(Hazırlık No: 1985/84 – Karar No:1985/26)
Hutbelerimiz “Süleymaniye Minberinden İslâm Nizamı” adıyla ilk cildi 1971, ikinci cildi 1974 ve üçüncü cildi 1979 yılında toplam 3 cilt halinde yayınlandı. Her cilt pek çok defa basıldı.
Basıldıkça da ülkemize yayıldı. Özellikle İmam Hatip, Yüksek İslâm Enstitüsü ve İlahiyat mezunları hutbe kitaplarımızı alıp görev yaptıkları camilerde okudular.
Hutbelerimizi Okuyanlar ve Yayınlayanlardan Takibata Uğrayanlar Vardı
Anadolu illeri ve ilçeleri İstanbul ve ilçeleri gibi değildir. Oralarda merkezi camilerde okunan hayata dokunucu ve de eleştiri getirici hutbeler hemen yayılır, ses getirirdi. Takdir edilir, ama yetkili mercilere şikayetler de yapılırdı. Bu sebeple hutbelerimizi okuduğu için hukuken takibata maruz kalan bir çok arkadaşımız olmuştur. Ama bu takibatlar mahkemeye intikal etmedikçe bizim haberimiz olmazdı.
Hutbelerimiz İstanbul basını yanısıra Anadolu’da yerel basında da yayınlanırdı. İstanbul basınında yapılan yayınlardan bir ölçüde haberdar olabilirseniz de Anadolu basınını takip etmeniz mümkün değildir. Bunun tek istisnası yayınlanan hutbelerinizin yargı konusu olmasıdır. Yargı konusu olunca nerede olursanız olun savcılıklar gelir, sizi bulur ve kapınızı çalar. Şimdi sizlere bunun bir örneğini açıklayacağım.
Konya Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığınca Konya’da yayınlanan “Anadolu’da Bugün” gazetesinde 8. 2. 1985 tarihinde yayınlanan ”Müminin Tavrı” başlıklı yazı ile ilgili olarak Ali Güz ve Mustafa Gül haklarında yayın yolu ile laikliğe aykırı propaganda yapmak suçundan soruşturma açılır.
Soruşturma esnasında sanıklar söz konusu yazıyı İstanbul’da yayınlanan Milli Gazetenin, 1 Şubat 1985 tarihli sayısının son sayfasında Ali Rıza Demircan imzasıyla neşredilen Hutbe sütunundaki “Kafirlere Karşı Onurlu ve Zorlu Olmak Vazifemizdir” başlıklı yazıdan iktibas etmek suretiyle yazdıklarını bildirirler. Bunun üzerine Konya Devlet Güvelik Mahkemesi C. Savcılığı 15.3.1985 gün ve 1985/19 hazırlık sayılı ihbar yazısı ile konuyu İstanbul İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne bildirir. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı da soruşturma başlatır ve bizi bulup ifadeye çağırır.
Savcılığa şöylece ifade verdim:
“Kafirlere Karşı Onurlu ve Zorlu Olmak Vazifemizdir” başlıklı yazı benimdir. Milli Gazete’de benim bilgi ve rızam dışında basılan bu yazım Süleymaniye Minberinden İslâm Nizamı isimli kitabımın 3. cildinde hutbe formunda yayınlanmıştır. Üç ciltlik bu kitabım Sıkıyönetim Komutanlığının 31.1.1981 tarih ve 7130/395-81 sayılı yazısı üzerine Beyoğlu Savcılığınca soruşturmaya tabi tutulmuştur. Soruşturma neticesinde Beyoğlu Sorgu Hakimliğine hakkımda dava ikame olunmuştur. Beyoğlu Sorgu Hakimliğinin 24.6.1981 tarihinde 1981/120 Esas, 1981/158 sayılı Kararı ile de men’i muhakeme verilmiştir.
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı men’i muhakeme kararına vesile olan bilirkişi raporunu dosyasından aldırıp inceleyerek sonuçta 2.4.1985 tarihinde soruşturmaya mahal olmadığına karar vermiştir.
