İsrail’in Su Kaynaklarını Hedef Alması ve Gazze’deki Felaket

İsrail‘in Su Kaynaklarını Hedef Alması ve Gazze’deki Felaket

Gazze Şeridi’nin su kaynaklarını ve tuzdan arındırma tesislerini sürekli, sistematik ve yaygın bir şekilde hedef alan İsrail, suyu Filistinli sivillere karşı bir silah olarak kullanıyor. Açlık dayatmanın yanı sıra, İsrail kasıtlı olarak Gazze’deki insanların kullanımına sunulan su miktarını, özellikle içilebilir su kaynaklarını azaltıyor. Bu, geçen Ekim ayından bu yana devam eden soykırımın bir parçası olarak 2,3 milyon kişiyi doğrudan hedef alıyor.

1 Temmuz Pazartesi günü, Euro-Med Monitor saha ekibi, Gazze Şehri’nin güneyinde, Al-Zaytoun mahallesindeki bir tuzdan arındırma tesisinde doğrudan İsrail’in hedef alması sonucu meydana gelen ciddi hasarı gözlemledi. Bu saldırıda su dolduran genç bir adam hayatını kaybetti, ayrıca başka kişiler de yaralandı. Yaklaşık 50,000 kişiye hizmet veren bu istasyon, İsrail ordusunun bir GBU füzesiyle bombalaması sonucu ciddi şekilde zarar gördü. Füze, birden fazla katı delip zemin katta patladı.

Yaz sıcaklıklarının artmasıyla, Gazze Şeridi halkı suya erişim konusunda ciddi zorluklar yaşıyor. Geçen yıl Ekim ayından bu yana, İsrail’in su altyapısına yönelik geniş çaplı yıkım çalışmaları nedeniyle, Gazze’deki kişi başına düşen su miktarının %97 oranında azaldığı tahmin ediliyor. Soykırımın bir sonucu olarak, Gazze’de kişi başına düşen su miktarı günlük 3 ila 15 litreye kadar düştü. Oysa 2022’de bu miktar yaklaşık 84,6 litreydi.

Filistin halkına karşı devam eden ve hayatta kalmaları için gerekli olan ihtiyaçlardan mahrum bırakan suçlar ışığında, Gazze Şeridi’nin tüm bölgelerinde su sıkıntısı yaşanıyor ve kanalizasyon sistemi çöküyor. Ayrıca, Gazze’ye yakıt girişi İsrail tarafından engelleniyor. Bu durum, çalışmayan kanalizasyon istasyonları nedeniyle biriken kirli suyun neden olduğu bulaşıcı hastalıklar ve salgınlar nedeniyle çocuklar da dahil olmak üzere birçok kişinin hayatını kaybetmesine yol açıyor.

İsrail ordusunun devam eden yıkım ve tahribatı, Gazze Şeridi’ni yaşanmaz hale getiriyor. Ordu, 10 su deposundan 9’unu ve su şebekelerinin yarısını, yani 700 km’nin 350 km’sini tahrip etti. Ayrıca, İsrail’in suçları ve keyfi politikaları sonucunda, altı atık su arıtma tesisinin tamamı işlevsiz hale geldi. Yaklaşık 65 kanalizasyon pompası durdu ve 70 km kanalizasyon şebekesi tahrip oldu. Bu durum, günlük yaklaşık 130 bin metreküp atık suyun, Gazze Şeridi’nin yollarına ve yerinden edilmiş kişiler için yapılan barınaklara kontrolsüz bir şekilde boşaltılmasına neden oldu.

Birleşmiş Milletler tahminlerine göre, Gazze Şeridi’nin nüfusunun yaklaşık %96’sı (2,15 milyon kişi) yüksek seviyede akut gıda güvensizliğiyle karşı karşıya. Tüm bölge Acil Durum (IPC Evresi 4) olarak sınıflandırılmışken, nüfusun %22’sini oluşturan 495,000 kişi (2,15 milyon kişi) hala felaket seviyesinde akut gıda güvensizliği (IPC Evresi 5) ile mücadele ediyor. Bu evrede, haneler aşırı gıda eksikliği, açlık ve başa çıkma kapasitelerinin tükenmesiyle karşı karşıya kalıyor.

Euro-Med Monitor, geçen Ocak ayında, İsrail’in Gazze’deki su kaynaklarını kesmesi, sistematik ve kasıtlı olarak su kaynakları ve kuyulara yönelik bombalamaları ve su dönüşüm ve dağıtım tesislerinin çalıştırılması için gereken yakıt eksikliği sonucunda, Gazze Şehri ve Şeridin kuzey bölgelerinde alarm verici bir şekilde sıkıntının arttığını belirtti.

Gazze Şeridi’nde içme suyu eksikliği, ölüm kalım meselesi haline gelmiş durumda. Şu anda, sakinler İsrail’in devam eden askeri saldırıları ve gıda, su ve yakıt eksikliği nedeniyle temiz olmayan kuyu suyunu içmeye zorlanıyor. İçilemeyen tuzlu suyun aşırı tüketimi yüksek tansiyona; böbrek hastalığına; inme, bağırsak ve mide hastalıkları riskinin artmasına; sürekli kusma ve ishale yol açıyor. Bu etkiler, nihayetinde vücut dokularının, özellikle beyin dokusunun aşırı susuz kalmasına neden olacak.

Euro-Med Monitor, geçen yıl Aralık ayında, İsrail’in soykırım savaşı ortasında Gazze Şeridi sakinlerinin yaşadığı insani krizin etkilerini belirlemek için, Gazze Şeridi’nde 1,200 kişilik bir örneklem içeren analitik bir çalışma gerçekleştirdi. Çalışmaya göre, Gazze Şeridi’nde suya erişim oranı, içme, banyo ve temizlik suyu da dahil olmak üzere kişi başına günlük sadece 1,5 litre. Bu, uluslararası standartlar gereği hayatta kalmak için gereken asgari su miktarından 15 litre daha az.

Uluslararası insani hukuk, sivil nüfusun hayatta kalması için gerekli olan içme suyu tesisleri ve şebekeleri gibi hayati tesislere yönelik saldırıları, tahribatı veya kesintiyi yasaklar. Uluslararası insani hukuk, açlığı bir silah olarak kullanmayı kesinlikle yasaklar; işgalci güç olarak İsrail, uluslararası insani hukuk uyarınca Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına temel ihtiyaçları sağlamak ve onları korumakla yükümlüdür.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü, sivilleri hayatta kalmaları için gerekli olan nesnelerden mahrum bırakarak kasten aç bırakmayı, yardım malzemelerinin kasıtlı olarak engellenmesi de dahil olmak üzere bir savaş suçu olarak tanımlar. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ve ilgili uluslararası yargı kararlarına göre, İsrail, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ndeki sivil nüfusa karşı soykırım eylemleri gerçekleştirmektedir. İsrail’in korkunç suçları arasında Gazze Şeridi’ndeki sivil nüfusu yeterli içme suyundan mahrum bırakmak yer alıyor. Bu durum, ciddi ve kasıtlı zararlara yol açarak, onları yok etmeyi amaçlayan yaşam koşullarında sıkıştırıyor.

MİRATYOUTUBE

MİRATHABER.COM