İSLAM’LA İNATLAŞMAK

Hayatımızın maalesef acı bir durumu var ki içler acısı…

Damarlarımızda adeta sekülarizmin zehiri dolaşıyor… Bu öyle bir zehir ki sarmış bütün damarlarımızı…

Dört bir tarafımızı saran kültür emperyalizmi, nesillerimizi öyle bir etkiliyor ki ne din kaldı ne de iman!

Artık insanlarımızın bir kısmı deist oldu, diğer kısmı ise ateist.

Peygamberimiz (sav)’in “Kim bir kavme(topluluğa) benzerse, o onlardandır” hadisi şerifiyle inatlaşıyor günümüz Müslümanı…

Hem de ne inatlaşma!

İnsan hem Müslümanım der, hem de dini değerleri ile inatlaşabilir mi?

Şeytanın adımlarına uyarsa tabii ki de inatlaşır!

Peki nasıl inatlaşır insan dini değerleriyle?

Mesela bizim dini değerlerimizle ve kültürümüzle hiçte alakası olamayan yılbaşı kutlamalarına itibar ederek inatlaşır…

Bu kutlamaların haram olduğunu bile bile de “Biz noel kutlamıyoruz, bizim ki masum bir yılbaşı kutlaması” diyerek işlediği haramlara kılıf uydurarak inatlaşır…

Piyango bileti almanın bir kumar dolayısıyla da haram olduğunu bildiği halde, “Yılbaşında piyango bileti almak adet olmuş” onun için ben de bir bilet aldım diyerek inatlaşır…

Alkollü içkilerin haram olduğunu bildiği halde,” bu masum bir yılbaşı kutlaması, bu gecede bir iki kadeh içki haram olmaz” diyerek değerlerini ve kültürünü hafife alarak inatlaşır…

“Yılbaşında evimizde hindi pişiriyoruz, bir iki kadeh içki içiyoruz, tombala oynuyor ve televizyon seyrediyoruz, bunun neresi günah?” diyerek, farkında ya da farkında olmayarak dini değerleriyle alay ederek inatlaşır.

Yılbaşı gecesinde TV ekranlarında dansöz dahil, ahlaka mugayir eğlence programlarını izleyip bu ahlaksızlığa pirim vererek inatlaşır…

On beş asır önce vahyedilen İslam’ı gericilik ve yobazlık olarak görürken, temeli milattan önce pagan kültürüne ait olan yılbaşı kutlamalarını çağdaşlık ve modernleşeme görerek inatlaşır.

Pagan kültüründe güneşe tapan toplulukların, 21 Aralık tarihi geçtiğinde ve gün dönümü gerçekleştiğinde, güneşi yani tanrıyı gün içinde daha fazla göreceğiz diye kutladıkları yılbaşını, bu şekliyle hatırlatanlar olmasına rağmen, “adam sende” deyip önemsemeyerek inatlaşır.

Yılbaşı kutlamalarının Hıristiyanlar tarafından Hz.İsa’nın doğumu olarak kutlandığını, bizim bu kutlamalara katılarak Hıristiyanlara benzemek gibi bir gafletin içine düştüğümüzü bildiği halde bu kutlamalara itibar ederek inatlaşır.

Yeni bir yıla neşeli ve mutlu girilirse, bütün yıl öylece neşeli ve mutlu geçermiş hurafesine inanarak, imtihan dünyasının Cenabı Hak tarafından koyulan ilkelerini ret ederek inatlaşır.

1990 yılında BBC yayınlarından çıkan “Misyonerlik” kitabında,” Müslümanları Hıristiyanlaştırmak imkânsızdır. Onları Hristiyanlaştırmak için, önce onları dinden uzaklaştırmak gerek. Bu hususta her türlü faaliyeti yaparken adına ‘Çağdaşlaşma’ deyiniz, ibaresini gördüğü ve bildiği halde Müslüman, durmadan ve düşünmeden diniyle ve değerleriyle inatlaşır durur.

Sonuç… Dünyasını ve ahiretini kaybedenlerden olur.

Bunu yaparken de çoluk çocuğuna ve etrafına çok kötü örnek olmuş olur. Müslümanların üzerinde oynanan ve hayata geçirilen Kültür emperyalizminin çok büyük bir piyonu haline gelir de farkına bile varamaz.

Kimse bu noktada, “din Allah ile benim aramda, kimse karışamaz. Benim kalbim temiz kardeşim!” martavalı okumasın. Hiç değilse bunu yapmasın ve harama giriyorsa da bu haramından tövbe ederek rabbimize yönelme cihetine gitsin.

Allah’ın dini ve Peygamberlerin getirdiği din ile inatlaşanlar hakkında yüce rabbimiz bakın ne buyuruyor:

“Eğer O, rızkını tutsa (vermese), rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direniyorlar.”

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

Şaban Doğan