Ön bilgilendirme: Bu yazıyı okurken “Kâf Suresi düşünsel okumalarım esnasında zihnime yansıdı.” cümlesini her paragrafın akabinde olduğu varsayılarak okunması tavsiye olunur..
Sohbeti Kur’an olanın yolu aydınlık olur:
Yüce Yaratıcı’nın bizleri insanlığa ait bir lisanla muhatap almasının çok kıymetli olduğu;
Allah’a yönelen her kulun gönül gözünün açılacağı;
Kur’an da sadece harften ibaret olan ayetlerin ne anlam ifade ettiği ileri ki çağlarda daha iyi anlaşılabileceği;
İnkarın da imanın da harflerden müteşekkil kelimeler ve kelimelere yüklenen kavramlar aracılığıyla olacağı;
Kur’an vahyi ile terbiye edilmemiş insan aklının Ahiretin varlığına inanmak istemeyeceği;
Ahiret inancı Kişiyi yamuk ve faydasız bir dünya yaşantısından alıkoyacağı, düzgün ve faydalı bir yaşama kavuşturacağı;
Kelimeler ve kavramlar için bir harfin kıymeti değeri ne ise, insanoğlunun yaşamı anlamada, kavramada ve uygulamada gerekli tecrübe edinimlerinde Kur’an ayetlerinin kıymeti ve değerinin aynı olduğu;
İnsanoğlunun Ölümünden sonra yeniden yaratılışta ki ana rahmi vazifesini toprağın yapacağı;
İnsanoğlunun öldükten sonra ki dirilişi; topraktaki tohumun su ile buluşmasıyla başlayan süreçle ağaçlardan, bitkilerden olgunlaşarak ortaya çıkan ürünler gibi tekrar dirileceği;
Tabiatın kışın kuruması, yazın tekrar yeşererek ürün vermesinin insanoğlunu ahiret inancına ulaştırması gerektiği;
“İrade” “vesvese” “Allah’ın cc İnsana şah damarından daha yakın olması” kavramlarıyla ilgili olarak bugüne kadar söylenenler çerçevesinde her Kişinin zihinsel bir yoğunlukla üzerinde durması gerektiği;
Yaşantısının faydalı mı zararlı mı geçiyor olduğunu vicdanına danışarak kendince muhasebesini yapmayanlar ahirette büyük bir telaşla kendi kendisiyle hesaplaşacağı ancak Yüce Allah’ın cc buna müsaade etmeyeceği;
İnsanoğluna uyarıcı elçi olarak gönderilen yazılı metinden ibaret kitab-i bilgileri (Kur’an) küçümseyip Allah’tan geldiği hususunda tereddüt edenlerin, bu tereddütlerini uzay bilimleriyle giderebilecekleri;
Tabiat bilimlerinin de Kur’anın Allah cc tarafından insanlığa gönderilen elçi olduğunun teyit edilebileceği;
İster uzay bilimlerinde ister tabiat bilimlerinde ihtisaslaşan insanın Allah’a cc inanmada sağlam ve kesin bilgilere ulaşabileceği;
İnsanoğlunun öldükten sonra yeniden dirilişine delil olarak görülmesi gereken mevcut bu alemde ki ölüm- doğum devranının ebediliğine inanıp ahireti inkar edenlerin şiddetli bir cezaya çarptırılacakları;
Nefis kaynaklı vesvese ve vicdan kaynaklı nasihat fısıltısı olmak üzere iki zıt kutbun Kişinin kendi zihinsel aleminde nüks ettiği;
İnsanın ağzından çıkan sözlerin Yaratıcı tarafından kurulan bir sistemle kaydedilerek hesap gününde kullanılmak üzere lehinde veya aleyhinde şahitlik yapacağı;
Nasıl ki harflerden nice mana yüklü kelimeler yapıldığı gibi mevcut alemi gözlemleyerek yeniden diriliş ve ahiret inancına ulaşılabileceği;
Sûrenin harften ibaret ayetle başlamasının, sûrenin içeriğinin gaybî konularla ilgili bilgilendirme yapacağına delalet edeceğinden dolayı olabileceği;
Görülen bu alemin mevcudiyeti tüm insanlığı milletlerin lisanlarına göre telaffuzu farklı da olsa Allah cc inancına sevk edeceği;
İnsanoğlunun bildiği ve tanıdığı alfabe harflerinden müteşekkil Kur’an’ın sıradan yazılı bir metin olarak görülmemesi gerektiği;
Bu Kur’an her ne kadar bildiğimiz harflerden oluşan yazılı bir metin olsa da Allah cc tarafından açıklanan muhteşem bilgilerle dolu olduğu;
Kıyamete kadar insanlara Allah’ın cc elçiliğini yapacak olan Bu Kur’an, alfabe harflerinin kolayca tanındığı gibi anlaşılması kolay olan yazılı metinden ibaret olduğu;
Allah’ın elçisi Kur’an; kolayca anlayabileceğimiz, alfabe harfleriyle hazırlanmış aramızda, yanı başımızda her an elimize alıp, gözümüzü diktiğimizde, sesini kulaklarımız duyduğunda anlamamız ve Allah’ın mesajını sunmak için beklediği;
Bu muhteşem kainatın ve mevcudatın Kudretli Yaratıcısı Yüce Allah’ın istisnasız her insanın anlayabileceği alfabe harfleriyle hazırlanmış sıradan görünümlü bir uyarıcı olan Kur’an-ı Kafirlerin bir türlü kabullenemeyecekleri;
Kainatın ve mevcudatın doğum, yaşam, ölüm ve sonrası ile ilgili işleyiş usul ve yöntemlerinin bizzat Allah cc tarafından konulduğu ve korunduğu;
Toprağın içinde barındırdığı zerrenin kendi görevinin ne olduğunu bildiği ve vazifesi doğrultusunda hareket ettiği;
Kişi doğal güzelliklere ve gökyüzünün muhteşem ihtişamına içten ve zihnen gönül gözüyle baktığı takdirde kudretli tek bir Yaratıcının gerçekliğini görebileceği;
Yeryüzünde ki doğal güzelliğin gökyüzünden yağan yağmur tanelerine bağlı olması hiç bir güzelliğin kendisinden kaynaklanmadığına işaret ediyor olduğu;
İnsanoğlu zihinsel olarak iki ayrı soyut kimlik ve kişiliğe sahip olduğu;
İnsanda ki soyut iki ayrı kişilikten birisinin kötü çirkin, fena, şer ve pis işlerin kaynağı; diğer kişiliğinin de güzel, temiz ve faydalı işlerin kaynağı olduğu;
Doğanın harika işleyişine bakıp Allah’a yönelen her kulun gönül gözünün açılacağı;
İnsanoğlunun feraseti sayesinde gönül gözünün zihinsel olarak faaliyete geçeceği;
Gönül gözü açılarak Yaratıcısına yönelen İnsan, olgunlaşmış meyveye, hasada hazır ürünlere benzeyeceği;
Her insan da bulunan akıl, nefis ve vicdan faydasız ve kötü yaşadığı dünya hayatı sebebiyle Ahirette hesaba çekileceği ortamda birbirleriyle kavga edeceği;
İstisnasız her insan dünya hayatında her ne yaşıyorsa kendince yaptıklarının haklı ve doğru olduğuna dair vicdanına bir gerekçe bulacağı;
İnsanın kendisine ait nefsi dünya hayatında ki kötü, çirkin, lüzumsuz hal ve hareketleri sebebiyle ya vicdanının sesini o an geçici olarak dinlemeyeceği ya da kendince haklı bir gerekçe bulacağı;
İnsanın Ahiret yaşamı için yeniden yaratılışında hesabını vereceği mekanı bulma ve ulaşmada aklın kendiliğinden rehber vazifesi göreceği;
Allah’ın cc mesajlarını okuyan kafaların bu dünyada şan ve şeref sahibi olacakları;
Aklını kullanmayan kalın kafalıların öldükten sonra tekrar dirileceğini haber veren Kur’anın bu haberine inanmayacakları;
Kalın kafalılardan ve bilim yapan kafalılardan bazılarının, öldükten sonra toprak olan insanoğlunun tekrar dirilişine ve Ahiret hayatına inanmayacağı;
Yeryüzünde ölüm nedeniyle toprağa karışıp yok olduğu zannedilen insanın Yaratıcı tarafından konulan bir sistem dahilinde muhafaza edildiği;
Kişi doğru-yanlış, iyi-kötü, gerçek-yalan v.b. herhangi bir hususta tercih yapma durumunda kaldığında çevresel etki sebebiyle yanlışın, kötünün, yalanın tarafında yer alırsa kafasının karmakarışık olacağı;
Yeryüzünün kendi üzerinde yaşanılan her hareketi kayıt altına alma özelliğine sahip olduğu;
Gerçekleri görmezlikten gelen, karartan, yalanlayan Kişilerin tutarsız hal, söz ve tavırlar içerisinde olacakları;
Allah’a yönelme arzusunda olmayan kimselerin semavatın ve yeryüzünün muhteşemliğini görmezlikten geleceği;
Yaşamsal varlığımızı sürdüren ürünlerin doğada ki gerçekliğine şeksiz ve şüphesiz nasıl inanıyorsak; Ahiretin varlığı Yaratanın tek oluşunu da aynı şekilde inanmamız gerektiği;
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi