özgürlük anlayışının medyada hakim olması sebebiyle yasaklamadan çok alternatif yayın politikası geliştirmesi daha yerinde görünmektedir. Örneğin; İslami İlimler sahasında hadis ya da tefsir dinlemek isteyen bir genç bunu ne Türkçe ne de Arapça güvenilir bir kaynaktan dinleyememektedir. Üstelik yayıncıların çoğunlukla Vehhabi veya tarikatçı olması da ayrı bir kaç sakıncadan bazılarıdır. Bunun yanı sıra ülkemizde buna meyledenlerin işi yarım bırakmasından daha öte editörlük hizmetinin olmaması da bu videoları verimsiz ve sıkıcı hale getirmektedir. Biz kendimizden yola çıkarak bir örnek vermeyi uygun görüyoruz. Hasbelkader ulaşabildiğimiz bir youtube yayınında gördük ki bütün senedlerin zikredilerek hadis nakledilmesi, hem dinleyenin zihnini ve hafızasını yormakta hem vakit kaybına yol açmaktadır. Oysa sıradan vatandaş ravi isimlerini değil, nebevi ahlakı öğrenmeyi talep etmektedir. Üstelik cerh ve tadil ilminde de epey aşama kaydedilmiştir ve buna göre bir faaliyet fevkalade yerinde olabilir.
Bugün Türkiye, tercümede altın çağını yaşıyor denmekte ve fakat bunun karşılıkları bir çok sahada görülmemektedir. Türkiye’de ilim hemen her yeri kuşatsın istiyorsak güvenilir ve gözden geçirilmiş yayınların hele de sesli kitapların çoğalması için çaba göstermeliyiz. Bizim kanaatimizce öncelik sırasına göre bir çok ilim sahasından bir heyetle bu eserler stüdyolarda okunabilir. Böyle bir şey Allah’ın isminin anılması, örnek ahlaklı peygamberlerinin toplum nezdinde devamlı hatırlanması için de elzemdir. Zira gençlerin rol ve model olarak aldıkları kişiler genelde yüksek şahsiyet ve dava sahibi insanlar değildir ve internette ve televizyonda rastladıkları ciddi yetenekleri veya ilmi derinliği olmayan bayağı kimselerdir. Yakın dönemde televizyonlarımızda pagan ritüelleri dahi yayınlanmıştır. Maalesef İslami söylemlere tahammülü olmayan insanların büyük çoğunluğu ise buna sessiz kalmıştır. Diğer yanda bir karış sakalla Türkçe dini yayın yaptığını söyleyen bir meczup, oy vermeyi kafirlik saymakta, okula gitmeyi ise bunların hepsinden daha şerli olarak görmektedir. Bütün bunlar şuursuz ya da ifsadcı nesillerin oluşmasına sebebiyet vermektedir. Dileriz konuyla ilgili somut bir adım yakında atılır.
Kanaatimizce çoğunlukla hacimli eserler olması hasebiyle parça parça öğrenilmesi insanın içine sinmeyen İslami eserlerin satışına bu çalışmalar da katkı sağlayabilir. Sesli kitap, telif hakkını çiğnemek değil aksine yayıncıların reklamını yapmaktır. Bu açıdan yaklaşıldığında İslami Neşriyata da fayda sağlayacağı açıktır. Dolayısıyla yayınevlerinin de ikna ve teşvik edilmesi gerekmektedir ve devlet büyüklerimiz bunu milli bir kampanyaya dönüştürerek gerçekleştirebilir. Cehaletle savaş kapsamında, dinin istismar edilmesine ve/veya modernlik ve sekülerlik adı altında anarşist politikaların zihinleri kuşatmasına karşı somut bir adım atmak fevkalade lüzumlu bir iştir. Okunmayan dergileri ve gazeteleri satmakla uğraşan medyamız ve yazar-çizer tayfamız da bu işe ağırlık vermelidir zira her şey artık ekranlarda ve internettedir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…