Böyle diyordu Erdoğan, Ocak 2004 yılında, Harvard Kennedy Okulunda düzenlenen John F. Kennedy Forumunda. Yanında dönemin popüler isimlerinden “Bakara makara” diyen Egemen Bağış vardır. “İsrail’in yaşama hakkının tehdit edilmesine, Türkiye razı olmayacaktır.” Siyonistlerin lehine büyük laf ve büyük teslimiyettir.
Hakkını yemeyelim Erdoğan’ın. Ardından da, “Aynı şekilde Filistin devletinin de tanınmış ve güvenli sınırlar içerisinde İsrail devleti ile yan yana yaşaması ve bir Filistin devleti olarak halkının güvenlik ve refahı noktasında da Türkiye aynı hassasiyeti gösterecektir” diye devam etmektedir.
Erdoğan’ın yirmi yıl önce ifade ettiği İsrail ve Filistin’e yaklaşımının benzeri, bilindiği gibi kısa bir süre önce Dışişleri Bakanı tarafından da aynı şekilde dile getirilmişti. Dışişleri Bakanı, “İsrail ile olan ilişkilerimiz, Filistin davasına zarar vermemektedir” demişti. Belki de iktidarda kalmanın zaruri şartı, İsrail ile iyi geçinmekten geçmektedir.
Peki, bu nasıl olacaktır? Böyle bir ilişki mümkün müdür?
7 Ekimde başlayan süreçte, Erdoğan İsrail aleyhine konuşmaktan başka ne yapmıştır? Biraz daha geriye gidelim. Mavi Marmara olayında, siyonist katiller hukuki alanda köşeye sıkışmış durumdayken, İsrail zalimini boynuna geçen prangadan kurtarmadı mı? “Bana mı sordunuz giderken” diyerek, katil siyonistlerin lehine anlaşma yapmadı mı? Erdoğan, katil İsrail’e verdiği sözüne, ilk gününden itibaren sadakatle bağlı duruyor.
Ve Gazzeli kardeşlerimiz bütün dünyanın gözleri önünde soykırımdan geçiriliyor. Halkı Müslüman fakat işgalci İsrail’in işbirlikçisi devlet ricali, sanki “Gazze’de katliam bir an önce bitsin de, bizimde Filistin gibi bir meselemiz kalmasın” dercesine yapılan soykırımı, işlenen cinayetleri sessizce izliyor. Kim bilir, belki de her biri işgalci siyoniste kızıyordur, toptan katliamı kısa sürede bitiremedi diye.
İsrail terör devletinin yaşam hakkının tehdit edilmesine rıza göstermeyecek olanlar, Gazze halkının toptan öldürülmesine, aç ve susuz bırakılmasına, henüz dünyaya gözlerini açamadan katledilen masum çocukların ve annelerin merhametsizce ve canice yok edilmesini sessizce izliyorlar.
Sayın Erdoğan şimdi de aynı şeyi söylüyor. “İsrail terörist devlettir” diyor. “Hesap verecek” diyor. Fakat hepsi bu kadarla kalıyor. Terörist devletle siyasi, ticari ilişkiler devam ediyor. Yani Erdoğan iktidarı, iktidara geldiği tarihlerde, “İsrail Devletinin Yaşama Hakkının Tehdit Edilmesine Türkiye Razı Olmayacaktır” diye bir söz vermişti. İşte bu sözünde sadakatle duruyorlar. Ve bu sözün bedelini, Gazze’de masumların kimsesizlerin, çocukların, kadınların, aç susuz biçarelerin ölümünü sessizce izlemekle ödüyorlar…
Ve Gazze ölüyor. Kardeşlerimiz katlediliyor. Anneler çocuklarını kollarında mezara taşıyor. Kurşunla, bombayla, füzeyle ölmeyenler, açlıktan susuzluktan ölüyor. Sokaklarda insan cesetlerini hayvanlar yiyor.
Halkı Müslüman iktidarı laik-seküler olan bütün ülkeler Abdnin, işgalci siyonistin, İngiliz gavurunun mahkumu olmuş, sadece seyrediyor. Seyretmekle kalmıyor, işgalci katil siyoniste lojistik destek sağlıyor.
Sanki onlar ölecekte, siz sağ kalacaksınız. Dünya ahiret iki elimiz yakanızdadır.
YAKUP DÖĞER
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Ağzına yüreğinize sağlık selamlar
Aleyküm selam kardeşim. Eyvallah.