Tarihî asırlarda devrimize kadar bütün cemiyetlerde/toplumlarda çeşitli sebepler dolayısıyla zaman zaman fiyat artışları olmuş, büyük halk kitleleri mağduriyetlere düşmüştür.
İslâm Dini, tabîi/doğal şartların sebep olduğu hayat pahalılığını manevî açıdan değerlendirmiş, konuya inanç yönünden yaklaşmıştır. Aşağıda sunacağımız hadis bu gerçeği belgelemektedir.
-Salât ve Selam üzerine olsun-Peygamberimiz Hz. Muhammed döneminde Medine’de ölçüsüz fiyat artışları oldu.
(İş bilir sahâbiler Hz.Peygamber’e (S.) başvurarak şöylece ricada bulundular:
Ya Resûlellah! Ölçüsüz fiyat artışları oldu. Bizler (alıcı ve satıcılar) için fiatları belirleyiniz; narh koyunuz.
Allah’ın Resulü (bu teklifi olumlu karşılamadı ve) gerekçesini de şöylece açıkladı:
İslâm âlimleri Peygamberimizin bu açıklamalarından ilham alarak normal arz ve talep kanunlarına göre oluşan pazar fiyatlarına müdahaleyi sakıncalı bulmuşlardır.
İslam Karaborsacılığı Haram kılar
İslâm Dini, tabîi şartların oluşturduğu fiyat artışlarını iman mantığıyla sabır ve kanaat ölçüleri içerisinde değerlendirirken, çıkarlar doğrultusunda sunî (yapay) müdahalelerle fiyat artışlarına zemin hazırlanmasını şiddetle yasaklamıştır.
Peygamberimiz bu mevzuda şöyle buyurmuşlardır:
« (Çok kazanmak ve sömürücü gruplara kazandırmak için fiyatları yükseltmek maksadıyla) Müslümanların koyduğu fiyatları alıcılar aleyhine olumsuz yönde etkileyen kişiyi büyük bir ateş azabına uğratmaya Allah yemin etmiştir.» (N.Evtar, B. Fil-İhtikâr.)
İslâm, tabîi şartlarda oluşan pazara müdahaleleri yasaklarken, müdahalenin en belirli ve müessir şekli olan karaborsacılığı da şiddetle menetmiş, bu işlemin toplum haklarına büyük bir tecavüz olduğunu açıklamıştır.
İhtikâr ve spekülâsyon kelimeleri ile de ifade olunan «Karaborsacılık: çok çok kazanabilmek için fiyatların artmasını bekleyerek, halkın ihtiyaç duyduğu malları satmayıp tutmaktır.» ki haramların en büyüklerindendir.
Bu zulüm ve sömürü işlemi hakkında Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
{«- Ancak Hak olan Allah’a isyan eden günahkâr kişi karaborsacılık yapabilir.»
«Mal getirip de bunu piyasaya süren kişi (Allah tarafından) rızıklandırılır. İhtiyaç duyulan malı saklayıp yüksek fiyat arayan karaborsacı ise Allah’ın lanetine uğramıştır.» } (İ. Mace, Hn.2153-4. )
Gıda Maddelerinde Karaborsacılık
İnsanların ihtiyaçlı anlarında gıda ve yakıt gibi zaruri maddeler üzerinde karaborsacılık yaparak vurgun vurmak isteyen sömürücü zalim karaborsacıların karanlık ruhî yapısını da Peygamberimiz şöylece açıklamışlardır:
[«- Karaborsacı ne kötü insandır. Zira o, Hz. Allah (malları çoğaltıp) fiyatları düşürdüğünde üzülür. Fiyatları yükselttiğinde ise sevinir.»
«İslâm Cemiyeti’nde fiyatları artırmayı arzulayan karaborsacılık yapan) kişi alçak ve günahkârdır.» ] (M. Mesâbih Hn. 2897)
Umumî vasıftaki hadîsleriyle halkın ihtiyaç duyduğu maddeler üzerinde karaborsacılık yapılmasını şiddetle kınayan Peygamberimiz, bütün cemiyet fertlerini kuşatması ve yıkıcı tesiri altına alması sebebiyle özellikle gıda maddeleri üzerinde karaborsacılık yapılmasını yasaklamıştır. Bu suçu/günahı,Yaratan’la rabıtaları koparmak çapında büyük bir günah olarak bildirmiştir.
Bu mevzudaki açıklamalarında Aziz Önderimiz şöyle buyurmuşlardır:
«Fiyatların artmasını arzulayarak gıda maddeleri üzerinde 40 gün karaborsacılık yapan kişi Allah’tan, Allah da ondan kopmuştur.» (İ.Mace Hn. 2896)
Hadîsteki kırk gün tabiriyle karaborsacılığı meslek edinmek alçaklığına işaret edilmektedir.
Karaborsacılığın Kazancından Sadaka Verilse Makbul Olmaz
İslâm Dini, karaborsacılığı haram kılmış, karaborsacılık yoluyla kazanılacak parayı kendisinden sadaka bile verilemeyecek, cemiyet kanıyla yoğrulmuş bir sömürü kazancı olarak vasıflandırmıştır.
Şanlı Peygamberimiz bizleri şöylece uyarmaktadır:
[«Ümmetimin toplumunda gıda maddeleri üzerinde karaborsacılık yapan kişi, kazancını sadaka olarak dağıtsa, sadakası Allah katında kabul olunmaz; üstelik karaborsacılığının günahına da kefaret olmaz.»
«(Fakat) bir kimse de gıda maddeleri getirterek normal piyasa fiyatına göre satarsa, onu sadaka olarak vermiş gibi olur.» ] ( İ.Mace Hn. 2898.)
Karaborsacılığın Sonu Felakettir
Karaborsacılık Hakk’a ve Halk’a karşı işlenen o derece büyük bir suçtur/günahtır ki, bu çirkin işin ancak maddî ve manevî zarar getireceğini Peygamberimiz kesin bir dille ve şöylece açıklamışlardır.
“Mü’minler arasında, gıda maddeleri üzerinde karaborsacılık yapan kişiyi Allah cüzzam (gibi geçici hastalıklar) a uğratır ve iflâsa düşürür.” ( M. Mesabih, Hn. 2895,)
Peygamberimiz «Karaborsacılığı ancak korkak olanlar yapar.» buyurarak karaborsacının er geç korktuğuna uğrayacağını, anlamını sunduğumuz iflâs hadîsi ile ne veciz bir şekilde bildirmektedir.
Karaborsacılık Günah ve de Suçtur
Bir hayat düzeni olan İslam, karaborsacılığı yalnız günahını beyan ederek yasaklamakla yetinmemiş, bu suçun dünya hayatında cezalandırılmasını da yasalaştırmıştır.
İslâm Hukuku’na göre teşkilâtlanmış bir toplumda karaborsacı hapsedilebilir ve hakim kararıyla cezalandırılabilir. -Onaylamasa da- malları onun adına satılabilir.
Bu zulüm suçunun faili pek tabiîdir ki Âhiret hayatında da büyük suçlularla beraber cezalandırılacaktır.
Peygamberimiz bu gerçeği şöyle açıklamışlardır:
«(Tövbesiz olan) katiller ve ( zimmetlerine geçirdikleri hakları ödememiş ) karaborsacılar Cehennem’de aynı tabakada birleştirilerek azaplanacaklardır.» (Müntehab-u KenzülUmmal 2/236.)
Cuma mesajımızı bitirmeden önemli bulduğumuz bir hususu daha belirtmek isteriz.
Doğal Şartlarda Pahalılık Allah’ın Cezasıdır
Âfetler, kuraklıklar ve diğer doğal sebepler dolayısıyla üretim yetersizliğinden doğacak pahalılıklar, Allah’ın topluma doğrudan bir cezasıdır.
Bunun gibi, Hak çizgiden sapan menfaatçi zâlimlerin karaborsacılık ve benzeri yapay etkileri ile oluşan hayat pahalılığı da Allah’ın günahkâr topluma – suçlular aracılığı ile – verdiği bir cezadır.
Bu hususu aydınlatan iki hadîslerinde Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
[«Allah, gazabına uğratacağı toplumun iktisadî hayatını durgunlaştırır, fiyatlarını yükseltir, iç anarşiyi geliştirir ve yönetici zulmünü şiddetlendirir…»
«Pahalılık ve ucuzluk Allah’ın (görünmez) ordularından iki ordudur. Birinin adı “ihtiras” diğerinin adı «korku» dur. (İnsanların isyanı sebebiyle) Allah pahalılığı dilediği zaman tüccarların kalbine ihtiras’ı koyar, onlarda mallara çullanırlar (ve aldıkları malları da karaborsacılık için depo eder; satmazlar. Allah, ucuzluğu dilediği zaman ise tüccarların kal bine korku’yu salar, onlar da ellerindeki malları hemen piyasaya sürerler.” ] (M. K. Ummal,2/237-8 )
***
Allah’ın helâl kıldığı yolardan rızkımızı arayalım ki çalışmalarımız ibâdet olsun, dünyamız ve âhiretimiz mutlulukla dolsun.
Peygamberimiz «… Geç de olsa her insan ölmeden (yiyeceği, giyeceği ve kullanacağı mukadder anlamına) rızkını elde edecektir. Bu sebeple Allah’ın yasalarına aykırılıktan sakının. Rızkı helal yollarla arayın ve helal olana yapışın. Fakat haram olanı bırakın.» buyurmuşlardır. ( İ. Mace, Hn. 2144.)
İhtirasa kapılmayalım. Cemiyetimize zulmetmeyelim. Toplumun kanını emerek kazanmaya kalkışmayalım ki nefsimizi ateş azabından korumuş olalım.
Mevzuumuzu, Allah’ın bir Kur’ânî buyruğu ile bitiriyorum:
«Ey inananlar! Mallarınızı aranızda (karaborsacılık gibi) haksızlıklarla yemeyin. Ancak karşılıklı rızaya dayalı helal ticaretle yiyin. (Zulüm, kumar, faiz ve karaborsa gibi haramları işleyerek) birbirinizin kanına girmeyin. Şüphesiz Allah size merhamet eder.» (Nisa 29)
ALİ RIZA DEMİRCAN