islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4915
EURO
36,2365
ALTIN
2.952,64
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

KALP EĞİTİMİ (3)

KALP EĞİTİMİ (3)
11 Aralık 2021 23:50
A+
A-

Kalp eğitimi konusunu işlemek hiç de kolay bir mesele değildir. Buna rağmen masum bir milletin eğitimsiz bırakılması ve kalp eğitiminin göz ardı edilmesi ya da korkunç bir ihanete kurban edilmesini kabul etmek insanlık dışıdır. Hakka ve hukuka tecavüzdür.

Hakka ve hukuka tecavüzden sakınmak insanlık gereğidir. Çünkü ceza gününün Sahibi ve Hâkimi Rabbimiz, hakkı emreder ve emrini açıkça bildirir. Kur’an’ın her beyanı hikmet ve eğitim içeriklidir; O lüb akıl sahipleri gerek ayakta, gerek oturarak ve gerek yanları üzerinde yatarken Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaradılışını tefekkür ederler. Ey Rabbimiz: bunu sen boşuna yaratmadın, Münezzehsin, bizleri cehennem azabından koru! derler. (Ali İmran:3/191) Bununla beraber Araf suresinin iki ayeti zikir hakkında evrensel boyutu ile canlı cansız bütün varlıkları kapsamı içine alarak net ifade kullanır; Sabah ve akşam Rabbini, içinden yalvararak, ürpererek ve yüksek olmayan bir ses ile zikret, gafillerden olma! Şüphesiz, Rabbin indindekiler, O’nun ibadetinden büyüklük taslamazlar ve O’nu tesbîh ederler ve ancak O’nun için secdeye kapanırlar. (Araf:7/ 105,106) Burada zikir ve tesbîh bir anda beşer düzeyinden açılır, yayılır arşın evrensel yüzünü göstermeye başlar. Ayetteki Rabbin indindekiler, Arşı saran ve zikir eden meleklerdir.

Meleklerin evrensel görevleri vardır. Meleklerin sayısı insan havsalasının alamayacağı kadar çoktur. Yer küremizden küresel olarak açılarak genişleyen âlem milyarlarca ışık yılı ile gidilse Galaksiler âlemi geçilemeyecek mesafedir. İnsan tasavvurunun çok ötelerindedir. Ve Arş’a varmak hayallerin de çok ötelerinde olduğunu düşünürsek, akıl elbette çaresiz kalır.

Zikrin ve tesbîhin evrensel boyutu, işte burada anlaşılır hale gelir ve tefekkür kapıları açılır;

Arş’ı yüklenip taşıyan melekler ve arşın etrafındakiler Rablerini hamd ile tesbîh ederler. O’na iman ederler ve iman eden kimseler için de mağfiret dilerler: “Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. Tevbe edenleri ve senin yoluna tabi olanları bağışla. Onları cehennem azabından koru, diyerek dua ederler.” (Mümin: 40/7)  Bundan sonra tesbîh ibadeti detaylanır ve Kâinat içinde yayıldıkça yayılır; O’na yedi gök, yer ve onlarda olanlar tesbîh ederler. Hiçbir şey yoktur ki, illâ O’na hamd ile tesbîh etmesin. Fakat siz onların tesbîhlerini anlayamazsınız. Gerçekten O Halîmdir, Gafûrdur. (İsrâ:17/44)

İnsan tasavvurunun sınırlarını çok geride bırakarak sonsuza doğru açılan âlemlerin ve oradakilerin zikir ve tesbîhleri, insan beyni üzerinde ve kalp âleminde nice gelişmelerle hayat bulur. Akıl güç kazanır kıvama erer,  kalp doyum noktasına ulaşır sekine halini alır. Aklın aktiviteleri hava doldurulmuş balon gibi şişer uçuşa geçer varıp sığınıp güvene kavuşacak makama yönelir, kalbin perdeleri açılır, gönül kulakları “o sesi” duyar; Ey O Rabbine itaatkâr mutmain nefis! Rabbine dön, sen razı, O da senden razı olarak.  Haydi, gir kullarımın arasına. Gir Cennetime! (Fecr: 89/28-30) Görüldüğü gibi burada hayaller üstü ve idealler zirvesi müstesna bir tabloya şahit olduk. Oldukça ilginçtir. Böylesi bir kalp eğitimi ancak Yaradan, yöneten, koruyan, kollayan ve evrendeki dengelerin gücü olan Allah’ın sisteminde vardır.

Demek ki zikir ibadeti, Kâinatta ilâhî irade sayesinde birliğin ve bütünlüğün enerjisi olarak, arşın etrafındaki melekler de yer küremizde bulunan inanmış müslümanlara dua ve istiğfar ederek tevhidin en büyük tecellisi olduğunu göstermektedir. Bunun için, belirsizlik karşısında bugün ki müslümanlara net olarak anlatabilme yolunda Kur’an’ın satırları arasında arayışa geçelim. Müminleri tanıtan ayetlerden birinde şöyle açıklama yapar; O Rahmanın kulları ki, Rablerinin ayetleriyle kendilerine öğüt verildiği zaman ona karşı sağır ve kör olarak çöküp kalmazlar. (Furkan:25/73) Şimdi bütün bu ilâhî hakikatler karşısında mevcut müslümanların yapay tanrıcıklarından sıyrılıp “lâ ilâhe illellah Muhammed ’ur Resûlullah diyerek tevhid sistemine ve kalp eğitimine yelken açmaları gerekmektedir. Bu iman gereğidir.

Aksi takdirde, bencillik, çıkar ilişkileri, tarikat tarafgirliği, gurup taassubu, siyasî arenada mümin vasfını kaybedecek oranda tefrika budalalığı ve Kur’an dışı her tür bataklığı terk edip kalp eğitimine gönülden yönelmek gerekir. Bu kesin bir kurtuluş reçetesidir.

Eğitim ile mutmain olmak varken, niçin ebedî hüsran?! Esselamualeykum.

İlhan ORAL

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.