İnternet ortamında her türlü insan yayın yapıyor. Youtube’da yayın yapmak bir nevi kürsü sahibi olmak gibi, ancak bu kürsü her an herkese hazır ve nazır ve ulaşılabilir durumda. Burada zararlı ve faydalıyı ayırt etmek de gençler ve çocuklar için mümkün değil. Bilgi kirliliği hat safhada.
İki psikoloğun yayınlarına ara ara bakıyorum. Birisi Rahmanî yoldan gidiyor, diğeri Şeytanî. Maalesef birisi insanlara moral vermek ve bozuklukları gidermek üzerine yayınlar yaparken, diğeri daha çok hinlik, hile, baskı ve kötülük ekseninde yayınlar yapıyor. İnsan bir de bu yayınların sansürlenmediğini görünce gerçekten hayret içerisinde kalıyor.
Şahıslardan birisi Tongue-Fu denen modern bir cedelcilik türü olan zıtlaşma üzerine yayın yapıyor. Güya tartışmaları kaybetmeme yöntemini öğretiyor. Daha sonra bu şahsın psikolojik işkence taktikleri veren bir kitabının olduğunu kitapçıların birinde gördüm. Bu şahsın konuşmasındaki üslubuna bakınca, kendisi tam olarak narsist ve egoist bir tavır sergiliyor. Üslubunun kaba olmasıyla beraber görgüsünün az olduğu da hemen göze çarpıyor. Ancak meydanın boş olması ve erken uyanıp yol alması yani youtube yayına erken başlamış olması ona takipçi kitlesi kazandırmış. Bu şahsı gençler sıklıkla yorumlarla ödüllendiriyor. Gerçekte dikkatle izlendiği zaman görülecektir ki bu şahsın kendisinin psikolojisi yerinde değildir ve çok ileri seviyede ahlak bozukluğuna sahiptir. Ülkemizde böyle insanların iyi şeylerle kötü şeyleri karıştırarak yayın yapması mazur görülemez. Böyle bir insanın lisans diploması alması ve faaliyetlerini kamuya açık bir platformda bu kadar pervasızca sürdürmesi bizi düşündürmektedir.
Diğer yanda çok kıymetli, çok beyefendi bir psikolog var. Hatta ona benzer bir başkası daha var. Bu iki kimse, kişilik bozukluklarını, toksik ilişkileri ve zararlı iletişim biçimlerini ele alıyor, gençlere zor durumlardan çıkış yolunu sunma adına çok kıymetli yayınlar yapıyor. Onar dakikalık kısa videolarda insan birçok bilgiyle tanışıyor. Örneğin, manipülasyonu, baskıyı ve mobbingi aşmaları için gençlere çok sağlıklı öğütler ve tüyolar veriyor. Gerçekten bu insanlara duacıyız ve böyle yayınların teşvik edilmesi gerekiyor.
Çok uzun zamandır benzer şekilde kıymetli yayınlar yapan başka birkaç kimsenin yayın politikasında da değişme gözüküyor. Israrlı bir şekilde cinsellik bahsi içeren bir iki cümleyi veyahut da erkek düşmanlığına delalet edecek birkaç çirkin ifadeyi ele aldıkları konuda araya sıkıştırıyorlar. Bunlar bizi hayrete düşürüyor. Fonlanma denen olay bu kimseler için mümkün mü bilmiyoruz, kimseyi itham da etmiyoruz ancak ya bir yerlerden telkin alıyorlar yahut da birtakım akımlara kapılarak işlerini bozuyorlar kanaatindeyiz. Youtube gerçekten de yayın politikasını oluştururken yeterince ilkeyi gözetmiş midir? Bizce bunlar çok fazla açığın olduğuna delalet etmektedir.
Sonuçta Tiktok gibi bazı sanal içerik merkezleri bazı ülkelerde yasaklandı. Bazı ülkelerde ise internet, çocuklar için sınırlandırıldı. Bizim kanaatimiz odur ki Youtube için de RTÜK benzeri bir kurum kurulmalı ve devamlı olarak yayıncıları denetimde bulunmalı. Gelecek zamanda bunun için bir adım atılabilir. Zira çok çirkin şeyler, çok zararlı yayınlar internet ortamında mevcut ve gençlerin aklını çeliyor. Kur’an’ı Kerim’de iyilik üzerine yardımlaşmak övülmüş, kötülük üzerine yardımlaşmak yerilmiştir. Son sözümüz dileriz herkese ışık olur.
Mehmet Turan
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…