Ali Rıza Demircan
Jakoben laiklik mi? Diyanet’in sahiplendiği sorgulamamız gereken din anlayışımız mı?
Kuruluş felsefesine bağlılığını sürdüren Diyanet İşleri Başkanlığımız, İslâm’ın toplum hayatımıza yön veren kurallarını -Kur’an ifadesiyle- KETM etmeye devam etmekte. Üstelik ibadet hayatımızla ilgili derin yanılgılarını da sürdürmektedir.
Diyanet, Ramazanda ilan ettiği imsak vaktiyle milyonlarca insanımızın vakti girmeden sabah namazına kılmasına sebep olmaktadır. Bu konuyu her yıl dile getirmekten usandım. Bir de geleneksel din anlayışını sürdürerek kadınlarımızın Cuma namazları yanı sıra bayram namazlarına katılmaları önünde engel oluşturuyorlar.
Hani Kur’ân ve Sünnetin Olduğu Yerde İctihad Caiz Değildi?
Yüce Rabbimiz namaz oruç, zekat, oruç, hac ve adalet benzeri emirlerinde olduğu gibi Cuma namazı ile ilgili emirlerinde de erkek kadın ayırımı yapmaksızın Cuma namazını farz kılmıştır:
“Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.” (Cuma 62/9)
Peygamberimizin, kadınlardan Cuma namazının düştüğüne ilişkin rivayet edilmiş bir tek sahih hadis de yoktur. Böyle iken bilginlerimiz kadınların Cuma namazı ile yükümlü olmadıklarını ileri sürüp görüşlerini uygulatmışlardır.
Bir asır yaşayan ninem bir tek Cuma kılmadan vefat etti.
Ahlakî ve ruhsal sakıncalarına rağmen günümüzde ailelerinden uzakta bir başka ilde ve ülkede tahsil görmelerine sessiz kalınan tesettürlü kızlarımız bile farz olmadığı gerekçesiyle Cuma namazı kılmamaktadırlar.
Kur’an bize yeter diyenler de, Sünnet’i gerekli görenler de “ babalarımızdan böyle gördük ve geleneksel ulemamızdan böyle işittik” deyüp bu konuda dilsiz kesilmişlerdir. Bu vebali kim yüklenecek? Diyanet mi? İlahiyatlar mI? Tarikatler mi? Makalenin ana konusu bu olmadığı için geçelim.
Peygamberimiz Kadınların Bayram Namazı Kılmalarına Önem Veriyorlardı
Peygamberimiz Medine dönemini ikinci yılından itibaren muntazaman ve kadın erkek ayırımı yapmadan Ramazan ve Kurban bayramı namazlarını kıldırmışlardır. Kendisine Kur’an gibi onu anlama bilgisi ve yöntemi olan hikmet de inzal edilmiş olan peygamberimizin dolaylıda olsa çıkarımda bulunduğu Kur’anî emirler olmaksızın böylesi Kıyamete kadar geçerli bir uygulamaya gidemeyeceği açıktır. (Bak. Nisa 3/113; Bakara 2/231) Bunun içindir ki kadınların bayram namazlarına katılmalarına özel bir ihtimam göstermişlerdir.
Peygamberimiz efendimizin kadınlarımızı bayram namazlarına yönlendirici emirlerinden hareketle kadınlarımızın özellikle de bayram namazlarına katılmaları için yazılar yazdım ve hatırlatmaya da devam ediyorum.
Asr-ı saadette kadınlar Peygamberimizin emriyle, bayram namazlarına katılıyor ve bayram namazını kılıyorlardı. Jakoben laiklik taparları dinimizin toplumsal hayata yön verici kurallarını dışladı. Biz de onayladık, yetmedi, hocalar ve halk olarak bizler de, kendi görüşlerini Peygamberimizin uygulaması üstüne çıkaran geleneksel çizgideki bazı alimlerimizin izinde kadınlarımızı Fitne görüp Cuma ve bayram namazlarından dışladık. Yetmedi, uzun dönemler boyunca onların onayını almadan kendi istediklerimizle evlendirdik. Sonra da fiilen eğitim, miras ve yönetimlere katılım haklarını bilinçsizce çiğnedik. Şimdilerde, aşırılık zıddına aşırılık doğurdu ve devran döndü, İslâm’ın da aleyhine olacak şekilde gelişmeler oldu. Ama biz kadınların Cuma ve bayram namazlarına katılmalarını engellemeye devam ediyoruz.