Şimdi bu kararı sunalım:
Hazırlık No: 1985/84 ; Karar No: 1985/26
SANIK: 1- ALİ RIZA DEMİRCAN 2- EKREM KIZILTAŞ
SUÇ: Yayın yolu ile laikliğe aykırı propaganda yapmak
SUÇ TARİHİ: 01 Şubat 1985
… Şu durum muvacehesinde Ali Rıza Demircan’ın iradesi haricinde neşrolunan ve yargı denetiminden geçen bir kitabından iktibas edilerek yazılan bir yazıdan kendi mesul olmayacağı, Basın Kanunun amir hükümleri icabından olduğu gibi yine Basın Kanunun 30. Maddesine göre de zamanaşımı dolayısıyla da hakkında kovuşturma yapılması mümkün görülmemekle diğer yandan Beyoğlu Sorgu Hakimliğinin 1981/120 Esasında kayıtlı dosyasından temin edilen bilirkişi raporunun da teyit ettiği gibi yazı münderecatında şahsi veya siyasi nüfuz temin etmek veya devletin temel nizamlarının dini esaslara uydurmaya yönelik laikliğe aykırı propagandanın da olmaması dolayısıyla her iki sanık hakkında 2845 sayılı kanunun 17. maddesine tevfikan itirazı kabil olmak ve ifadeleri memuriyetimizce alınan sanıklara tebliğ edilmek üzere C.M.U.K’nun 163 ve müteakip maddeleri gereğince kovuşturmaya mahal olmadığına karar verildi. 2.4.1985
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi
Cumhuriyet Savcı Yardımcısı
* * *
Özetlediğim hukuki maceradan, bir hutbe yayınının bile ne sıkıntılar doğurabileceği ve laikliği ihlâlden 2-5 yıl arası ceza almanıza sebep olabileceği anlaşılabilir.
Böylece İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı’na, “İslâm’a Göre Cinsel Hayat” isimli kitabım sebebiyle yargılanmamdan önce bir hutbemin soruşturması sebebiyle gitmiş oldum.
Savcı Yardımcısının Rahatsızlığı ve Üzüntüsü
Bu arada bir hatıramı nakletmiş olayım. Bu soruşturma sebebiyle İstanbul DGM Savcılığı’na gidişim bir kandil gününe rastlamıştı. Yanılmıyorsam ifademi alan Savcı Yardımcısı Aytekin Gani Ataman Beydi. Gecesinde Kandil kutlaması yapılacak bir günde benimle ilgili laikliği ihlal suçlamasını içeren bir soruşturmaya bakmaktan son derece rahatsızlık duyduğu ve üzüldüğünü ifade etmişti.
Madem İstanbul DGM’ye girdik. Çıkmadan bir hatıramızı daha anlatalım da tarihe not düşürmüş olalım.
İslâm’a Göre Cinsel Hayat davasından beraat edince, bazı evrakı alabilmek için bir iki kez daha DGM’ye girip çıktım. İlk gidişim, İsmailağa Camii İmam Hatibi, Nakşi Şeyhi Mahmut Efendi ile ilgili bir haberin, büyükçe bir resmi ile birlikte Hürriyet Gazetesi’nde yayınlandığı güne rastlamıştı. Askeri Savcı, resmini göstererek Mahmut Efendi aleyhine aşağılık laflar ettikten sonra, bana, başta Süleymancılar olmak üzere bazı cemaatler ve tarikatlarla ilgili sorular sordu. Niçin Ordumuz ile ilişkileri olan Işıkçılarla alakalı soru yöneltmediğini sorduğumda ise geçiştirdi ve konuyu kapattı. Tam çıkıyordum ki bu defa Savcı Yardımcısı Bülban Akbaş oturmamı rica ederek bana Hasan el-Benna’nın Risaleleri’nin Türkçe tercümeleri için dâva açacağını beyanla görüşümü sordu. Şöyle dedim:
Ve sözlerime şöylece devam ettim:
İşte böyle dostlar, iradeli konuşmalarınız, özellikle yazıya dönüştüğünde sizi takip ediyor. Dünya hayatında takip ediyor da âhiret hayatında takip etmeyecek mi? Elbette edecek. Rabbimiz en küçücük hayırlarımızın da şerlerimizin de karşılığını göreceğimizi bildirmiyor mu? Rabbimizin va’di Hak’tır.
(DEVAM EDECEK)
ALİ RIZA DEMİRCAN
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
MİRATHABER.COM – YOUTUBE