“Kibre kapılmadan, israfa düşmeden yiyin, için, giyinin, yardım edin”
Ev Tefrişi, Konuşma, Ömür ve Kamu İsrafı
Ev asli ihtiyaçlarımızdandır. Her aile için olmazsa olmazdır. İslâmî kurallar içinde rahat bir hayat sürebilmemiz için anne-baba, yetişkin kız ve erkek çocuklar için özel odaları içeren evlere ihtiyacımız var. Ama gereğinden fazla büyük evler, lüks eşya ile tefriş amaç olmamalıdır. Marka şehirler, marka semtler ve aşırı lükste evler ise bizi israfa ve kibre düşürür. Toplumun ana gövdesinden koparır.
İslam karşıtı bir zat, İslam aleyhine kullanılabilecek olan bir malzeme bulduğunda bana gönderir. Birleşik Arap Emirliklerindeki sultanların köşklerindeki tuvaletlerin dahi altından olduğunu gösteren görüntüleri bana gönderdi. Utandım. Bunlar insan mı? Bunlar Müslüman mı? Yüzbinlerce insanın haklarını gasp ederek, sömürerek, kanlarını emerek biriktirilen bu imkânlar nasıl tuvaletler için kullanılabilir, Altından tuvalet yapılabilir? Çevremizde fakir insan olsun veya olmasın evlerde altın gümüş kaplar kullanılması, onlardan yenilip içilmesi Peygamberimiz tarafından Kur’ân çizgisinde yasaklanmıştır.
Tarihi süreçte nice topluluklar Allah’ın verdiği imkânları böyle aşırılıkla kullanmaları, kendilerini farklı ve üstün görmeleri, mutlu bir azınlık oluşturarak egemenlik tesis etmeye çalışmaları sebebiyle helak oldular.
Sevgili kardeşlerim; konuşmada da israf yapılabilir. Konuşma yeteneği mucizevi bir yetenektir. Hayvanlar da kendi aralarında konuşuyor. Yeryüzünde şu konuşmanın sırrını kim keşfedebilmiştir? Konuşmada israfa düşmeyelim diyedir ki aziz Peygamberimiz; “Allah’a ve ahirete iman eden kişi, ya hayır konuşsun ya da sussun” buyurmuşlardır. Niye? Sözde israfa düşülmemesi için.
Dünyamızı ve ahiretimizin mutluluğunu kazanabileceğimiz ana sermayemiz ömürdür. Ömrün bir dakikası dahi anlamsız ve faydasız kullanılmamalıdır. Çünkü ömrümüzün her dakikasından sorguya çekileceğimizi aziz Peygamberimiz bize ihtar buyurmaktadır. İstisnasız herkes aziz kardeşlerim, istisnasız herkes ölüm döşeğinde ömrünü gereğince değerlendiremediğinden pişmanlık duyacaktır. Müminun sûresindeki anlatıma göre ömrünü gereğince değerlendiremeyen kişilerden birine ölüm geldiği zaman şöylece yalvaracak: ‘Rabbim beni tekrar dünya hayatına döndür de yapamadığım güzel amelleri yapayım.’ (Müminun 100)
Sevgili gençler, sanmayın ki bu gençlik böyle devam edecek. Benim kadar yaşayabileceğiniz de garantili değildir. Hayatınızın her anı değerlidir. Her demi kıymetlidir. Bunun içindir ki Peygamberimiz “İki büyük nimet vardır ki insanlar bunları değerlendiremezler, buyurmaktadır. Bunlardan biri sıhhat diğeri de boş vakittir.”
Sevgili kardeşlerim; gereksiz ve kalitesiz istihdam, kamu yararı olmayan tahsisler, gösteriş harcamaları, ölü yatırımlar, ar-ge çalışmaları ve gerekli istişareler yapılmadığı için heder edilen kamu imkânları, ihale yolsuzlukları, ilaç israfı. Sosyologlar diyorlar ki, milletler ferdi israflar yüzünden değil kamuda yapılan israflar ve kötü yönetimler yüzünden helak olurlar.
