Gündem

Kemalist Tarih ve Din Anlayışımız Daha Ne Kadar Devam Edecek?

Kemalist Tarih ve Din Anlayışımız Daha Ne Kadar Devam Edecek?

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yeni hazırlanan Müfredat programı tartışılırken, bu yazımızda olaya farklı bir pencereden bakmaya çalışalım…

Bakın,  1950 yılına kadar okullarımızda okutulan derslerde, çocuklarımıza din nasıl anlatılmış ve öğretilmiş…

Türkiye’de Eğitim Sistemindeki Tarihi Yabancılaşma ve Din Karşıtlığı Tartışmaları Yeniden Alevlendi

 Eğitimdeki Yabancılaşma ve Din Karşıtlığı: Kökenler ve Gelişim

Türkiye’nin eğitim sistemindeki tarihi yabancılaşma ve din karşıtlığı, derin köklere sahip ve çeşitli dönemlerde farklı biçimlerde tezahür etmiştir. Bu sorunların kökenlerine indiğimizde, 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte başlayan modernleşme çabalarının etkilerini görmekteyiz. Medeni kanunun İsviçre’den, ceza hukukunun İtalya’dan, laikliğin Fransa’dan alındığı bir süreçte, Türk eğitim sistemi de güya Avrupa standartlarına yaklaştırılmaya çalışılmıştır. Ancak, bu süreçte Türk milletinin köklerine ve tarihine yabancılaşması bizzat devlet eliyle gerçekleştirilmiştir.

Eğitimdeki yabancılaşma ve din karşıtlığı, özellikle Cumhuriyet döneminde daha belirgin hale gelmiştir. 1950’ye kadar lise kitaplarında dinin ve tarihin dışlanması, hatta Hz. Muhammed’in Kur’an’ı uydurduğu gibi yanlış bilgilerin yayılması, Türk gençliğinin kendi köklerine yabancılaşmasına zemin hazırlamıştır. Bu süreçte, din ve tarih eğitiminde yapılan yanlışlar, nesillerin kendi kimliklerinden uzaklaşmasına ve hatta düşmanca bir tavır sergilemelerine sebep olmuştur.

Eğitimdeki Yabancılaşmanın Etkileri ve Tartışmalar

Eğitimdeki yabancılaşmanın etkileri günümüzde de tartışılmakta ve sorgulanmaktadır. Özellikle son yıllarda yapılan müfredat değişiklikleri ve eğitim politikalarındaki dönüşümler, bu konuda yeni bir tartışma atmosferi oluşturmuştur. Birçok kesim, eğitimde dinin ve tarihin daha fazla vurgulanması gerektiğini savunurken, diğer bir kesim ise laikliğin korunması gerektiğini öne sürmektedir. Laiklik üzerinden dinsiz bir neslin yetiştirilmesi ise, toplumumuzun sonunu hazırlayan en büyük felakettir.  Zira, tarihi süreç içinde incelendiğinde, dinsiz toplumların hayatını ideme ettiremedikleri bir gerçek ve hakikattir.

Son yıllarda yapılan araştırmalar, Türkiye’deki gençlerin tarih ve din konusundaki bilgi düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu durum, hem eğitim sisteminin yetersizliğinden kaynaklanmakta hem de toplumsal değişimlerin etkilerini yansıtmaktadır. Dolayısıyla, eğitimdeki yabancılaşma ve din karşıtlığı sorununun çözümü, hem müfredatın hem de öğretmenlerin niteliğinin artırılmasını gerektirmektedir.

Gelecek İçin Çözüm Önerileri ve Toplumsal Uyum

Yeni Müfredat programının hazırlandığı ve tartışmaya açıldığı bugünlerde, Türkiye’de eğitimdeki yabancılaşma ve din karşıtlığı sorununu çözmek için çeşitli önlemler alınabilir düşüncesindeyiz. İlk olarak, müfredatta din ve tarih derslerine daha fazla yer verilmesi, çocuklarımıza doğru din bilgisi ve Tarih şuurunun aşılanması, müfredat programının öncelikli şartı olmalıdır. Ayrıca, öğretmenlerin eğitiminde din ve tarih konularına daha fazla ağırlık verilmesi ve onların bu konularda daha donanımlı olmaları sağlanmalıdır. Artık milletimiz, evlatlarının Atatürk büstleri önünde secde ettirilmesini

Gelecek nesillerin kendi köklerine daha fazla sahip çıkabilmeleri için ailelerin de önemli bir rolü bulunmaktadır. Ailelerin çocuklarına din ve tarih konularında doğru bilgileri aktarmaları ve onları bu konularda teşvik etmeleri, toplumsal uyumun sağlanması açısından önemlidir. Ancak, bu süreçte dini ve tarihi bilginin doğru ve tarafsız bir şekilde aktarılması gereğini, tekrar hatırlatmak istiyoruz…

Türkiye’nin geleceği, gençlerin kendi köklerine sahip çıkması ve tarihleriyle barışık bir şekilde yetişmeleriyle şekillenecektir. Bu nedenle, eğitimdeki yabancılaşma ve din karşıtlığı sorununa çözüm bulmak, ülkenin geleceği için hayati bir öneme sahiptir. İşte,  bu hayati öneme sahip konunun, yöneticiler tarafından doğru anlaşılması ve buna göre ciddi adımlar atılmasının zamanı gelmiş ve hatta geçmektedir.

MİRATYOUTUBE

MİRATHABER.COM

 

 

 

 

Recent Posts

  • Makale

COP 29, G20’DERKEN..

Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…

2 saat ago
  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

10 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

11 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

15 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

15 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

16 saat ago