23 Haziran İstanbul seçimleri sonuçlandı. Sayın İmamoğlu, bu yarıştan büyük bir başarıyla çıktı ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı seçildi. Kendisini tebrik ediyoruz. Halkın iradesi sandığa yansıdı, eyvallah! Bu seçim sonuçlarını biraz da tersten okuyalım, ne dersiniz?
Demek ki neymiş? İstanbul’a yapılan bütün yatırımlar, İstanbullular için çokta önemli değilmiş. Baharat yolunu tekrardan canlandıracak olan ve ekonomimize büyük faydası olacak üçüncü köprüye pekte gerek yokmuş. Hatırlarsanız CHP ve geziciler, bu köprünün yapımını istememişler, hatta yapımının durdurulması için gayret sarf etmişlerdi.
Demek ki neymiş? İki kıtayı denizin altından birleştiren Marmaray ve Avrasya tünellerinin yapımına da gerek yokmuş. İstanbulluların ulaşımına büyük katkısı olan bu projeler, boşu boşuna yapılmış denizin altına.
Demek ki neymiş? Avrupa ülkelerinin istemediği dünyanın en büyük hava limanı olan ve bu güzel şehri dünyanın merkezi haline getirecek olan İstanbul hava limanı ise gereksiz bir harcamaymış.
Demek ki neymiş? İstanbul da çöp yığınlarını toplamaya da gerek yokmuş. Gazetelerin promosyon olarak verdiği maskeler ile İstanbul içinde dolaşmak daha evlamış. Hatta bu çöplerin vahşi depolama sistemiyle toplanması daha güzel olurmuş. Çöp yığınlarının patlaması ve insanların hayatını kaybetmesi, çok da önemli değilmiş. İstanbulluların çöplerinden elektrik üretmeye de hiç ama hiç gerek yokmuş.
Demek ki neymiş? İstanbul için dağları delerek şehre su akıtmak ise, beyhude bir çabaymış. İnsanlar, aynı bugün İzmir de olduğu gibi su bidonlarıyla kullanacağı suyu taşıyabilirlermiş.
Demek ki neymiş? Her yıl 29Mayısta yıldönümünü kutladığımız İstanbul’un fethini, aynı 1994 yılından öncesinde olduğu gibi İstanbul’da değil de Sakarya ve ya Eskişehir de kutlamamız daha güzelmiş.
Demek ki neymiş? Osmanlı tarihinin canlı örneklerinin yer aldığı bu güzel Medeniyetler şehrine, Cumhuriyet tarihinin mührü olan çamlıca camiini inşa etmeye, hiç de gerek yokmuş. Ne gerek var ki 60.000 kişilik bir camiye. (Birileri o camiyi bir kere doldurun, ellerinizden öpeceğim demişti, galiba)
“Demek ki neymiş?” sorularımızı biraz daha uzatalım mı? Ama uzatmaya gerek yok, diye düşünüyorum. Anlayan anlayacağını, anladığı kadar anladı. Son İstanbul seçimlerinde hizmete oy verilmiş olsaydı, AK parti ve adayı Binali Yıldırım, sandıklardan büyük bir çoğunlukla çıkardı. Ama çıkamadı. Demek ki, CHP, HDP, İYİ Parti , Saadet ve diğer partilerin ortak adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasında başka faktörler var. Bu faktörleri bir sonra ki yazımıza bırakalım ve CHP’nin ittifak kurduğu partilerin, 2023 yılında yapılacak olan Cumhur Başkanlığı seçimlerinde, hasbelkader iktidara gelirse neler olacak, bu konu üzerinde durmaya çalışalım.
O zaman da, S400 füzelerine gerek kalamayacaktır, herhalde? Irak ve Suriye ateş yumağı haline gelmişken, ABD İran’a her an saldırabileceği tehdidini savururken, Akdeniz de doğal gaz aradığımız şu dönem de beş paralık Yunanistan’ın bize kafa tutmaya çalıştığı şu ortamda, ne gerek var ki S400 füzelerine? ABD, PKK’ nın kolu olan terör örgütlerine açıktan silah yardımı yaparken, S400 füzelerine hiç ama hiç gerek yok! Hatta milyar dolarlar vererek savunma amaçlı aldığımız bu füzeleri, NATO’ya entegre ederiz, olur biter.
Zaten, Akdeniz de doğal gaz aramaya da gerek yok! Avrupa ülkeleri çıkarsın bu doğalgazı. Nasıl olsa bize ucuza satacaklardır. O kadar da nankör değil ya bu Avrupalılar. Bizim olan topraklarımızdan ya da bizim karasularımızdan çıkacak olan doğalgazı bize ucuza satacaklardır, herhalde…
İha ve Siha ları da yapmaya gerek kalmayacak. ünya üzerinde, silah ticareti birinci sırada yer almakta. ABD, İsrail ve ya İngiltere’den alırız bu İhaları ve Sihaları, olur biter. Bozuk çıkması ve ya çalışmaması da önemli değil. Önemli olan, İsrail ile aramız bozulmasın.
Altay Tanklarına, Mil-Gem projesine, Milli muharebe uçağına, gemi savar sistemi Atmacalara, Bora füzelerine… Gerek yok!
“One Minute” demek kadar, bizim prestijimizi yerle yeksan eden başka bir şey daha var mı? Zaten Sayın Kılıçdaroğlu, diplomasiyi çok iyi bildiği için böyle bir hataya düşmeyecektir. Dolayısıyla da İsrail ve ABD ile hatta tüm dünya ile sıfır sorun politikası takip edilecektir.
Fazla söze gerek var mı, bilemiyorum? Daha düne kadar muhalefette olan ve 1950 yılından bu yana doğru dürüst iktidar yüzü göremeyen CHP için 23 Haziran seçimlerinden sonra zorlu bir sınav başladı.
Ne diyelim? Umarım, “Her şey çok güzel olur.” Selam, saygı ve muhabbetlerimle…
Şaban DOĞAN
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi