Kime sorsanız “Müslümanım” diyor. Laik seküler İslamsız dinsiz, dinin İslam’ın ahkâmına muhalif, Allah’ı ve Peygamberini yok sayan devleti idare edenlere sorsanız, “Müslümanım” diyor.
Dinin – İslam’ın haramlarını kamusallaştıran, dinin İslam’ın helallerini yasaklayan meclislerinde yasamada bulunan, koltuklarında müdebbir birer “Rab” gibi oturan vekillere sorsanız, “Müslümanım” diyor.
Her türlü yalanı dolanı hayat tarzı haline getirmiş, insanları aldatmayı, dolandırmayı kâr sayan, stokçuluk yapan, fırsatları kollayıp fahiş fiyatlarla mal satan ticaret erbabına sorsanız, “Müslümanım” diyor.
TV’lerde her türlü müstehcenliğin aktörü olanlara, bu programları yapanlara, programları pazarlayanlara, toplumu sapkınlığa sevk edenlere, fuhşa uyuşturucuya yol verenlere, sadakatsizliği aldatmayı normalleştirenlere sorsanız, “Müslümanım” diyor.
Hayatından dine İslam’a dair hiçbir emare bulunmayan, her türlü haramı içselleştirmiş, normalleştirmiş, Allah’a ve Peygamberine adeta meydan okurcasına aleni olarak haramları işleyen toplumun fertlerine sorsanız, “Müslümanım” diyor.
Dünyevi çıkar için çürük binalar yapan, projesini, kontrolünü eksik bırakan, içinde ailelerin yaşayacağı binalardan malzeme çalan ve ilk sarsıntıda yıkılan binaların müteahhidine mühendisine sorsanız, “Müslümanım” diyor.
Sağlık sektörünü bir rant alanı haline getiren, hiç gereği yok iken hastalarını para karşılığı ameliyat eden, küresel kafir ilaç firmalarıyla ortak çalışan, ilaç firmalarından nemalanan doktorlara sorsanız, “Müslümanım” diyor.
Bilgisini ilmini birikimini, okumuşluğunu, halkı aydınlatmak, uyandırmak, onlara yol göstermek için değil de, laik seküler egemen iktidara meşruiyet devşirmek için kullanan aydın akademisyen entelektüel tabakaya sorsanız, “Müslümanım” diyor.
Peki, bu toplum nasıl bu hale geldi? Çok değil, yaşı elliyi aşmış insanların çocukluklarında ve gençliklerinde bile olmayan bu kadar olumsuzluk, nasıl oldu da bu toplumun kılcal damarlarına kadar işledi? Geleneğimizi göreneğimizi, örfümüzü adetlerimizi, saygı ve sevgimizi, büyük küçük, canlı cansız, hayvan bitki bilumum yaratılmışlara karşı merhametimizi ne ara kaybettik? Yeni doğmuş bebeklerin bedenlerini sadece para için ticari bir meta olarak gören insan görünümlü vahşiler ne ara türedi?
Ve… Esas soru: Dini için canını veren dedelerin torunları, nasıl böyle imansız, insafsız, vicdansız, merhametsiz, duygusuz, hissiz, edepsiz, şerefsiz olabildi? Saçının teli görünmesin, elime namahrem eli değmesin diyen ninelerin torunları ne oldu da bu kadar müstehcen bir hayat yaşamaya başladı? Yerli gavurlar ne yaptı da, kendisine “Müslümanım” diyen toplum yediden yetmişe ahlaksız, edepsiz, Allah Peygamber tanımaz oldu?
Eğer devlet rejiminizden, siyasetinizden, hukukunuzdan, iktisadınızda, eğitiminizden, içtimai teşekküllerinizden İslam’ı uzaklaştırır, Allah’ı Peygamberi tanımaz bir düzen kurarsanız, bu düzende havasından avamına herkesi ifsat etmiş olursunuz. Ve sonuçta toplum külliyen fesat çukurunun içine yuvarlandı.
Ve yine… Eğer düzelmek istiyorsanız, yüzünüzü Batıya, küfre değil, Allah’a Peygamberine dönün.
YAKUP DÖĞER
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