“Sakın Zulmedenlere meyletmeyin; sonra ateş size de dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O’ndan da) yardım göremezsiniz!” (Hud Suresi 113. Ayet)
Yetmiş küsur senelik acımız, son raddeye geldi, bıçak kemiğe dayandı. Katiller katliamlarında sınır tanımaz, laftan sözden anlamaz oldu. Bir avuç siyonist, bir avuç peygamber katili, arkasına aldığı şer odaklarıyla, bütün dünyaya, daha doğrusu bütün İslam Alemine meydan okuyor. Bunun karşısında ölümü öldüren bir avuç muvahhidin karşısında, bütün şer odakları esas duruşta duruyor.
Halkı Müslüman olan bütün memleketlerin devlet ricali, ulusal çıkarları, ilahi çıkarların üstünde tutuyor. Her birinin zalimlerin korkusundan nutku tutulmuş, sadece “şiddetli kınama” da bulunuyor. Bizim memleketin esas oğlanı, bütün dünya insanlığının vicdanını harekete geçmeye çağırıyor. Kendi memleketinde harekete geçen vicdanları ise, kolluk kuvvetleriyle, şiddet kullanarak cezalandırıyor.
Gazze’ye ağıt yakan devlet ricali, işgalci siyonistleri, memleket topraklarında bulunan radar üsleriyle korumaya devam ediyor. “Bu katliamlar durmalı” derken, işgalci siyonistlerle ticaret hız kesmeden devam ediyor. İşgal ettikleri topraklardan kaçan Yahudileri, hiçbir ülke kabul etmezken, işgalciye ağız dolusu laf eden devlet ricali bağrına basıyor.
Ağamız bizimle eğleniyor mu nedir. Abd’ye seslenerek, “Suriye’de 25 üssün var, bunların orada ne işi var” diye soruyor. Lakin aynaya dönüp, “Benim memleketimde her taraf abd, nato üssü, bunların memleketimde ne işi var” diye sormuyor. Nedenini ise, sadece devlet ricali biliyor.
Bütün gavurlara, zalimlere, zulmedenlere, emperyalistlere, Müslüman halklara kan kusturanlara “Dostum” diye hitap ederek, bir de “stratejik ortaklık” tan bahsediyor. Tabii bu arada “Dostum” dediklerinin zulmüyle Gazze kan ağlıyor.
Binlerce kilometre uzaktan, Müslümanların coğrafyasına katliam için gelen emperyalistler, elli yedi Müslüman ülke içerisinden karşılarında bir mahalle delikanlısını göremiyor. Halkı Müslüman ülkelerin bütün devlet ricali, işbirlikçi olmuş gibi, yapılan katliamları canlı yayınla izliyor. Müslümanların izzet ve şerefi, bir karşı toprakta bir avuç Mücahidin direnişiyle korunmaya çalışılıyor.
Sanki işbirlikçiymiş gibi davranan devletlerin ricali, arada bir toplanıp, “şiddetli kınama” ve “saldırıları derhal sonlandırma” ikazıyla dağılıp gidiyor. Oysaki konunun uzmanları tarafından yapılan yorumlar, sıranın sessiz kalanlara da geleceğini gösteriyor. Ve Müslümanların bütün coğrafyası, izzet-i nefsi ayaklar altına alınarak tehdit edilip çiğneniyor.
Başka memleketlerin devlet ricali ne yapar bilmeyiz lakin bizim memleketin yöneticilerinin tutumuna aklımız ermiyor. İşgalci siyonist yahudiyi temsil eden kim varsa acilen kovmaları gerekirken, adamlar kovmayacaklarını bildiği için olsa gerek, kendi adamlarını kendileri çağırıyor. Ve halen abd, nato ve işgalci siyonistleri koruyup gözeten teknolojik üsler aktif olarak faaliyet gösteriyor. Fakat ne hikmetse kendi yapacaklarını yapmadan sürekli “telefon diplomasisi” denen şeyle vakit öldürüyor.
Necmeddin Erbakan’ın dediği galiba doğru: “Bu İsrail laftan anlamaz güçten anlar.”
Bize düşen ilahi tavsiyeyi hatırlatmaktır: ““Sakın Zulmedenlere meyletmeyin; sonra ateş size de dokunur. Sonra (O’ndan da) yardım göremezsiniz!”
YAKUP DÖĞER
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…