“İsraf etmeyin” emrinin akabinde Allah’ın israf edicileri sevmediğine vurgu yapılması israfın önemli haramlardan biri olmasına işaret etmektedir.
Bismillahirrahmanirrahim
Bizleri ve hayatımız için muhtaç olduğumuz maddeleri yaratan ama israf etmemizi de bizlere yasaklayan yüce Allah’ımıza hamd ederim. Abdest alma gibi bir ibadetimizde bile israf olabileceği uyarısında bulunan aziz Peygamberimiz, biricik mi biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed’e salât ve selam ederim.
Sevgili kardeşlerim! Bilmemiz Gerekenler genel başlığı altında sunmakta olduğumuz sohbetlerimizi sürdürüyoruz; Rabbime hamd ederim. Bu sohbetimizde “İsraf, Allah’a İsyan ve İnsanlara Zulümdür”konusunu işlemeye çalışacağız. Bu sohbetimizin de hakkımızda hayırlara vesile olmasını Yüce Mevla’mızdan niyaz ediyorum.
Bizleri ve hayatımız için muhtaç olduğumuz maddeleri yaratan yüce Allah’tır. Halik O olduğu için malik de O’dur. Bizler Müslümanlar olarak hayatımızı Rabbimizin koyduğu kurallara göre yaşamakla yükümlüyüz. Sahip olduğumuz malları ve imkânları da israftan beri olarak kullanmak konumundayız. Özetlersek; israftan kaçınmakla mükellefiz. İsraf konusunu iman, ibadet ve ahlâk konusu olarak değerlendirebiliriz. Ekonomik bir konu olduğu ise açıktır.
Sevgili kardeşlerim! Önce alt yapımızı Kur’an ve Sünnet ölçüleriyle oluşturmaya çalışalım. israf kelimesi Türkçemizde kullandığımız bir kelimedir. Bu kelime Kur’an-ı Kerim’de de yer almaktadır. Ancak daha geniş bir anlam yelpazesi vardır. Bizim israf dediğimiz anlam için Kur’ân hemİsrafhem Tebzîr kelimelerini kullanmaktadır. Aralarında fark olmakla birlikte aynı olarak nitelememiz de mümkündür.
İsraf haramdır. İsrâ sûresinin 26-27. âyetlerinde Rabbimiz şöyle buyurur:
“Akrabaya, yoksullara, yolculara ve mültecilere haklarını ver. Onlarını haklarını verirken de saçıp savurma. Zira saçıp savuranlar şeytanlarının kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.”
Burada ince bir noktaya dikkatlerinizi çekeceğim. Akrabaya, yoksula, yolcuya ve mülteciye haklarını vermemiz emredilirken saçıp savurmama emrinin de verilmiş olması aslında hayırlarda ve hattâ ibadetlerde bile israf olunabileceğini ihtar etmektedir.
Aziz kardeşlerim! Kur’ân-ı Kerîm’in muhtelif sûrelerinde;’Sakın ha israf etmeyin,” emri verildikten sonra “Allah israf edenleri sevmez.‘ ifadelerine yer verilmektedir
“İsraf etmeyin” emrinin akabinde Allah’ın israf edicileri sevmediğine vurgu yapılması israfın önemli haramlardan biri olmasına işaret etmektedir.
Yüce Rabbimiz, aziz kitabımız, hayat düzenimiz Kur’an-ı Kerim’de; kâfirleri zalimleri, hakkı kabul etmez müstekbirleri, hainleri sevmediğini, günahlara dalıp çıkanları sevmediğini ve nimetler karşısında nankörlük yolunu tutanları sevmediğini beyan buyurduğu gibi edenleri sevmediğini de açıklamaktadır. İsraf etmek insanlara bir zulüm olduğu gibi Rabbimizin sevgisinden de yoksun bırakan işlemdir.
Sevgili kardeşlerim; israftan kaçınmak tıpkı namaz kılmak, oruç tutmak ve zekât vermek gibi, tıpkı faizden ve zinadan kaçınmak gibi bir ibadettir. Hatırlatayım, Allah’ın her bir emrine itaat, her bir yasağından sakınma ibadettir. İsraf etmeyiniz emri de Rabbimizin bir yasağı olduğu için bu yasaktan kaçınma bizler için ahiret yatırımı olacak ve bize iç huzurumuzu sağlayacak bir ibadettir.
Yüce Allah biz kullarına merhametlidir. O bize ancak zarar verecekleri yasakladığından ve israf da diğer haramlar gibi maddî ve manevî bakımdan zarar verici olduğu için haram kılınmıştır. Biz israftan kaçınmakla yükümlü olduğumuz gibi israf edenlerle kader birliği yapmamakla da yükümlü kılındık. Kur’an-ı Kerîm’de Şuara sûresinin 151 ile 152. âyetleriyle bizlere şöylece emir buyrulmaktadır:
“Sakın ha israf edicileri izlemeyin. Onlar toplum hayatında bozgunculuk yaparlar. Düzetmek için çalışmazlar.”
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-