Peygamberimiz zamanında kadınlarımız bayram namazı kılmaya gittikleri gibi adetli kadınlar da mescidin en arkasından buna katılırlar ve tekbir getirilerdi. Çocuklar da Bayram’da beraber gelirdi. Asr-ı Saadet’in bu güzel adetini canlandırmamız gerekiyor.
Kadınlarımız Peygamber Efendimizin çağrısına kulak verip, camilerde teravih namazı kıldıkları bölümlerde bayram namazına da katılmalıdır.
Peygamberimiz Bayram namazlarını Mescid-i Nebi’nin dışında ve yaklaşık 500 metre güneybatısına düşen açık alanda kıldırırdı. – Allah şanını artırsın – O’nun emirleriyle kadınlar da bayram namazlarına katılırlardı. Bu sebeple Bayram Namazı, ergenlik çağına yaklaşanları dahil erkek-kadın bütün müminlerin müekked sünnet-vacip ölçüsünde kılmakla yükümlü oldukları bir namazdır.
Peygamberimiz mümin kadınları bayram namazlarına yönlendirdiği gibi kendi eşleri ve kızlarını da yönlendirirdi. (İ.Mace Hn.1309) Onların da bayram namazı kılmalarını sağlardı.
Peygamberimiz kadınların Bayram Namazı kılmalarına önem verdiği içindir ki Cuma namazlarından farklı olarak âdetli olanları dahil istisnasız bütün kadınların bayram namazı cemaatine katılmalarını emir buyururdu.
Kadın sahâbilerden Ümm-ü Atıyye şöyle anlatıyor:
Hz. Peygamber, bütün ergin kadınların ve ergenliğe yaklaşan kız çocukların bayram namazı cemaatine getirilmelerini emir buyurunca, ‘Âdetlilerimiz de mi gelecek?’ dedik. ‘Evet onlar da gelecek’ buyurdu ve emirlerinin gerekçesini şöylece açıkladı:
Bayram sabahının kutsal heyecanını soluklasınlar, kılınacak namaza, sunulacak hutbeye ve yapılacak duaya tanık olsunlar. (Buharî Îdeyn 20-21; Ebu Davud Salât 247) Ümmü Atıyye, Mescid-i Nebî dışında açık alanda kılınan bayram namazında âdetli kadınların arka kısımda yer aldıklarını ve cemaatle beraber bayram hutbesini dinleyip tekbir getirdiklerini açıklıyor.
Buhârî, Allah’ın Resûlü’nün bir Ramazan bayramında kadınlara özel olarak öğüt verdiğini ve onlardan fakir Müslümanlar için yardım topladığını aktarır. Böylece kadınların bayram namazlarına katıldıkları gerçeğine vurgu yapar. (Buharî îdeyn 19)
Peygamberimiz giyecek cilbab türü tesettürlerini sağlayacak elbiseleri olmadığı için gelemeyeceklerini ileri süren fakir kadınlara da komşularının giysi vermeleri emrini vermiştir. (Buharî îdeyn 21) Hz. Peygamber özel hallerini yaşayan kadınların bile bayram namazı cemaatlerine götürülmelerini emir buyururken insan, fitne yaygınlaşır gerekçesiyle kadınları bir ömür boyu bayram namazlarından yoksun bırakan anlayışın İslâm’la nasıl bağdaştırılabildiğine bir türlü akıl erdiremiyor?
Kendilerinden veya çevre baskılarından kaynaklanan sebeplerle ya da camilerde kendilerine yer ayrılmadığı için Bayram namazlarına katılamayacak kadınlarımız şimdilik bayram namazlarını evlerinde kılmalıdırlar.
Onlar, bayram namazı kılmaya niyet ederek sabah namazının farzı gibi iki rek’atlik bir namaz kılarlar. Ancak birinci rekâta “Sübhaneke” den sonra ve Fatiha‘dan önce üç defa “Allah ü Ekber” diyerek tekbir getirirler. Bu tekbirleri, ikinci rek’atta rukûa gitmeden önce de tekrar ederler. Tekbirlerde, başlangıç tekbirinde olduğu gibi eller kaldırılır ve yanlara salınır.
ÇOCUKLARI DA BAYRAM NAMAZINA GÖTÜRMELİYİZ
Çocuklarımızı erken yaşlarda ibadetlere alıştırmalıyız. Müslümanlığın çocukluk hatıraları ile beslenebilmeleri için yedi yaşına basmış çocuklarımızı da cuma ve bayram namazlarına; umreye ve hacca alıştırmalıyız. Peygamberimiz çocuklar konusunu da büyük bir verdiği içi sahabiler bu konuda ileri derecede titizlik gösterirlerdi, Onlara sadece namaz ve oruca değil, ibadetlerin en ağırı ve en uzun sürelisi olan hacca da alıştırırlardı.Vakit, cuma ve cenaze namazlarına nisbetle kadınlar için bayram namazlarının daha bir ayrıcalığı vardır. Zira Peygamberimiz kadınların örneğin vakit namazlarına gelmelerine mani olunmaması şeklinde emir buyururlarken bayram namazlarına getirilmelerini emretmektedir.
Ali Rıza DEMİRCAN