İsrail’in Lübnan’ın güneyine düzenlediği saldırılarda, Nebatiye’nin Arabsalim bölgesindeki İslam Sağlık Kurumuna ait bir sağlık merkezi vuruldu. Bu saldırı sonucunda, 6 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. İnsan yaşamını kurtarmak için çalışan kişilerin, sağlık merkezinde hedef alınması, İsrail’in saldırılarının insanlık dışı boyutunu bir kez daha ortaya koydu.
Nebatiye kent merkezi ve çevresine düzenlenen diğer saldırılarda ise 8 kişi yaşamını yitirdi. Hayatını kaybedenlerin arasında çocuklar ve sivillerin de bulunduğu belirtiliyor. Yaralıların sayısının çok olması, bölgedeki hastanelerde bir kriz durumu oluşturdu.
Lübnan’ın Bint Cubeyl bölgesine yapılan saldırıda ise zeytin toplayan bir köylü hayatını kaybetti. Bu olay, İsrail’in saldırılarında hiçbir ayrım gözetmediğini, masum sivilleri ve çiftçileri dahi hedef aldığını açıkça gösteriyor.
Son birkaç gündür Lübnan’ın Sur ve Nebatiye kentlerine yapılan saldırılarda, toplamda 26 kişi hayatını kaybetti. Lübnan Sağlık Bakanlığı, Sur bölgesinde düzenlenen saldırılarda 48 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail’in, Gazze’de sürdürdüğü katliamların yanı sıra Lübnan’ın güneyine yönelik saldırıları da durmaksızın devam ediyor. Sivillerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerin, üstelik sağlık tesislerinin hedef alınması, bu saldırıların kasıtlı bir şekilde yürütüldüğünü gözler önüne seriyor.
Dünya kamuoyu ise bu duruma sessiz. Bir yandan İsrail’e silah ve ekonomik yardım yağarken, diğer yandan masum insanların öldürülmesine yönelik herhangi bir caydırıcı adım atılmıyor. Bu suskunluk, “vicdanların tamamen sustuğunu” ve “insanlık değerlerinin artık ayaklar altına alındığını” düşündürtüyor.
İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki saldırılarına karşı, uluslararası toplumun sessizliği dikkat çekici. BM gibi kurumlar, kınama dışında somut bir adım atmaktan uzak. Özellikle Batılı ülkelerden gelen maddi ve manevi destekler, İsrail’in bu politikalarını daha da pervasız hale getiriyor. Bu durum, “insan hakları” söyleminin ne kadar seçici kullanıldığını ve bazı ülkelerin işlediği suçların nasıl görmezden gelindiğini kanıtlıyor…
İsrail’in Lübnan’da ve Gazze’de sürdürdüğü saldırılar, yalnızca bu coğrafyaların değil, tüm insanlığın bir sınavıdır. Sağlık çalışanlarını ve zeytin toplayan masum köylüleri hedef alan bir zihniyetin “insanlık” kavramıyla bağdaşır hiçbir yanı yoktur.
Kur’an-ı Kerim’de bir insanı öldürmenin, bütün insanlığı öldürmek kadar büyük bir günah olduğu bildirilmiştir. Bu saldırılar, sadece hayatını kaybedenlerin değil, tüm insanlığın vicdanını öldüren birer katliamdır. İsrail’in, masum bebekleri ve sağlık çalışanlarını hedef alan bu eylemleri, hiçbir siyasi ya da askeri gerekçeyle meşrulaştırılamaz.
Dünya, insan hakları söylemlerinde ve uluslararası hukukta açık bir çifte standart sergiliyor. Mazlumların kanı akarken sessiz kalanlar, bu suça ortak olmaktadır. İnsanlık, adalet ve vicdan adına bu katliamların durdurulması, tüm halkların ortak çabasıyla mümkün olacaktır. Mazlumların çığlıkları bir gün bu sessizliği mutlaka boğacaktır…
MİRATHABER.COM
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…
Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…