Gazze’ye yönelik saldırılarını sürdüren İsrail, dünya kamuoyundan gelen tepkilerle birlikte ciddi bir izolasyon sürecine girdi. Ekonomi, turizm, sanayi ve spor gibi sektörlerde “sessiz boykot” olarak nitelendirilen bu durum, İsrail’in gelecekteki uluslararası ilişkilerini ve ekonomik istikrarını tehdit etmeye devam ediyor.
7 Ekim 2023’te Gazze’ye başlatılan yoğun saldırılar, İsrail’in dünya kamuoyundaki imajını daha önce eşi benzeri görülmemiş bir şekilde zedeledi. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında “savaş suçları” gerekçesiyle tutuklama emri çıkarması, bu sürecin fitilini ateşledi.
Uluslararası arenada pek çok ülke, Gazze’deki insani krizin derinleştiği yönünde İsrail’e yönelik tepkilerini sertleştirdi. Bu durum, havacılık sektöründen sanayiye kadar birçok alanda boykot dalgalarına yol açtı. Örneğin, Norveç Varlık Fonu gibi etik kurallara önem veren yatırımcıların, İsrail’e olan finansal desteklerini geri çekmesi bu izolasyonun ekonomik boyutunu ortaya koydu.
İsrail’in saldırıları, özellikle turizm ve havacılık sektöründe ciddi bir darbe yarattı. 66 uluslararası hava yolu şirketinden yalnızca 20’sinin İsrail’e uçuş düzenliyor olması, ülkenin global bağlarını büyük ölçüde kopardı. Bu durum, hem iş dünyasını hem de turizmi derinden etkiledi.
İsrail Otelciler Birliği’nin verilerine göre, ülkede 90 otelin kapanması ve turistlerin gece konaklamasında %79’luk düşüş yaşanması dikkat çekiyor. Turizm gelirlerindeki bu büyük azalma, ülkenin ekonomisini sarsarken, havacılık sektöründeki daralma ulaşım maliyetlerini artırarak dış ticareti de olumsuz etkiliyor.
2024 yılı itibarıyla turist sayısının 7,5 milyondan 1,6 milyona düşmesi beklenirken, bu tablo İsrail’in uluslararası alandaki yalnızlığını açıkça gözler önüne seriyor.
Sanayi sektöründe de “sessiz boykot”un etkileri hissediliyor. İsrail güvenlik ve savunma sanayiine yönelik uluslararası kamuoyu baskısı, sadece silah ticaretini değil, yerel sanayiye temel bileşenler tedarik eden firmaları da etkiledi. İngiltere, İtalya, Avustralya ve İspanya gibi ülkelerin İsrail’le ticari ilişkilerini azaltmaya yönelik adımlar attığı bildirildi.
İsrail Üreticiler Birliği Başkanı Ron Tomer’in şu ifadesi durumu özetliyor:
“Birisi, İsrail’in insanları aç bıraktığını ve tıbbi tedaviden mahrum ettiğini duyduğunda, böyle bir ülkeyle çalışmak isteyip istemediğini sorgulamaya başlıyor.”
Bu tutum, İsrail’in uluslararası projelerden dışlanmasına, altyapı projelerine yönelik yabancı desteklerin azalmasına yol açıyor. Norveç Varlık Fonu gibi etik yatırım ilkelerini benimseyen kuruluşlar, İsrail’e karşı mesafeli duruşlarını daha da netleştiriyor.
İsrail’in saldırgan tutumu, kültür ve spor alanında da ciddi yankılar uyandırdı. Dışişleri Bakanlığı Sanat Dairesi Müdürü Anat Gilad’ın açıklamaları, uluslararası etkinliklere katılım oranlarının düştüğünü ortaya koyuyor.
“Normalde etkinliklerimize yılda 1000’den fazla sanat yönetmeni katılırdı, bu yıl bu sayı %20 ila %30 oranında azaldı.” sözleri, kültürel boykotun boyutlarını gözler önüne seriyor.
Benzer şekilde, İsrail spor kulüpleri de müsabakalarını yurt dışında düzenlemek zorunda kalıyor. Uluslararası sporcuların İsrail ile sözleşme imzalamaktan kaçınması, ülkenin yalnızlığını daha da derinleştiriyor.
İsrail hükümetinin, Gazze’ye yönelik saldırıları “kana susamış bir kundakçı” imajı yarattı. Bu durum, ülkenin uluslararası arenada daha da dışlanmasına yol açıyor. Hükümetin sert politikaları, yalnızca boykotları artırmakla kalmadı, aynı zamanda İsrail’i diplomatik ilişkilerde de zayıf bir konuma düşürdü.
Boykot dalgasının en dikkat çeken örneklerinden biri, Türkiye’nin mayıs ayında başlattığı ve ekim ayında yoğunlaşan ticari boykotuydu. Bu durum, İsrail’in hem ekonomik hem de diplomatik olarak daha fazla yalnızlaşmasına neden oldu.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, ülkeyi yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik, sosyal ve kültürel anlamda da büyük bir izolasyona sürüklüyor. “Sessiz boykot”, İsrail’in uluslararası bağlantılarını koparma noktasına getirirken, bu sürecin uzun vadeli etkileri henüz tam anlamıyla öngörülebilmiş değil.
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-