KADINI ŞİDDETE UĞRAMAKTAN VE CİNAYETE KURBAN GİTMEKTEN KORUYAN REÇETE

Kadınlar, 24 ayar altındır. Allah onları çok kıymetli ve çok cazibeli yaratmıştır. Madem kadınlar 24 ayar altındır, öyleyse onlar çok iyi yerlerde korunmalı, olması gereken yerlerde saklanmalı, kaba demirciler ve hurdacılar çarşısına düşmemelidirler. Yani iffetsiz, merhametsiz ve ahlaksızların saldırılarına müsait yerlerden, pozisyonlardan, kıyafetlerden uzak durmalı, korumasız kalmamalı, gözler önüne serilmemeli ve serpilmemelidirler. Görünmesi zorunlu yerler (eller ve yüz) hariç, bedenlerinin tamamını örtmelidirler.  

Muhterem hanımefendiler! Sizin: “Biz istediğimiz yerde dururuz, istediğimiz şekilde ve kıyafette gezeriz, hiçbir korumaya ve sipere de ihtiyaç duymayız.” Deme lüksünüz yok. Erkeklerin böyle bir lüksü yok. Kadın olsun-erkek olsun hepimizin yaratıcısı Allah’tır. Hepimizin Allah’ın ölçülerine[1] uyma gibi bir mecburiyetimiz vardır. Allah’ın örtünme ile ilgili ölçüleri, daha çok siz kadınları korumak için konulmuş ölçülerdir. Çünkü siz altınsınız. Karşınızda ise çok amansız ve imansız bir dünya var. Her an saldırıya uğrayabilir ve yağmalanabilirsiniz. Çünkü sizi gören her göz sahibini, gözüne ve nefsine hâkim insan sanmayın. Günümüzde birçok insan, ne acıdır ki edepten, merhametten, kâmil imandan, Muhammedî ahlaktan nasibini alamamıştır. Daha doğrusu biz verememişizdir. Nur suresinin 30. Ayetindeki “mümin erkeklere söyle gözlerini harama karşı kapatsınlar” mesajından çok kimsenin haberi yoktur. 

Başta etkili ve yetkililer olmak üzere bütün sorumlulara, ulemaya, kalem ve kelam erbabına ve bütün halkımıza sesleniyorum: Altınlarınızı ve antika eserlerinizi yani kız ve eşlerinizi her türlü şerlinin şerrinden, şiddetinden korumak istiyorsanız ve istiyorsak şu üç maddelik reçeteyi lütfen uygulama alanına koyalım: 

Birinci Madde:  

Yirmi dört ayar som altın ve paha biçilmez antika eser olan kadınlar, çok iyi yerlerde korunmalı, asla yalnız kalmamalı, müstehcen vaziyetlerden uzak olmalıdırlar. Eğer örtünme onlar için % 100 faydalı olmasaydı onları yaratan Allah, örtünmeyi onlara farz kılmazdı.[2]Kadınlar, yakınları yanlarında olmadan güvenilir olmayan yerlere gitmemeli veya tek başına emniyetsiz yerlere gitmeye mecbur bırakılmamalıdırlar. Hadis-i şerifte de ifade edildiği gibi, nikâh düşebilen bir erkekle, bir kadın yalnız kaldıklarında üçüncüleri şeytan olur.[3] Böyle bir durumda kadın, beklenmedik cinsel bir saldırıyla karşılaşabilir, savunmaya kalktığında da ya ağır şiddete maruz kalabilir ya da Allah korusun canından olabilir. 

İkinci Madde:  

Kız olsun-erkek olsun bütün çocuklara küçük yaşlardan itibaren hakiki iman ve Muhammedî ahlak kazandırılmalı, bu iman ve bu ahlakla eğitilmeli ve büyütülmelidirler. Hakiki iman, her şeyde Allah’ın isimlerinin cilvelerini seyretmek, her zaman ve her yerde Allah’la beraberliğin hazzını yaşamak demektir. Muhammedî ahlak ise, alemlere rahmet Hz. Muhammed (sav) efendimizin ahlakıdır. Peygamberimiz (sav), Kur’an ahlaklı olduğundan dolayıdır ki Allah Onun ahlakını övmüş[4] O’nda alınması gereken güzel bir model ve uyulması gereken güzel bir örnek olduğunu[5] ifade etmiştir. Onun ahlakında hakiki iman, salih amel ve takva vardır. Haya (utanma), şefkat, dürüstlük, nezaket, sevgi ve saygı vardır. Peygamberimizin ahlakında dövme, sövme, şiddet, cinayet, boşama, aldatma ve zulüm yoktur. Hangi insana bu ahlakı kazandırırsak o insandan ne eş incinir ne ana-baba ve ne de çocuklar. Ne toplum zarar görür ne de canlı-cansız çevre. Bu imana ve bu ahlaka sahip olan kadın ve erkek, üç kuruşluk heves uğruna aldatma alçaklığına, şiddet, cinayet ve istismar ilkelliğine tenezzül etmez. Çocuklarını çaresiz bırakmayı, iki dünyanın cennetinden mahrum kalmayı göze alamaz. 

Üçüncü Madde:  

Öyle cezalar konulmalıdır ki, kimse kolay kolay şiddet, istismar ve cinayet vahşetine teşebbüs edecek cesareti kendisinde bulamamalı, eşi aldatmanın, şiddet uygulamanın, istismarın ve öldürmenin sonunda mutlaka kısasla ve idamla cezalandırılacağına kesinkes inanmalıdır.  

Etkili ve yetkililer, anne-babalar, akademisyenler, öğretmenler, hatipler, vaizler ve yazarlar olarak herkes bu üç maddeden üzerimize düşen görevi alır, uygularsak, bu imanı, bu ahlakı ve bu korkuyu, suç işleme potansiyeli taşıyan vatan evladının kalbine ve kafasına nakşedersek, hem kadınımızı şiddet ve cinayetten kurtarmış oluruz, hem de erkeğimizi hapishaneye, hastaneye ve kabristana düşmekten. Lütfen çabuk olalım. Ta ki daha fazla canlar yanmasın, ocaklar sönmesin, çocuklar ağlamasın.  

[1] Bkz. Nur, 24/31; Ahzab, 33/59 

[2] Bkz. Nur, 24/31; Ahzab, 33/59 

[3] Bkz.Ahmet b. Hanbel, III/338 

[4] Bkz. Kalem, 68/4 

[5] Bkz. Ahzab, 33/21; Al-i İmran, 3/31   

Dr. Vehbi KARAKAŞ