Diyarbakır Kulp’ta Kaymakamın İmama Saldırısı Tartışma Yarattı”
Darp edilen İmam haberimizi okumadan önce, taşrada 32 yıl İmam hatiplik yapan biri olarak bir hatıramı paylaşmak istiyorum.
Çağrılmış olduğum bir seminerde, söz Güneydoğu Anadolu bölgemizde cereyan eden terör olaylarına gelmişti. Batı’da görev yapan arkadaşlar mangalda kül bırakmayınca, terör olaylarının yaşandığı bölgede görev yapan bir arkadaşımız, bizlere anlamlı bir soru sordu:
“Terörist cenazesini getirip önünüze koydular ve yıkamanızı istediler. Eğer yıkamazsanız, sizi eşiniz ve çocuklarınızla da tehdit ettiler. Siz olsanız ne yaparsınız?”
Bu soru karşısında salon buz kesmiş, kimse bir şey söyleyememişti. Okuyacağınız haberi bu minval üzere okursanız, anlam kazanacaktır düşüncesindeyim.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, Cuma hutbesinde şehitlerle ilgili bölümü atlayan imam, Kaymakam Burak Akeller tarafından darp edildi ve hakarete uğradı. Bu olay, Türkiye genelinde geniş yankı buldu ve tartışmalara yol açtı. Memur-Sen ve Diyanet sendikaları, imam M.K’yı savunurken, MHP’li çevreler kaymakama desteklerini ifade etti.
Bölgede daha önce görev yapmış imamlar ve memurlar, kaymakamın eylemini haksız buluyorlar. Sosyal medyada paylaşılan şahitliklerde, bölgedeki HDP desteğinin yüksekliği vurgulanıyor.
HDP desteğinin yüksek olduğu bölgede, Kaymakam Akeller’in sürekli polis korumasında olduğu, makam aracıyla seyahat ettiği ve konakta yaşadığı ifade ediliyor. Buna karşın, imamın halkın içinde, lojmanda kaldığı ve cami bahçesinde zaman geçirdiği belirtiliyor. Daha önce güvenlik endişeleri nedeniyle bölgeyi terk eden imamlar ve memurların olduğuna dikkat çekiliyor. Bu durum, Kulp’taki güvenlik ve toplumsal gerilim sorunlarını gözler önüne seriyor ve geniş çaplı tartışmaları beraberinde getiriyor.
“Ben kaymakam bey geldiğinde ‘hutbeyi niye yanlış okudun, ya da bazı yerleri neden atladın’ demesini bekliyordum. Odaya gittiğim esnada ağza alınmayacak küfürler etmeye başladı. Ettiği küfür ve hakaretlere karşı tek bir şey demedim. Bana ‘Terörist’ kelimesi kullandı. Kaymakama ‘Babam güvenlik korucusu, ağabeyim polis, bu kelimeyi bana diyemezsin’ dedim. Bunu deyince sinirlendi, yumruk ve tekme attı. Ben asla karşılık vermedim. Suçlu olmamak için karşılık vermedim. Küfür etmeye devam etti. Odada mikrofon sopası vardı, onu aldı bana ‘sarık ve cübbeni çıkar’ dedi. Sarık ve cübbemi çıkardıktan sonra sopayla bacaklarıma vurmaya başladı. O esnada cemaatten birkaç kişi kapıyı çaldı, kaymakamın talimatı ile koruması kimsenin girmesine izin vermedi. Olaydan sonra hastaneye gittim darp raporu aldım.
Şu an sağ bacağıma basamıyorum. Kaymakam beye hiçbir saygısızlık yapmadım. Bana karşı yapılan bu hakaret kabul edilir değil, benim de bir gururum var. Benim ailemin duruşu ortada. Bu ithamları kullanmasını kabul etmiyorum. Darbeler önemli değil, ama ettikleri hakaretleri kabul etmiyorum. Ben darp etmedim diyor, peki ayağımdaki bu morluklar neyin nesi? Yıllardır bu camide görev yapıyorum, bugüne kadar cemaatle ilgili bir tek sıkıntım yoktu. Ben din adamıyım kimseye iftira atamam. Bana yapılanlar bir öğretmen ya da bir sağlıkçıya yapılsaydı şimdi kıyamet koparmışlardı. Kendi meslektaşlarımızdan destek bekliyoruz.”
MİRATHABER.COM
Savunma hakkını kullansaydın hocam. Kanunsuzluk yapan kaymakamın meşruiyeti yoktur.
Yazıklar olsun. O kayım HUTBE okusun artık.