Kalp Yetersizliği Hakkında Yeterince Bilgi Sahibi miyiz?
Novartis iş birliğinde Acıbadem Adana Hastanesi konferans salonunda düzenlenen “Kalp Yetersizliği Bilgilendirme ve Hasta Eğitim Toplantısı”nda konuşan Kardiyoloji uzmanı Doç. Dr. Ali Deniz, kalp hastası olanların dikkat etmesi gereken konular hakkında bilgi verdi. Deniz, özetle “Kalp yetersizliği, aslında kalbin vücudumuzun ihtiyacı olan kanı ve oksijeni yeterince pompalayamama durumudur. Kalp yetersizliği ciddi kronik bir hastalık. Bir hasta, bir kere kalp yetersizliği tanısı aldığı zaman bu tanıdan kurtulamıyor. Hastalığın belirtilerini tedavi edebiliyoruz, hastanın iyi hissetmesini sağlayabiliyoruz ama hastanın ömür boyu birtakım şeylere dikkat etmesi gerekiyor.” dedi.
Kalp Hastalıklarına Karşı Tıbb-ı Nebevi’den Şifa Reçeteleri
Kalp, anne karnında en hızlı gelişen bir organdır. 21. günden sonra atmaya başlayan kalbin aslî görevi, vücudun “motoru” olarak sürekli olarak kanı pompalamaktır. Tabip Abdullatif Bağdadî, Tıbb-ı Nebevî isimli kitabının Anatomi bölümünde şöyle der: “Kalp, tıpkı beyin gibi, hayatın ve vücuda hareket sağlayan güçlerin merkezidir. Nasıl ki beyinden his ve hareket komutanlarını organlara ulaştıran sinirler çıkıyorsa, kalpten de organlara hayat unsuru ileten damarlar çıkmaktadır. Kalp, insan vücudunun fırını durumunda olduğundan akciğerler bir yelpaze gibi hiç durmadan ona hava üflediğinden dolayı kalbin harareti hiç sönmez.”
Kalp yetersizliği, ciddî bir hastalık olması hasebiyle bütün kalp ve sistematik hastalıkların bir sonucudur. Ama kalp yetersizliği teşhisi konulması, tedavi için kendi başına yeterli değildir. Asıl sebebi bulunmadıkça tedavisi de genelde mümkün olmamaktadır. Burada yine koruyucu hekimlik ön plâna çıkmaktadır. Aşırı yemek yiyenler ve dolayısıyla obez olanlar, sigara içenler, alkollü içkiler içenler, diyabet hastaları ve hipertansiyonu olanlar risk altındadır. Bu risk faktörlerden uzak olanlar, umumiyetle kalp hastalıklarına pek yakalanmamaktadır.
Kalp yetersizliğinin alameti farikaları çok barizdir. Başta nefes darlığı olmak üzere halsizlik, güçsüzlük, yorgunluk, özellikle geceleri öksürük, baş dönmesi ve kalp çarpıntısıdır. Çarpıntı, kalp atışlarının kişinin hissedeceği bir şekilde hızlı ve kuvvetli olarak meydana gelmesine denir. Ancak çarpıntı, mutlak olarak bir kalp yetersizliği de olmayabilir. Bazen korku, heyecan, zayıflık ve başka hastalıkların tetikleyicisi olabilmektedir.
Kişi, bedenine ve ruhuna ehemmiyet verir, sağlıklı beslenmenin yanında hayat tarzı olarak teslimiyet ve tevekkül içinde ibadetlerini de huşu içinde yaparsa manen kendini huzurlu hissedecek ve değişik kalp rahatsızlıklarından uzak kalabilecektir. Aksi takdirde kalp hastalığına yakalandığında buna bağlı olarak vücutta başka hastalıklar da meydana gelecektir. Nitekim bu konuda âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır:
“Dikkat ediniz! İnsan bedeninde bir et parçası vardı ki, o iyi ve sağlıklı olduğu zaman, bütün vücut sağlıklı ve iyi olur. O bozulup hastalandığında ise, bütün vücut bozulur ve hasta olur. Bilmiş olunuz ki o et parçası kalptir.” (Müsned, 4: 274).
Peygamberimiz (sav) kalp hastalığına yakalanmış Sâd ibni Ebî Vakkas’ı şu tavsiyelerle tanıdığı bir tabibe gitmesini söyler:
“…(Tabip), Medine’nin Acve isimli hurmasından yedi tane alsın, onları çekirdekleri ile beraber dövsün, sonra onu süt ve yağ ile karıştırıp sulandırdıktan sonra sana yedirsin.” (en Nihâye, 3: 405).
Müslüman tabipler, bu hadisten yola çıkarak, kalp hastalıkları için, hurmanın süt ile macun yapılarak yenilmesini tavsiye etmiştir. Kardiyologlarımızın belki de pek bilmedikleri ama üzerinde araştırıp faydalarına kendileri de inandıktan sonra kalp hastası olan hastalarına veya risk kapsamında olan kişilere tavsiye edebilecekleri Tıbbı Nebevî kitaplarında yer alan bazı önerilerde bulunacağım:
Değerli okuyucularım;
Son yıllarda fitoterapi (bitkilerle tedavi) alanında güzel gelişmeler yaşanmaktadır. Bu bağlamda mantar ile ilgili olarak daha önce Mirat Haber sitesinde yayınlanmış olan bir haber yorum yazımı okumanızı tavsiye ederim.
Şimdi ise size kısaca kalp hastalıkları ile ilgili olarak yenilebilir bir mantar türü olmayan, böbrek şeklinde bir görünümü olan kırmızı “REİSHİ MANTARI”nın (Ganoderma Lucidium) bazı faydalı özelliklerinden bahsedeceğim. Bu mantar, bünyesinde 400’ün üzerinde aktif bileşim barındırmaktadır. İçinde bolca fosfor, kalsiyum, magnezyum, manganez, sodyum, demir, çinko, bakır ve daha birçok element vardır. Her aktif bileşen, en az 10 hastalığa iyi gelmektedir. Başta kalp, beyin, karaciğer ve akciğer olmak üzere Parkinson, astım, bronşit, depresyon, eklem romatizması, epilepsi, hipertansiyon, kanser, kireçlenme, kronik hepatit gibi birçok hastalığın tedavisinde etkili olduğu görülmüştür. Dolayısıyla kalp hastası olanlar veya değişik hastalıklara karşı kendilerini korumak isteyenler, özellikle HELAL sertifikası olan, takviye edici gıda olarak tablet şeklinde hazırlanmış REİSHİ MANTARI gönül rahatlığı ile alabilir.
Allah, bizlere hasta olmamak için, gerek önleyici tedbir, gerekse hastalığa yakalandıktan sonra iyileşmemiz için, tabiat eczanesinden o kadar çok imkânlar sunmuş ki…Ne kadar şükretsek azdır.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi