Kahraman İmam

Birileri hala, sahte bir şeyhin yediği herzeleri, hiç ilgi ve alakası yokken imam hatip camiasına mal ediyorsa, ülkemizin ahlaki manada ne duruma geldiğimizin de sorgulanması gerekir.

Kaldı ki bu sahte şeyhin,  oda Tv’de çekilen fotograflarının sosyal medyada yer alması, bu olayın ciddiyetinin bir kez daha sorgulalanması gerektiğini gösteriyor. Demek ki, ülkemizde hala üç kuruşa beş köfte yiyeceğini zanneden müptezellerin varlığı devam ediyor. Ali Kalkancı, Fadime Şahin tiyatrosuyla imam hatiplere saldıranlar, o dönemde bu işi katsayı maduriyetiyle, imam hatiplerin kapanması durumuna kadar götürmüşlerdi.

İslamı ve Müslümanları kötülemek için her daim fırsat kollayanlar, Samsun’da denizde boğulmak üzere olan hafız öğrencisini kurtarıp kendi hayatını kaybeden Mehmet Çıtak hocadan hiç bahsetmiyorlar. Çıtları çıkmıyor.

Bizim mahallenin gazetelerini de bu konuda eleştiriyorum. Bu olay günlerce konuşulmalı, toplum üzerinde imamlar hakkında oluşturulmak istenen önyargılar kırılmalıydı. Hem de birilerinin gözüne soka soka yapılmalıydı bu.

Ama bizler hala, ermeni soykırımında bile ermenilerden yana tavir koyan CHP İstanbul il başkanının “Mustafa Kemal” deyip, neden “Atatürk” diyemediğini tartışıyoruz. Diyemez çünkü Ermeniler Atatürk’ü sevmez, CHP’lilerin büyük bir kısmı da İmam hatiplileri. Her ne kadar seçim zamanı imam hatipliler ziyaret edilip oy istense de bu gerçek değişmemektedir. Çünkü bu kimseler, kurtuluş mücadelemizde Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında ona ölümüne destek veren hocaları unutmuşlardır. Ya da hatırlamak istemezler. Oysaki bu ülkenin suyunda, hamurunda ve mayasında hocalar vardır…

Biz öğrencisinin hayatını kendi hayatına tercih eden İmam hatip Mehmet Çıtak hocamıza Allah’tan rahmet diliyor, geride kalan ailesine sabrı-cemil niyaz ediyoruz.

HALİL SEZAİ PARACIKLIOĞLU DENİLEN ŞAHIS

Halil Sezai Paracıklıoğlu denilen şahsın ismini ilk defa duydum. Tanımam, bilmem. İyi ki de tanımamışım…67 yaşındaki bir adamı tekme tokat öldüresiye dövecek kadar yiğit(!) olayın görüntüleri ortaya çıkıp mahkemeye taşıdığında ise “Alkollüydüm, şahıstan ve kamuoyundan özür dilerim” diyecek kadar da saçma bir adam. Yemişim onun sanatını ve sanatçılığını…

Aldığı darbeler neticesinde öleceğini zannederek kelime-i şahadet getiren bu yaşlı adama;

“Ezan mı okuyorsun sen” diyerek…

Ya bu sanatçı bozuntusunun yanında ki yaverlerine ne demeli? Adamlar öylece seyrettiler olayı. Adam dediysem lafın gereği çıktı ağzımdan. Adam olan, orada ki olayı engellemek için uğraşır ve o sanatçı bozuntusuna “Dur sen ne yapıyorsun?” diyerek olayı engellerlerdi.

Bu kendini sanatçı zanneden ama insanlıktan nasibini alamamış şahsa tavsiyem;

“Sanatçı olmaya çalışmaktan önce, Adam olun adam! İnsan olun İnsan!”

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…         

Şaban DOĞAN