a.) Çerçevesi Kurân âyetleri ve Peygamberimizin buyruklarıyla belirlenmiş konuların aktarıldığı sinema İslâmî Sinema’dır.
Bu tür filmler öğretici olacak içerikleriyle gereklidir. Özellikle Müslümanlara yönelik olarak hazırlanmalıdır.
b.) İslâm’ın yücelttiği insana, ana babaya ve akrabaya saygı-yardım, düşkünleri/yaşlıları koruma, güvenilir olma, doğru sözlülük, sözleşmelere bağlılık, tevazu, kibirden-bencillikten korunma, zulme ve zalime karşı direniş, sevgi – dostluk, fedakârlık, hukukî ve sosyal adalet, aile hayatının kutsallığı, helâl kıskançlık, tüm canlı ve cansız varlıkların insan için yaratıldığı ve korunmaları gereken emanet oluşu, iffet ölçüleri korunarak yaşanan aşk, vs. gibi Kur’ân’ın Mârûf dediği evrensel mesajları içeren ve tabiî olarak insan doğasının onayladığı sinema da İslâmî Sinema’dır.
Bu anlamda İslâmî Sinema’nın gayr-ı müslim sinamacıların eliyle yapılmış pek çok örnekleri gösterilebilir. Bu tür sinemada önemli olan konular işlenirken İslâm’ın genel ilkelerine ters düşülmemesi ve haram kılınan işlerin meşrulaştırılmamasıdır.
İSLÂMÎ SİNEMANIN PROBLEMLERİ
İslâmî Sinama’nın bazı problemleri olabilir. Bu problemlere eğilirken dikkate alınması gereken temel gerçek Kur’ânî Vahyin iniş süreci olmalıdır. 23 yıl olan bu sürecin ilk 15 yılında mesela faiz, içki-kumar yasağı ve tesettür emri ve sosyal hayatı düzenleyici Ceza ve Miras türü kurallar henüz indirilmemişti.
Bir diğer anlatımla ilk 15 yılda İman esasları işlenir, sosyal adalete vurgu yapılır ve örneğin zinaya yasak getirilirken Müslümanlar arasında faizli işlemler yapılmaktaydı, Müslüman kadınlar tesettürlü değildi ve içki kullanımı da yaygındı ama faize, tesettürsüzlüğe ve içkiye meşruiyet de verilmiyordu. Bunun anlamı İslâm’ın bütün ilkelerinden onay alacak sinemaya tedrici bir yöntemle gidilebileceğidir.
Biz İslâmın bütününe îman şartıyla haramları helalleştirilmeden ( Mekke döneminde olduğu gibi bazı konulara yer vermeksizin ) evrensel mesajlı filmler çekebiliriz. Tarihî dönemlerin ictihadlarından değil ama Kur’ân ve Sünnet metinlerinden hareketle çözüm üretilemeyecek problem yoktur.
Sinema için söylediklerimiz Televizyon için üretilmekte olan dizi filmlerimiz için de geçerlidir. Televizyon dizileri konusuna öncelik verilmesi ise çok daha önemlidir.
Kurucusu ve başkanı olduğum Ardev ( Ali Rıza Demircan Eğitim Vakfı) Olarak birinci derecede amacımız kolektif çalışmayı gerektiren bu alana yöneticilerimizin, sermaye sahiplerimizin, din alimlerimizin ve sosyal bilimcilerimizin ve sinemacılarımızın dikkatlerini çekmek ve birliktelikleri için adımlar atmaktır. Vakfımız hizmete hazırdır inşallah yöneticilerimiz başta olmak üzere ilgililer de hazır olurlar da hayırlı adımlar atılabilir.
MİRATHABER.COM – YOUTUBE-