KAYDEDİN!   

Kaydedin, uluslararası haber ajanslarının mahir kameramanları! Kaydedin! Çocukların üzerine yağan kar taneleri değil, beyaz fosfor bombalarıdır.  Oyuncaklarla değil, ölüm makineleri ile tanışıyor burada çocuklar. Kırmızıyı gülden değil, yanı başında vurulan babasının bedeninden sızan kandan biliyor onlar. Onları uyutmayan gök gürültüsü değil, üstlerine yağan bombaların sesidir. Saklambaç değil oynadıkları, sadece sığınaklarda saklanmayı oyuna dönüştürmüşler burada o kadar. Çoğu ders zili ile siren sesini ayırt edemez. Okul, öğretmen, sınıf kavramlarını barış zamanlarının sihirli kelimeleri olarak bilirler. Pek karşılaşmamışlardır çünkü.

Kaydedin, beğeni butonuna dokunma sayısına bağlı bir hayat süren sosyal medya fenomenleri! Kaydedin!                                                                                  Bir şehrin değil bir ülkenin işgal edilişine dünya nasıl sessiz ve sadece izleyici olarak kalıyor. ‘Ama onlar da…’ ile başlayıp işgalciyi temize çıkarma gayretiyle mazlumları suçlayanların pişkinliklerini kaydedin! Gıda, ilaç, başta olmak üzere bütün insani yardımları ve hatta nerdeyse ellerinden gelse havayı dahi yasaklayan cani terörist İsrail’i haklı gösterenleri de kaydedin! Zalimin elindeki en acımasız silahları görmezden gelip mazlumun sapan taşları mesabesindeki araçlarını abartarak sunan satılık muhabirleri de kaydedin.

Kaydedin,  her savaşı, kazançlarının katlanarak büyüdüğü bir ticari alan olarak gören silah baronları! Siz de kaydedin!                                                            Mazlumların kanının aktığı her noktada ama şimdi, özellikle şimdi, Filistin topraklarındaki her damla kanın müsebbiplerinden biri olduğunuzu unutmayın. Yükselen çığlıkların, kopan feryatların, yakılan ağıtların, edilen ahların bir gün sizi kuşatacağını bilin. Her yetimin, öksüzün, dulun ve kimsesizin gözyaşlarının sizi boğacağı günlerin de çok uzak olmadığını bilin.                                                                                                                                Kaydedin, ekranlarda konuşulacak yeni bir şey çıktı; bu, bizi bir süre daha ekranda tutar düşüncesiyle içten içe sevinen yeni gündem seviciler!

Kaydedin! Üzerine yorum yaptığınız görüntülerin bir filmden alınmadığını, bir gün sizin de bu duruma düşebileceğinizi unutmayın. Orada ahkâm keserek, her saat bombalara maruz kalan, sevdiklerini her an kaybetme korkusu yaşayanlara itidal ve sükûnet tavsiyelerinde bulunmayın. Siz; bankada, hastanede sizden önce işlem yapan biri olduğunda kıyameti koparma noktasına gelirsiniz de ülkesi işgal edilenden sükûnet içinde davranmayı isteme gafletinde bulunursunuz. Aslında bir gaflet değildir bu, çoğunuzun bile isteye yaptığı yorumlardır. Çünkü mevzuya hep yabancı kalmışsınız. İşgalcilerin yerli işbirlikçileri gibi davranmaktan vazgeçin artık.

Kaydedin, ülkelerinin meclis kürsülerinden ve kendilerine uzatılan mikrofonlardan haykırdığı halde kürsü dışında herhangi bir faaliyeti bulunmayanlar! Kaydedin! Bugün sadece konuşulacak bir gün değil. Bugün, hangi imkâna sahipsek onu sonuna kadar kullanarak mazlum kardeşlerimizin yanında olacak eylemleri gerçekleştirmek zorunda olduğumuz gündür. Aynı zamanda onların sesi olmanın bir mecburiyet haline geldiği gündür. Kürsü, mikrofon ve kamera kahramanlığından vazgeçme günüdür bugün. Kaydedin, haber sitelerindeki ve gazete köşelerindeki fildişi kulelerinden akıl dağıtma sevdasına kapılanlar! Özellikle siz de kaydedin! Kudüs’te, Gazze’de ve işgal edilmiş, ablukaya alınmış Filistin’in her noktasında açlık, yokluk, ölüm ve top yekûn yok olma ile karşı karşıya kalanların dağıtılacak akla değil, yapılacak yardımlara verilecek desteklere ihtiyacı var. Herkesin gücü nispetince, karınca misali tarafını belli edecek bir yardımın içinde olması gerekir. Kuru söz ve boş laflar onların hiçbir derdine derman olmaz çünkü.

Kaydedin, ilminin derecesinin sarığını uzunluğu ve cübbesinin şatafatına bağlı olduğunu düşünenler! Kaydedin!                                                                    Faydasız ilimden Allah’a sığınan peygamberin, ’haksızlık karsısında susan dilsiz şeytandır, sözünü bugün değil de ne zaman kendinize şiar edineceksiniz. Zulüm bizdense ben bizden değilim, deme cesaretini gösteren Rachel CORRİE’nin yüreğindeki merhamet, kararlılık ve isyan sizin semte uğramaz mı hiç? Kaydedin, her türlü kaydı alma hakkını elinde tuttuğunu düşünen tüm güçler! Kaydedin! Ben tarafım. Tarafım belli. Zalim, katil ve terörist İsrail’in karşısında mazlum Filistinli kardeşlerimin yanındayım!             

Filistinli şair Mahmut DERVİŞ, Kimlik adlı şiirinde şöyle haykırıyor kardeşleri adına:

Kaydet!/ … /Sen yağmaladın bağlarını atalarımın /Benim ve tüm çocuklarımın/sürdüğü toprağı sen yağmaladın /Bana ve torunlarıma /hiçbir şey bırakmadın/şu kayalıklardan başka! /Söylendiğine göre hükümetiniz /bunları da alacakmış, öyle mi?                                                                                                                          

Madem öyle! /Kaydet!/Kaydet ilk sayfanın ta en başına /Nefret etmem insanlardan/Hiç kimseye saldırmam! /Ama aç kalınca /toprağımı gasp edeni çiğ çiğ yerim!/Kolla kendini, kork benim açlığımdan/Kork benim öfkemden! /Kolla kendini!                                                                                                                                                                                                                                                                        

EYYUP YÜKSEL