islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4944
EURO
36,3655
ALTIN
2.965,81
BIST
9.221,38
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

İSTANBUL DEPREMİ NE ZAMAN?

İSTANBUL DEPREMİ NE ZAMAN?
5 Aralık 2022 10:51
A+
A-

Depremler hiç şüphesiz hayatımızın bir gerçeği… Ancak depremler olduktan sonra birkaç gün bu konuyu konuşuyor, daha sonrasında ise unutuveriyoruz. Deprem gerçeğiyle yaşamak ve tedbirler almak varken, her şeyi çok çabuk unuttuğumuz gibi deprem gerçeğini de unutuyor, hiç ama hiç hatırlamak istemiyoruz. Ama bu unutmuşluğumuz deprem gerçeğini hayatımızdan çıkarmıyor.

Oysa uzmanlar, İstanbul depreminin çok yakın olduğu iddiasındalar…

Tabii ki de İstanbul depremini ve olacak depremleri Allah bilir… Ancak biz Müslümanların tedbir alması ve sonrasında tevekkül etmesi gerekmez mi?

Yıllardan beri İstanbul depreminden söz edilip duruyor. İstanbul depremi gerçekleştiğinde, Türkiye’nin çok ama çok ağır bir darbe alacağı, büyük bir insan kaybına ve ekonomik kayba uğrayacağı yazılıp çiziliyor. Dolayısıyla da bu depremin ne zaman olacağını herkes soruyor ve sorguluyor.

Aslında hepimizin bildiği gibi depremleri önceden bilme ve anlama teknolojisine sahip değiliz. Hatta birkaç dakika öncesinden haber alma fırsatını bile yakalayabilmiş olsak, insan kaybımızı önleme  noktasında çok şey yapabiliriz. Ancak, teknolojik gelişmelerin had safhada yaşandığı çağımızda bile, depremin birkaç dakika öncesinden bilme imkanına sahip değiliz.

İSTANBUL DEPREMİ NE ZAMAN?

Evet, insanlar “İstanbul depremi ne zaman” diye soruyor. Ancak sorulması gereken soru maalesef bu değil! Böyle bir depremin ülkemizde hangi illeri ve bölgeleri etkileyebileceği sorusunun sorulması ve İstanbul dahil etkileyeceği diğer il ve ilçelerde de ona göre tedbirler alınması gerekiyor.

Burada hemen bir hatırlatma yapalım ki, Kuzey Anadolu Fay hattının kırılması, olası İstanbul depreminin gerçekleşmesi demektir. Oysa hepimizin unuttuğu bir bilimsel gerçek daha var ki, Kuzey Anadolu fay hattının güneyinde sessizce harekete geçmeyi bekleyen Güney kolu var ve bu hattın uzunluğu 1200 km, genişliği ise 100 metre ile 10 km arasında değişiyor. İşte bu fay hattında 1992 Erzincan (6.8), 1983 Erzurum (6.9), 1966 Varto (6.9) ve 1999 yılında gölcük (7.4) depremleri meydana geldi ve çok can kaybımız oldu.

Hülasa, Kuzey Anadolu fay hattının harekete geçmesi demek, 7 üzerinde bir deprem üreteceği için tehlikeli bir durum söz konusu. Bu fay hattının güneyinde bulunan fay hattı da harekete geçtiğinde bu depremden İstanbul da etkilenecek. Her hâlükârda Türkiye’nin nüfus yoğunluğu olan İstanbul depremden etkilenecek ama olası bir deprem de bunu Türkiye’nin en az yarısı hissedecek ve bu depremden etkilenecek gibi görünüyor.

Yani sonuç olarak Kuzey kol kadar Güney kol da tehlikeli…

Bu tespitimizi yaptıktan sonra gelelim şimdi İstanbul depremine…

Ülkemiz, deprem fay hatlarının üzerinde… Dolayısıyla İstanbul da fay hattının üzerinde ve bu tarihe mal olmuş güzel şehrimizde 16 milyon insan yaşıyor. Olası bir İstanbul depreminden ya da Güney fay hattının kırılması durumunda birçok ilimizin bundan etkileneceğini tekrar söyleyerek, geçelim İstanbul depremine..

KAYITLARA GEÇEN İSTANBUL DEPREMLERİ

İstanbul depremleri ya da İstanbul’u etkileyen depremler tarih boyunca olagelmiştir. Biz Osmanlı öncesi depremlerin sadece tarihlerini vereceğiz, Osmanlı zamanında ki depremleri de buraya alacak, sonucunda da periyodik bir cetvel ortaya koymaya çalışacağız inşallah.

OSMANLI ÖNCESİ DEPREMLER

*24 Ağustos 358   *Temmuz 365   *403   *1 Nisan 407   *25 Eylül 437   *25 Eylül 477   *4-7 Ekim 525

*6 Ağustos 542 – 6 Eylül 543   *15 Ağustos 554   *557   *26 Ekim 740   *9 Ocak 869   *26 Ekim 989

*23 Eylül 1063   *Şubat 1202   *1 Haziran 1296   *12 Şubat 1332   *15 Mart 1419

Bizans döneminde meydana gelen İstanbul depremlerinden sonra gelelim Osmanlı döneminde meydana gelen depremlere.

OSMANLI DÖNEMİNDE İSTANBUL DEPREMLERİ

29 Kasım 1488 tarihinde meydana gelen deprem hakkında kayıtlarda çok fazla bir bilgi bulunmuyor. Ancak minarelerin yıkıldığı kaydı düşülmüş.

Günümüzden geriye gittiğimizde tam 513 yıl önce 10 Eylül 1509 tarihinde meydana gelen deprem ise çok büyük bir depremdir. Depremin büyüklüğünü ve tahribatını anlatabilmek için bu depreme “Küçük kıyamet” adı verilmiştir. Bu depremin büyüklüğünü anlayabilmek için, kayıtlara geçtiği üzere Mısır, Kırım ve Viyana’da da hissedildiğini söylersek, herhalde bu depremin büyüklüğünü anlamada zorlanmayız. En fazla İstanbul’un etkilendiği bu deprem, Gelibolu, Edirne, Bursa, İzmit, Bolu ve Çorum’da da yıkımlara neden olmuştur. Tarihçilerin aktardığına göre İstanbul en fazla etkilenen yerleşim yeri olmuş; 1070 ev, 109 cami ve mescit tamamen çökmüştür. Bu depremde 4000 ila 13.000 insanın hayatını kaybettiği, 10.000 kişiden fazla insanın da yaralandığı kayıtlara geçmiştir. Deprem sonucu oluşan tsunami neticesinde deniz baskınları yaşanmıştır. Verilere göre bu depremin 8 ve üzerinde bir şiddete sahip olduğu tahmin edilmektedir.

21 Ekim 1532 Tarihin de meydana gelen deprem de ise Kanuni zamanında meydana geldi ve İstanbul ve Bursa’yı vurdu. Ayasofya ile Fatih camii yine hasar gördü.

28 Haziran 1648 Tarihinde meydana gelen bu deprem ise Cuma namazı sırasında meydana geldi ve Sultan Murad Camii çöktü. Ayasofya’nın dört minaresi de yıkıldı.

24 Mayıs 1719  Tarihinde ise Merkez üssü İzmit olan deprem çok şiddetliydi ve Düzce’den Trakya’ya çok geniş bir coğrafyada büyük tahribatlara neden oldu.

22 Mayıs 1766 – Büyük İstanbul depremi

İstanbul’un yaşadığı en büyük depremlerden biridir. Kurban bayramının üçüncü günü meydana gelen bu deprem kapsadığı alan bakımından ve şiddeti açısından 257 yıl önce 1509 yılında meydana gelen depreme benzemektedir. Daha önceki depremlerde hasar gören Fatih Camii bu depremde yıkılmıştır.

8 Şubat 1855 Tarihinde, daha sonra “Bursa’nın küçük kıyameti” adı verilen deprem, Büyük oranda İstanbul’u da etkiledi. Fatih, Beyazıt, Saraçhane, Unkapanı ve Galata etkilendi.

Yine büyük bir deprem yine büyük bir yıkımın yaşandığı ve “Zelzele-i Azime” Büyük deprem adı verilen bir deprem de 10 Temmuz 1894 Tarihinde meydana geldi. 21 bin binanın yıkıldığı bu deprem İstanbul’a yine büyük hasarlar verdi ve can kayıplarına neden oldu. Deprem sonrası İstanbul’da büyük bir toz bulutunun oluştuğu kayıtlara geçti.

Görüldüğü üzere Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bulunan İstanbul, zaman zaman güneyinde ki fay hattında meydana gelen büyük depremlerden de etkilenmiş ve büyük yıkımlar ve can kayıpları yaşamıştır.

Bu yukarıya yazdığımız depremler, zannediyorum meydana gelebilecek bir İstanbul depremin de neler yaşanabileceğini, kayıplar noktasında nelere mal olabileceğini gözler önüne sermektedir.

Jeofizikçi Tom Parsons 2004 yılında 1500-2000 yılları arasında Anadolu’da ve İstanbul’da meydana gelen depremleri inceleyerek bir sonuca varmış. “Küçük Kıyamet” denilen ve 1509 yılında gerçekleşen deprem ile “Zelzele-i Azim” adı verilen ve 1766 yılında gerçekleşen deprem arasında 257 yıl olduğunu, beklediğimiz İstanbul depreminin ise 2023 yılında meydana geleceğini söylemiştir.

Şimdi burada sorulacak soru şudur. Bu bir verimidir? Bildiğiniz gibi Matematik bir bilim olarak kabul edilmez ama Tom Parsons tarafından yapılan bu varsayımın dikkate alınması gerektiği düşüncesindeyim.

Sonuç olarak diyebiliriz ki; deprem kuşağında bir ülkede yaşıyoruz ve “deprem ne zaman olacak?” sorusundan ziyade “deprem için ne tedbirler alıyoruz?” sorusunu sormamız gerekiyor.

Aynı zamanda depremler için aldığımız tedbirler arasında manevi tedbirler de yer almalıdır. Bir Müslüman için, rabbimizin izni olmadan bir yaprak bile yerinden kımıldayamayacağına göre, depremlerin manevi ikaz olarak da değerlendirilmesi söz konusu olmalıdır. O zaman maddi tedbirler yanında manevi tedbirlerin de alınması önemlidir.

LGBT denilen hayasızlığın bile savunulduğu, haramların bizzat Müslümanım diyenler tarafından işlendiği bir çağda, ikaz mahiyetinde depremler olabileceği de göz ardı edilmemeli, “günahlarımızdan tövbe etme konusunda hassasiyet göstermemiz de, manevi tedbirler olarak değerlendirilmelidir.

Depremler konusunda, ayeti kerimeler ile yazımızı nihayetlendirelim.

“Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.”

“Ey insanlar, Rabbinize sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azabından korunun. Kıyametin kopacağı andaki deprem çok müthiş bir şeydir.”

Sahi “İstanbul depremi ne zaman? Hem maddi hem de manevi tedbirler açısından depreme ne kadar hazırlıklıyız?”

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

                      Şaban DOĞAN

 

ANAHTAR KELİMELER:

Deprem    İstanbul depremi    Küçük kıyamet    Zelzele-i Azime   LGBT

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar