Otuz yıl öncesinde yaşanan Hocalı Soykırımı ile büyük acılar ve sürgün yaşayan Azerbaycan Halkı, bu günlerde işgal edilen topraklarını kurtarmak üzerine büyük harekatlar düzenliyor. Üç yıl önce Ermenilerce işgal edilen topraklarının bir kısmını geri alan kardeşlerimiz, bu yıl da siyasi konjonktürün uygunluğunu görerek yeniden atağa geçmiştir.
Maalesef olayları farklı şekilde yorumlayan bazı yayın organları bulunmaktadır. Yabancı menşei olan ve ülkemizde faaliyet gösteren birtakım kurumlar Ermeniler bölgeyi terk ediyor şeklinde haberi örtük biçimde servis ediyor. Bunlar karşımıza çıkan algı oyunlarıdır. Haberin daha doğru servis edilmesi gerekirken birileri de sus pus durumda. Biz kendilerine şöyle bir çıkışta bulunuyoruz: “Tarafsız olduğunu iddia eden medya kurumlarınız bu olayı yalnızca bir tarafın gözünden aktarmıyor mu? Hatta olayı eksik ve taraflı anlatmıyor mu? Başlıklar için önemli olan şudur ki “Azerbaycan’ın haklı geri dönüşü” vurgusu yapılmalıdır. Hatta “Uluslararası Kamuoyunca da Azerbaycan’ın olduğu kabul edilen topraklar vurgusu yapılmalıdır. Maalesef tersine çabalar, Ermenileri tehcire uğruyormuş gibi gösterenler mevcuttur. Oysa Azerbaycan Devleti tarafından topraklarını haklı geri alışı sonrası yeniden kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Israrla altını çizerek söylüyoruz ki; “Daha önce bölgeyi zorla ve katliamla işgal eden Ermeniler kaçmaya başladı” denilse ve haber bu şekilde servis edilse daha yerinde olurdu. Filhakika bu yayın organlarının böyle başlıklar atmaya yanaşmayacağını hepimiz biliyoruz.
Olayın tarihi izahı gereklidir ve bu tarihi arka plan incelenerek yapılabilir. Evvela Azerbaycan çok akıllıca davranarak, Türk Dünyası ile karayolu bağlamında kopuk olan Türkiye’nin kendisiyle birleşmesinin önünü açacak olan Zengezur Koridorunu etkin hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bunun için Çin’in bir kuşak bir yol projesi de zemin hazırlayıcı en önemli etken olmuştur. Diğer yanda Türkiye ve Rusya yakınlaşması ve bunlarla sıcak ilişkiler Azerbaycan’ın siyasi arenada elini güçlendirmiştir. Rusların hem Ukrayna’daki mücadeleleri hem de Ermenistan’a artık yardım edemeyecek olmaları da burada çok önemli etkenlerden biridir. Bütün bunların yanı sıra Türkler ve Rusların büyük bir Avrasya projesinde birlikte hareket ettiği görülmektedir ki bunlar coğrafyaya zenginlik getirecek şeylerdir. Diğer yandan bunu baltalamak üzere Hindistan’ın alternatif planlarla çalıştığı iddia ediliyor ki gerçekte zayıf projeler üretmekte ve isabetsiz hamleler yapmaktalar. Coğrafyanın gerçeği ve uluslararası hukuk, Ermenilerin zorla gaspta bulunduğunu söylüyor ve insanlara zulmederek ve vatanlarından sürerek kurduğu sahte, uyduruk isimli devletleri tanımıyor. İşin bin yıllık süreçte de karşılıkları var. Bölgede büyük bir Türk nüfus var ve tarih boyunca Ermenilere zulmedilmemiş, tam tersine Ermeniler buldukları ilk fırsatta Türklere amansız eziyetler ve işkenceler etmiş bulunmaktadır. Selçuklu Döneminden bugüne hep aynı senaryo ile Türkler karşılaşmış bulunmaktadır ve tehcir olayı olarak adlandırılan olayda çoğunlukla Osmanlıya bağlı Kürtler ile Ermenilerin çatışmaları yaşanmıştır.
Azerbaycan, sürgün edilen ve öldürülen vatandaşlarının intikamını almadı, tam tersine uluslararası kamuoyuna örnek olacak biçimde insan haklarına uygun bir geri dönüş sağlansın diye yollarda emniyeti sağladı. Hatta geri dönmek istemeyenlere kalın, bizim vatandaşımız olun ve emniyet içinde yaşayın dedi. Bunlar tarihe geçecek mertliklerdir ve kardeşlerimizi bu tavırları dolayısıyla tebrik ediyoruz.
Diğer yanda Ermenilere yaltaklanan ve dış lobilere hizmet ederek Türklüğe karşı faaliyette bulunanlar hemen Ermeni yakarışlarında bulunmaya ve ifadelerinde Ermenileri mazlum ve Azerbaycan Türklerini de zalim ve soykırımcı, tehcirci göstermeye başladılar. Uluslararası hukuka göre söyledikleri asılsızdır zira ülkelerinin beşte biri yani sakini olduğu topraklar daha önce işgal edilmiş olan bir halk yurduna geri dönmektedir. Dolayısıyla bu kişiler iftiracıdır ve uluslararası hukuk tarafından yargılanmalıdır. Diğer yanda aynı kişilerin Hocalıya dair tek bir gün ağıt yaktıkları da görülmemektedir. Maalesef coğrafyamızda, ilahiyat fakültesinde bile neredeyse Ermeni taraftarlığı yapacak kripto isimler görülmektedir. Bunların Türk Düşmanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti’ne olan garezleri bütün Türk Halklarına dair gizli ve örtülü şekilde ifadelerinde yansıtılmaktadır. Biz bu insanlardan şikayetçiyiz. Hakkın divanında da bizim ülkemizin ekmeğini yedikleri için yine davacıyız.
Azerbaycan kendi topraklarını destansı bir şekilde almakta ve Ermenilere insanlık dersi vermektedir. Bu günlerde tarihe çok önemli notlar düşülmektedir.
Öte yandan Azerbaycan’ın tanınmış milletvekili ve büyük bir dava insanı olan Ganire Paşayeva geçirdiği bir ameliyat sonrasında Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Bütün milletimize baş sağlığı dilemekteyiz. Ancak kendisine devlet merasimi yapılmaması da akıllara soru işaretlerini getirmiştir.