İslâm açısından sinemanı meşruiyetini bir başka yazı dizimizde inceleyeceğiz. Şimdilik İslâmî sinemanın önünde engel gibi görülen üç probleme açıklık getirmeye çalışacağız.
Batıllara Yer Verilmesi
İslâm’ın itikadî, siyasî, iktisadî, kültürel ve ahlâkî bakımdan tam anlamıyla iktidar olamadığı toplumlarda Hak’la Batılların iç içeliği kaçınılmazdır. Bu İslam’ın ilk dönemlerinde beri yaşanagelmiş bir gerçektir.
a.Medine İslam toplumunun ilk dönemlerinde içki, kumar, faiz ve zina var. Bu fiillere onay verilmiyor, sıcak bakılmıyordu. Ama varlıkları bir gerçekti. Bilfiil yasaklama gücüne erişilinceye kadar ilahi hikmet bu fiillerin haramlığını bildiren hükümleri erteletmişti.
b.Allah’ın Resûlü ve sahâbilerinin büyük bir iştiyak ve vecdle Hicrî 7. yılda yaptıkları Umretu’l Kada sırasında Kâbe putlarla doluydu. Mekke’nin fethinden sonra bile İslâmî hac Müşriklerle beraber yapıldı. Müşriklerin şirk üzerinde ve çıplak tavaf yapamayacakları hususundaki nihai hüküm Hicretin 10. yılında Veda Haccı sırasında uygulanabildi.Siyasî ve askerî egemenliğe rağmen kültürel ve sosyal şartların olgunlaşamaması sebebiyle Allah’ın Resûlü Hicretin 8. ve 9. yıllarında müşriklerin müminlerle birlikte Hac yapmasını engellemedi.
c.Ülkemizin Dâru’l-İslâm/İslâmî temellere dayalı bir ülke olmadığı ilmî ve fiilî bir gerçektir. İslam ceza hukukunun (Hadler) uygulanamayacağı bir toplumda güç yettirilemeyecek noktalarda nihai hükümlerin baz alınması, Kur’an’ın 23 senelik bir zaman süreci içinde indiriliş sebebini kavrayamamaktır. İçtimaî/sosyal şartların, nihai hükümlerin uygulanmasına imkân veremediği toplumlarda bu hükümleri terk veya zıddına yorumlamak değil, tehir etme zarureti vardır. Akademik çevrelerde farklı görüşler seslendirilse bile, yönetimleri laik bütün İslam ülkelerinde fiilî durum budur.
d.Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında haramları helâlleştirmeden, günahlara özendirmeden ve şehvetleri tahrik etmeden toplumdaki mevcut olumsuzlukların zaruret öcüsünde aktarılmasında bir sakınca olmadığı kanaatindeyiz. Kaldı ki muteber Kurân tefsirlerimizde âyetlerin açıklamaları yapılırken, Hadis kitaplarımızda hadisler şerh edilirken ve güvenilir tarih kaynaklarımızda Cahiliye dönemi tasvir edilirken bu tür aktarmalar yapılmaktadır. Burada mühim olan aktarımların yazılı veya görsel olarak yapılmasından çok yapılabilir olmasıdır.
e.Hakkı açıklarken, meşru olmadıklarına işaretle batıllara yer verilmesinin dolaylı olarak onlara yönlendirici olunacağı görüşüne katılamıyoruz.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi