Milyonlarca yıkılıp çöken aile varken kadın ve çocukla ilgili haber ve yorumlardan olumlu bir netice alabilmek imkânsızdır. Ülkemizde günlük boşanma vakaları yüzlerle hatta binlerle ifade edilen rakamlara ulaştı. Bu çöküşler birbirlerini tetikleyip artmaktadır.
Çünkü kadın ve çocuk hakkında sayısız haber, yorum, program, propaganda ve benzeri tutarsız çıkışlar yapılmaktadır.İyice incelendiğinde bunların her birinin altından ihanet, kin, nefret ve düşmanlık gibi sebepler çıkacaktır. Özellikle dışarıdan kaynaklanan nice ihanet birikimleri, öncelikle temel değerlerimizin içini boşalttıyor. İnanç değerlerimizi tahrip ediyor. Kültürümüzü harabeye çeviriyor. İnsanın fıtrî yapısı alabora ediliyor, devam ediyor.
Bütün bunlar bu millete kendi devleti eliyle dayatılarak zerk edildi. Cumhuriyet dönemi despotizmini, siyonist ve misyoner işgalciler amansızca uyguladılar. Ayni zamanda buna din hizmetlilerinin seyirci kalmaları da destek olmaktadır. Şimdi de her kes payına düşen parsele konmak için maharetini kullanıyor. İnsanın tüm manevî değerlerini içinden söküp alan dinsiz ve ahlâksız zihniyet ve kurumlar, şimdi de mağdur edilen insanları prim olarak kullanmaktan hiç çekinmiyorlar. Özbeöz kendi çocuklarını orada burada hatta sokakta ölümüne terk eden gencecik bayanları yetiştiren laik eğitim sistemidir. Kadını fıtratına zıt yaşantıya özendiren güçler bu millete işgalci düşmanlardan daha zararlı olmuşlardır.
2008 den 2019a kadar öldürülen kadınların sayısı, 405 kişi olduğu bilgisi kayıtlara girmiş. Fakat bunlardan kat kat çok insanı mağdur ve perişan ettiklerini hiç hesaba katmıyorlar. Kadına aşağılık duyguları zerk ederek balon gibi şişiren şer güçlerin temsilcileri kadını aile yuvasına düşman ettiler. Kadını öylesine özgürlük girdabına mahkûm ettiler ki istismarcı televizyonlar, dinini, örfünü, ahlâkını, edebini ve insanlığını kaybetmiş bu kadın müsveddelerine milyonların huzurunda fingirdek haliyle hangi çocuğunun hangi erkekten olduğunu hatırlamıyorlar. Amma bunlar her kese ciyak ciyak bağırmaktan da çekinmiyorlar.
Bunlardan kimileri nikâhlı kocasını iğrenç paçavraya çeviriyor, kişilik itibarını sıfırlıyor. Kendi kendini başkalarının başaramayacağı kadar çirkefleştiriyor. Hem kocasına, hem kendine, hem anasına babasına ve hem de hiçbir günahı olmayan masum yavrularına en kötü ve kalıcı bir şiddet uyguluyorlar. Yüzsüzlük yapıyorlar ve bu balon gibi şişirilmiş özgürlük budalaları ana, baba tanımıyor ve evlat tanımıyor. Fuhuş batağına yuvarlanıp boğulmak için bütün değerlerinden sıyrılıyorlar. Yüzünü bile görmediği internet arkadaşını tercih ediyorlar. Daha sonrada şiddet gördük diye iftira etmekten çekinmiyorlar. Resûllah sallallahu aleyhi ve sellem Bu hususta nasıl bir açıklama ile kötülüğün kaynağına iniyor.
“Tâ Hazreti Âdem’den itibaren gelmekte olan bir söz vardır; İnsan hayâsını; utanma duygusunu kaybettiği zaman dilediğini yapsın!” Böylesi hazine gibi bir ahlâkî uyarıyı kaybeden insanın düştüğü kötü manzarayı görmek gerçekten çok acı bir sonuçtur. Bu tip bayanlar evlatlarını, ya devlet kapısına, ya onun bunun evlatlığına, ya akrabalarının kapılarına, ya da sokaklara bırakırlar, gidecekleri yerde durumlarının ne olacağını bilmedikleri halde internet arkadaşlarının yanına ve yatağına can atarlar. Oraya buraya atılan körpecik yavrularını hiç mi hiç düşünmezler? Buna karşılık yuvası yıkılan babalar ve çevrelerindeki insanlar perişan olurlar ve itibar kaybederler. Kimse de bunları umursamaz.
Fakat kadını aşırı derecede pompalayıp şişiren istismarcı şebekeler, yıkılan kocanın zararını ve itibarını hesaba katmamaları karşısında mutlaka hesaba çekilmelidirler. Daha çocuk iken yüreklerinin derinliklerine kadar yerleşen kin, nefret, öfke, düşmanlık duyguları ile sarsılan çocukların itibarlarını, kim iade edecek? Bu haksızlığa göz yuman devlet kendini sorumluluktan kurtaramaz. Hele yerli ve yabancı istismarcı dernek ve kuruluşlar kendilerini kamu vicdanında hiç aklayamazlar. On beş temmuz olayında yeni bir destan yazan bu millet de, bunlara seyirci kaldığı için vebalden kurtulamaz. Elbette gerek kamu vicdanı, gerek mahşeri vicdan, kadını kutsayıp, erkeğini aşağılayarak fitne çıkaran istirmarcıları bağışlamaz Birbirlerini sevip beğenerek evlenen kadın da erkek de sadakat gereği öyle kalmalıdırlar.Sadakatle dürüst ve âdil olmak en güzelidir! Esselamu aleykum.
İlhan ORAL
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…