islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

İSTİKLAL CADDESİNDE Kİ TERÖR SALDIRISI

İSTİKLAL CADDESİNDE Kİ TERÖR SALDIRISI
17 Kasım 2022 10:02
A+
A-

İstiklal caddesinde ki terör saldırısı, iç ve dış siyasette olan bitenleri bir kez daha oturup düşünmemizi gerektirecek cinsten büyük bir olaydır. Bu noktada önemli olan bu terör saldırısını kimin yaptığı değil, kimin yaptırdığıdır. Bu pkk olur, Deaş olur ya da başka bir hain terör örgütü olur, hiç fark etmez. Burada önemli olan terör faaliyetini gerçekleştiren şahıslar ve bu şahısların hangi ülke vatandaşı olduğu değil, arkasında ki tetikçi ülkelerin anlaşılması ve deşifre edilmesidir.

Saldırının gerçekleştiği gün ve ertesi günlerde biz, retorik bir dil ile terörü hep birlikte lanetledik. “Kahrolsun PKK, kahrolsun terörizm. Bunu kimsenin yanına bırakmayız. Suçlular yakalanıp hak ettikleri cezaya çarptırılacaklardır” kabilinden sözler… Ve böylece bu konuda söylenmesi gerekenlerin hepsini söyledik…

Hepsine tamam…

Bu terör olayının, hiç şüphesiz hepimizi derinden üzdüğü bir gerçek… Ancak bu üzüntü bizi, bu faaliyeti gerçekleştiren şahısların vatandaşı olduğu ülkelere ve o ülkenin insanlarına kin ve düşmanlık beslememizi gerektirmez ve gerektirmemelidir. Çünkü bu terör olayının her tarafından çok pis kokular geliyor ve bu kokuları, mantık süzgecinden geçirme başarısını gerçekleştirebilen herkes alabiliyor.

Burada aklıselim ile düşünerek, elzem olan bu menfur saldırıyı kimin neden yaptırdığını anlamaktır. Bizim burada yapacağımız ilk yorum, bombayı koyan şahsın bir Suriyeli olmasından hareketle, geçmiş yıllarda Arap baharı olarak anılan fakat bunun toplum mühendisleri tarafından kurgulanan bir kış senaryosu olduğunu; bu olayın da, ülkemizde bulunan Suriyeli mülteciler bahane edilerek insanlarımız arasında bir iç savaş çıkarma planı olarak algılanması gerektiği kanaatindeyim.

Bu konuda ikinci düşünülmesi gerekeni ise, İçişleri Bakanı açık ve net bir şekilde ifade etti. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun, ABD Büyükelçiliği tarafından yapılan taziye mesajını kabul etmemesi ve ABD hakkında yaptığı açıklamalarına, vatanını ve milletini seven her Türk vatandaşı gibi imzamı atmaktan  geri durmam. Zira ABD’nin Fetö elebaşı sına hala sahip çıkıyor olması, PKK ve yavrularına elli bin tır silah yardımı yapması, amiyane tabiriyle kabak gibi ortada iken; ABD’nin göstermelik ve hatta insanı aptal yerine koyan taziye mesajı yayınlaması, kargaların bile güleceği bir açıklama niteliğinden öte geçemez.

Diğer taraftan ise Türkiye’nin, Türki Cumhuriyetler ile adım adım Türk Birliğine (TDT) giden adımlar atması, İslam dünyasında etkin ve yetkin bir rol oynaması, Afrika’da elde edilen siyasi üstünlükler, gerek enerji nakli konusunda gerekse stratejik konum bakımından Avrupa ülkeleri için vazgeçilmez bir konumda durması, Rusya ile olan ilişkilerimiz neticesinde de Türkiye’nin tahıl koridoru konusunda üstünlük sağlaması, anlaşılan o ki, ABD başta olmak üzere birçok ülkenin canını sıkmış olmalı… Kaldı ki böyle bir olayı, dış istihbarat servislerinin eli olmadan gerçekleştirilmesi pekte mümkün görünmüyor.

Oyunun ne kadar büyük olduğunu görmek istemeyenlere bir misal daha verelim isterseniz. Son aylarda, Yunanistan ile bizi kapıştırmak isteyen ülkelerin varlığı herkesçe malum bir durum.

Bizi Yunanistan ile kapıştıramayanların, makyavelist bir düşünceyle bu olayın perde arkasında yer alma olasılığını zannediyorum herkes kabul edecektir.

Bu terör olayından sonra da en çok dikkatimizi çeken durumlardan birisi de, kendini sanatçı olarak gören ama hayatı boyunca sanatın yanından bir kere bile geçmemiş kişilerin, sosyal medya adreslerinden güya saldırıyı kınama mesajları yayınlamaları… Güya terörü lanetleyecekler ama bir türlü bu mesajlarında Pkk ve Pyd diyememeleri, bu güruhu çok net bir şekilde açığa düşürmekte…

Saldırıyı gerçekleştiren kişi yakalanmış ve ilk ifadesinde bu işin Kobani’de Pkk tarafından planlanarak yapıldığını itiraf etmiş, bu teröristin ifadesine göre operasyonlar düzenlenerek elli kişi gözaltına alınmış ve sorguları sürüyor… Ama birileri hala teröriste terörist diyemiyor ve Pkk terör örgütünün adını anmamak konusunda ısrar ediyor.

Bu durum sizce de manidar değil mi?

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

                        Şaban DOĞAN

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.