Malların maliki-sahibi Allah’tır. Biz Onun koyduğu ölçülere göre helal-haram gözeterek kazanırız. Tüketimi helal ve haram kılınan ölçülere göre sınırlarız. Ama tüketimden artan malları-paraları yani ekonomik imkânları atıl kılmaz, yeni yatırımlarla toplum ekonomisine yönlendiririz. Bunun anlamı şudur :
Pekiştirelim, bizler yeterince harcama yaptığımızda artan maddî imkânlarımızı yeni yatırımlara yönlendirmekle yükümlüyüz. Çünkü faize gidemeyiz; faiz Allaha ve Peygamberine savaş açma anlamına gelen bir haramdır.
Ana ilkemiz şu olmalıdır: İnsanların en hayırlısı insanlara en ziyade faydası dokunanlardır. Bizler yaşadığımız toplumda yeni yeni iş alanları oluşturmalıyız ki, toplumumuzda yaşayan insanlar helâl yollardan rızıklarını temin edebilecekleri işleri bulsunlar.
Sermaye azlığı, yeteneksizlik ve yaşlılık varsa ve eldeki imkânları bizzat yeni yatırımlara dönüştüremiyor isek; işte o zaman şirketleşme yoluna gitmek veya var olan güvenilir şirketlerden hisseler almak konumundayız. Ve de toplumumuzda etkin ve denetimli bir borsacılığı geliştirmekle yükümlüyüz.
Ekonomistler Yetiştirmek
Bunun için de muhtaç olduğumuz İslam’ı bilen ekonomistleri yetiştirmek zorundayız. Biz seküler adamlara değil, Yaradan’ın koyduğu ölçüleri bilen, helâl çerçevesi içinde bize değişik alternatifler sunabilecek Müslüman ekonomistlere ihtiyaçlıyız. Onların denetiminde borsacılığı geliştirmeli, yeni yatırımlar için borsayı da bir enstrüman olarak kullanabilmeliyiz.
Bakara 219, bizi ihtiyacımızdan artanları infak etmemizi yani yeni yatırımlara yöneltmemizi işaret etmektedir.
Yeni Yatırımların Amacı
Yeni yatırımlara yöneltici bu ilahi kuralların konulması amacı aziz kardeşlerim; malı, parayı, toplumun iktisadi tünellerine, kılcal damarlarına pompalamak, böylece herkesi kendisine yeter hale getirecek bir toplum yapısı oluşturabilmektir.