‘İsra ve Mirac uzay teknolojisini çağrıştırmalı değil mi?’

Yurt savunmamız, iktisadî ilişkilerimiz, sıla ve Hac görevlerimiz için yabancı ülke uçaklarını kullanma mecburiyetinin onursuzluğunu içimizde duyamıyoruz. Bombaların anasının daha bir iki hafta önce Amerika tarafından Müslümanlar üzerine atılmış olması bile bizi gafletimizden uyandırmıyor.

İsra ve Mirac olayı ile alakalı ilk yazımı 40 yıl kadar önce Süleymaniye Camii Minberinden sunmak üzere hutbe formatında hazırlamıştım. Sonraları yazılar yazıp televizyon programları da yaptım. İnternette rahatlıkla bulunabilir. Bu sebeple yeni bir yazı yazma gereğini duymadım.

Her yıl gibi bu sene de bilinçsizce kutladığımız İsra ve Mirac olayının bize neleri çağrıştırması gereği üzerinde durmamız gerekmez miydi?

Uzay Teknolojisinde Geriliğimiz

Gökler üzerinde düşünmemizi emreden âyetlerle birlikte değerlendirdiğimizde, İsra ve Mirac olayının bize muhtaç olduğumuz uçakları üretemeyişimiz ve uzay teknolojisinde geri kalışımızdan ötürü utanç duymamız ve atılım yapmamız gerektiğini ihtar ettiğini anlayabiliriz.

Ama görünürde bir belirti de yok gibi. Çünkü hâlâ Mirac’da namazın elli vakitten beş vakte düşürülüp düşürülmediğini tartışıyoruz.

Yurt savunmamız, iktisadî ilişkilerimiz, sıla ve Hac görevlerimiz için yabancı ülke uçaklarını kullanma mecburiyetinin onursuzluğunu içimizde duyamıyoruz. Bombaların anasının daha bir iki hafta önce Amerika tarafından Müslümanlar üzerine atılmış olması bile bizi gafletimizden uyandırmıyor.

Bir Hatıra

Burada bir hatıramı dile getirmek istiyorum. Yaklaşık 30 yıl kadar önce meşhur 163. maddenin yürürlükte olduğu bir dönemdi. Bir konferans vermek üzere Malatya’ya gitmiştim. Mahşeri bir kalabalık. Konferansı düzenleyenlerden bir ilgili gelip: “Hocam! Malatya ikinci ordunun merkezidir, istihbaratçılarımız çoktur. Bizi ve kendinizi sorumlu kılacak ifadelerden sakının” ricasında bulundu. Bu tür uyarılara alışmadığımız için celâllendim. Konferansa şöylece bir giriş yaptım:

Malatyalılar! Ben bu gün buraya İslâm’a ait özellikleri ve güzellikleri anlatmak üzere İstanbul’dan İngiliz – Fransız ortak yapımı bir uçağa binerek geldim. Böylesi bir uçakla gelişimden ötürü utanç duyuyorum. Ülkemizin yöneticileri ve generalleri de aynı utancı duyduklarında gelişme yoluna girmiş oluruz.

Aradan uzun sayılabilecek bir süre geçmiş olmasına rağmen Türkiye dahil hiçbir İslâm ülkesinin muhtaç olduğumuz uçakları yapamamış olması ne kadar acıdır.

Mevlid ve ilahî terennümleri, anlamı bilinmeden yapılan Kur’ân okumaları ve resmi dualarla ne zamana kadar teselli bulacağız?

Terörizmle mücadele etmek ve Hacca gitmek için üretebildiğimiz uçaklar şartını mı getirsek acaba!

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

6 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

6 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

10 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

11 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

12 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

12 saat ago