Kadınların Cuma ve Bayram Namazlarına Katılmalarının Faydaları
İslâmî çizgide kadınların Cuma ve bayram namazlarına katılmalarının ekonomik hayatımızı da etkileyecek devrimse kültürel büyük faydalarını göremeyen muhafazakâr siyasilerimiz, tayin ettikleri üst düzey Diyanet ricalini bu konu ile ilgili olarak uyarmamakta ama, kadınlarımızın siyaset kontenjanlarını artırmaktadırlar. Aslında siyasilerden önce biz akademisyen olan ve olmayan hocaları da sorgulamalıyız. Özellikle de Diyanet İşleri Başkanlığımızı.
Bu sene de kadınlarımıza bayram namazlarına gitmeleri gereğini hatırlatmak için konuya yeniden eğildim. Kadınları bayram namazlarına teşvik etmesi ve camilerimizde kadınlar için yerler hazırlatması gereken başkanlığımızın bu görevini yapmak şöyle vursun tutarsız fetvalar aktarmakta ve vermekte olduğuna tanık oldum. İşte size Diyanet sitesinden aldığım fetva örneği:
“ İslam âlimlerinin ittifakına göre kadınlar, cuma ve bayram namazlarıyla yükümlü değildirler. (Semerkandî, Tuhfe, II, 161, 166; Halîl, Muhtasar, 45, 47; İbn Rüşd, Bidâye, I, 157; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 462).
Bununla birlikte Hz. Peygamber (s.a.s.), kadınları bayram namazına katılmaya teşvik etmiştir. (Buhârî, Îdeyn, 15, 21; Hac, 81; Müslim, Salâtü’l-îdeyn, 1-3, 10-12).
Bu itibarla kadınlar, şartların elverişli olması halinde cuma ve bayram namazlarına katılabilirler.”
Şimdi bu fetvayı üç madde halinde tahlil edelim.
Diyanetin soramadığını biz soralım: Peygamberimiz kadınları bayram namazlarına katılmaya teşvik buyurduğuna göre İslam alimleri neye dayanarak onların bayram namazına katılmaları yükümlülüğü yoktur, diyebiliyor. Böylesi bir görüş beyanı, “nassın olduğu yerde içtihada cüret etmek “olarak red edilmesi gereken bir yaklaşım değil midir?
Kaynağında da işaret edildiği üzere bu hadis Mürsel olup kendisiyle amel edilemez türden zayıf bir hadistir. (Nasbur-Raye 2/199)
Cuma namazı kadınlara farz olmadığına göre kılacakları Cuma nafile olur. Nafileler ise farz olan namazların yerine ikame edilemez. Şimdi soralım; kadınların nafile olarak kıldıkları Cuma namazı farz olan öğle namazını nasıl düşürür? ”Ancak kılmaları hâlinde bu namazları geçerli olup ayrıca öğle namazı kılmaları gerekmez,” denilebilir mi?
Peki kadınlardan Cuma ve bayram görevlerini düşürmenin gerekçesi nedir? Onların Fite olmaları mı? Yoksa camilerimizde yer olmaması mı? Dünyayı kendimize güldürmeyelim, ama şu soruyu da soralım:
Ülkemizde milyonlarca yetişkin kadının Cuma ve bayram namazı kılmalarını engelleyen hangi zalim otoritedir? Jakoben laiklik mi yoksa Diyanet’in sahiplendiği sorgulamamız gereken din anlayışımız mı? Din anlayışımız olduğundan şüphe etmiyorum.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…