İSRA VE MİRACI GÜNÜMÜZDE NASIL KUTLAMALIYIZ?

Ramazan’da olmakla birlikte hangi gece olduğu kesin olarak bildirilmeyen Kadir Gecesi dışındaki Kandil gecelerimize yüklenen özelliklerin hiç birisi Kur’ân ve Sünnet’e dayanmaz. Ama Kur’ân ve Sünnet bize bu gecelerde var olduğu ileri sürülen ayrılacakların istisnasız her gecede var olduğunu bildirir.
Her Gece İsra Miracdır

Rabbimizin rahmeti istisnasız her gece tecelli etmektedir. Peygamberimiz bu gerçeği şöyle anlatır:

“Gecenin üçte bir vakti çıktığında Rabbimiz rahmetiyle tecelli eder ve şöyle buyurur: Yaratan benim, halik benim, malik benim, sahip benim. Yok mu bana dua edecek kulum, duasını kabul edeyim; yok mu bir isteyen duasını kabul edeyim, yok mu bağışlanmasını isteyen bağışlayayım? “

İsra ve Mirac olayının bir özetini linkini vereceğimiz yazımızda okuyabilirsiniz.

https://www.alirizademircan.net/isra-ve-mirac-insanligin-donum-olayidir-3-7h.html

Biz bu defa olaya farklı bir açıdan bakarak yaklaşacağız.

Varlıklar Üzerinde Düşünme Görevimiz

Bizim ana ibadet görevlerimizden biri, her biri bir âyet yani Rabbimizin varlığı ve yüceliğine delil olan varlıklar üzerinde düşünmemizdir. Pek çok ama pek çok âyetle emredilen Tefekkür/derinliğine düşünme ibadeti farzlar dışındaki nafile namaz ve oruçtan daha mühimdir ve de sevaplıdır.Bu İsra ve Miraç gecemizde geliniz her gece yapılabilecek ibadetlerden çok tefekkür ibadetine ağırlık verelim.

Madem gökte yürüyüş ve yükseliş olan İsra ve Mirac arefesine/gecesindeyiz, tefekkürümüzü göğe ve göksel varlıklara ilişkin Yaratılan ve İndirilen âyetler üzerine yoğunlaştıralım. Biz size Yaratılan varlık âyetlerine bakılmasını emreden İndirilen Kur’ân âyetlerinden örnekler sunacağız, siz de onları çoğaltabilir, düşüncenize konu edinebilirsiniz:

“Yedi göğü birbiriyle uyum içinde yaratan da Allah’tır. Yarattığı bütün varlıkları rahmetiyle kuşatan Allah’ın yaratışında hiçbir düzensizlik görmezsin. Haydi, çevir gözünü: Bir çatlak görüyor mu? Sonra gözünü bir daha, bir daha çevirip baksan da aradığı kusuru bulamayan gözün yorgun, bitkin vaziyette sana geri döner.”(Mülk Sûresi 3-4)

“Nasıl gaflet ettiler, üstlerindeki göğe bakmadılar mı, onu nasıl bina edip süslemişiz ki, hiçbir eksiği gediği yoktur. Yeryüzünü de döşedik, üzerine sağlam dağlar diktik, her güzel çiftten bitkiler yeşerttik.”(Kâf Sûresi 6-7)

“ Ey Cinler ve insanlar topluluğu! Eğer göklerin ve yerin ötelerine geçebileceğinizi (düşünüyorsanız), haydi geçin! (Ama) onların ötesine geçemezsiniz, (Allah’tan) bir yardım olmazsa!” (Rahman 33)

“Biz göğü, yeri ve arasındakileri boşuna yaratmadık. Bu kâfirlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay haline o kâfirlerin!” (Sâd Sûresi 27)

Bu ayetler ışığında göğe bakıldığında Rabbimizin sınırsız bilgisi, kudreti ve yaratıcılığını daha iyi anlayabiliriz. Mesela Kur’ânımızda da işaret buyrulduğu üzere göğün /göklerini yaratılışının insanın yaratılışından daha muhteşem olduğunu kavrayabiliriz:

“Göklerin ve yerin yaratılması elbette insanın yaratılmasından daha büyük (bir olay)dır: ama insanların çoğu (bunun ne anlama geldiğini) bilmezler.”    (Mümin/Gafir 57)

“ Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti. Onu yükseltti, düzene koydu. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. Ondan sonra da yerküreyi döşedi. Yerden suyunu ve otlağını çıkardı.
Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
Kendiniz ve hayvanlarınız için bir faydalanma olmak üzere.” (Naziat 27-33)

Biz İnsanlar Yüce Yaratılışlı Varlıklarız

Biz insanlar ne yüce yaratılışlı varlıklarız ki gökler ve yer gibi büyük mü büyük ihtişamlı varlıkları bile Rabbimiz bizim için yaratmıştır. Yer bizim için yaratılmış güneş ve ay gibi göğe ait varlıklar da bize hizmet vermeleri için yapılandırılmıştır:

“Dünya üzerinde ne varsa sizin için yaratan, plan ve tasarımını göklere uygulayıp onları yedi gök şeklinde düzenleyen Allah’tır; ve her şeyin tam bilgisine sahip olan da yalnızca O’dur.” (Bakara 29)

“Kendi yörüngelerinde seyreden güneşi ve ayı sizin (yararlanmanız) için (koyduğu yasalara) bağlı kılan; ve gece ile gündüzü (yine) sizin (yararlanmanız) için (koyduğu yasalara) bağlı tutan Allah’tır.” (İbrahim 33)

Yeryüzünün 1.3 milyon katı olan güneşin biz insanlara hizmet vermesi ne mücizevi bir olaydır. Hizmet almasaydık donar veya yanmaz mıydık. Biz Göğe/Uzaya ilişkin varlıklara bakar, üzerinde düşünebilirsek Rabbimizin sonsuz bilgisi ve kudretin daha iyi anlar O’’na kulluğumuzu daha bir geliştirebiliriz. Bir de gereğince düşünebilirsek….

İsra ve Mirac gecesi bize muhtaç olduğumuz uçakları üretemeyişimiz ve uzay teknolojisinde geri kalışımızın ayıbını duyurabilir; yurt savunmamızı ve hac görevimizi yabancı ülke uçaklarıyla yapmanın onursuzluğunu kavratabilir. Ayıbımızı duyurmayan ve onursuzluğumuzu kavratmayan İsra ve Mirac Gecesi kutlanmamış demektir.

ALİ RIZA DEMİRCAN