Sadece sahip olduğumuz değil sahip olacağımız ve olabileceğimiz imkânlar da israf edilebilir. Kur’an’da onlarca âyet yeryüzündeki bütün varlıkların bizim için yaratıldığını beyan ediyor. Isısı ve ışığı ile güneş, rüzgârlar, nehirler, denizler, araziler, yağmurlar, hayvanlar, bütün bunlar bize sunuldu. Bilgisizlik var. Tembellik hâkim. Ama araştırmamız yok. Allah’ın verdiği bu nimetleri israf ediyoruz. Bizim yüzölçümü ve nüfusu onda birimiz olan ülkeler örneğin balık ürünleri ihraç ediyor. Yanlış politikalar yüzünden biz bolca balık yiyemiyoruz. Deniz taşımacılığından da gereğince yararlanamıyoruz. Bu da bir nankörlüktür, bu da bir israftır. Bunun da hesabını vereceğiz.
Ar-Ge çalışmaları yapılırsa nimetlerden yaralanmamızı sağlayacak nice keşifler yapılabilecektir.
Güzel kardeşlerim; ne yapmalıyız? Cimrilik yok, israf da yok. Dengeli olacağız. Allah Furkan suresinde sevdiği kullarını bize tanıtırken şöyle buyuruyor:
“Onlar ne israf ederler ne de cimrilik yaparlar. Orta bir yol izlerler.”
Sevgili kardeşlerim; orta yolu izlemezseniz insanlara zulmetmiş olursunuz. Neden? Gerekli harcamalar yapılmazsa ekonomi durur, yani tüketim azalır, tüketim azalınca üretim azalır. Üretim yavaşlarsa işsizler çoğalır. Toplumda denge bozulur, kaos oluşur. Normal harcamalar yapacaksınız. Onun için Allah; Kur’ân’da “Ne elini sık, ne de elini açıp saçıp savur.” (İsra 29)
Güzel kardeşlerim; haram olan israftır, nimetlerden yararlanmak değil. Maide suresinin 87 ve 88. Âyetlerinde şöyle buyrulur:
“ Ey iman edenler. Allah’ın size helal kıldıklarını niye haram kılıyorsunuz kendinize. İsrafa düşerek haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez. Temiz yaratılmış güzel rızıklardan yiyin, için…”
Ve Peygamberimiz de şöyle emir buyurmaktadır:
“Kibre kapılmadan, israfa düşmeden yiyin, için, giyinin, yardım edin” “Allah kuluna verdiği nimeti onun üzerinde görmeyi sever.”
Sevgili kardeşlerim; reklamlar, modalar, pazarlama teknikleri, kredi kartları, borca yöneltici programlar, hulâsa seküler hayat tarzı çoğunluğumuzu marka şehirlere, marka semtlere, marka arabalara yönlendiriyor. Bakınız geçim sıkıntısı çeken insanların elinde pahalı telefonlar bile görebiliyoruz. Bunlar propagandanın üzerimizdeki olumsuz etkileri. Başkalarının kafalarına ve imkânlarına göre yaşamaya kalkışan insanlar fakir düşerler. Fakir düşenler haset illetine müptela olabilirler. Toplum düşmanı olabilirler. İsrafa düştükleri için Yaradan’a da isyan etmiş olurlar.
Bitirirken…. Sahip olduğumuz imkânları ganimet bilelim. Müslüman gibi kullanalım. Sorgulanacağımızı bilelim. Kıyamet gününde âdemoğlu sahip olduğu her işten sorgulanacaktır. Ömründen, gençliğinden, malını nerede kazanıp nerede harcadığından, bildiklerinle amel edip etmediklerinden vesaire.
Evet, sevgili kardeşlerim; israftan kaçınmalı, yaptığımız israflar için Rabbimizin bağışlamasını dilemeliyiz. Bunun örneği bize Peygamberimiz şu duasıyla veriyor: veriliyor:
“Allah’ım; günahlarımızı bağışla, işlerimizdeki israfımızı da bağışla.
Akıllı olmanın, gerçek Müslüman olmanın gereği budur. Hepinize israfsız ömürler niyaz ediyorum güzel kardeşlerim.
ALİ RIZA DEMİRCAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-