Tamamen bir Türk şehri olan Kerkük, Bağdat yönetimindeki hainlerden dolayı yeniden eski terörist ve savaş baronu Mesut Barzani’nin kontrolüne gireceği ve Türk nüfusun sürgüne gönderileceği bekleniyor.
Kerkük’te son günlerde meydana gelenler tartışmalara neden oldu. Kanal 7 Dış Haberler Koordinatörü Taha Dağlı, Haber7’deki köşesinde konuyla ilgili bir yazı yazdı. Bölgede yaşanan tehlikeye dikkatleri çevirdi.
Son günlerde Kerkük’te yaşanan olaylar, tartışmalara yol açıyor. Kerkük’teki gündemin en önemli meselelerinden birini Peşmerge’nin bölgede gerçekleştirdiği faaliyetler oluştururken Kerkük’ün tarihi ve günümüzdeki konumu Peşmerge’nin tavrına karşı tepki olarak doğuyor.
Geçmiş dönemlerde de pek çok provokasyonun yaşandığı bu Türkmen toprakları bugün Peşmerge ile karşı karşıya. Kanal 7 Dış Haberler Koordinatörü Taha Dağlı Kerkük’te yaşananları değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı. Dağlı bölgede yaşananları okurun dikkatine sunarak tehlikeli oyunların sergilendiğini belirtti.
Dağlı, geçmişten günümüze Kerkük’te çok sayıda unsurun rol aldığına, orada sahnelenen provokasyonlara dikkat çekti:
“Kerkük’te mevcut aktörler can sıkıcı.
Haşdi Şabi orada.
PKK teröristleri orada.
DAEŞ teröristleri orada.
Şimdi bir de Peşmerge çıktı.”
Kerkük’te Neler Oldu?
2003’teki Irak işgali ve öncesinde Kerkük’te meydana gelen olaylara dikkat çeken Dağlı, Türkmen nüfusa yapılan zulme dikkatleri çevirdi. “Kerkük yıllarca işgal altında kaldı” ifadelerini kullandı.
“Irak 2003’te işgal edildi.
Saddam döneminde Kerkük’te Baas rejimi Türkmenlerin yakasını hiç bırakmadı.
İşgal sonrası ise Peşmerge, Türkmenleri hedef aldı.
Türkmen kenti Kerkük başta olmak üzere Telafer’de, Tuzhurmatu’da nüfus büroları, tapu daireleri talan edildi, Türkmen nüfus sürgün edildi, kalanlar azınlık haline getirildi.
Kerkük yıllarca Amerikan askerlerinin işgalinde kaldı.
ABD’nin Irak’taki valisi Paul Bremer bir anayasa hazırladı.
Şiiler ön plana çıktı. Kürtlerin etkisi arttırıldı. Sünniler arka plana itildi.
Ama Türkmenler neredeyse tamamen yok sayıldı.”
Günümüzde Kerkük’te yaşananların bu noktaya varmasında ABD’nin büyük bir etkisinin de olduğunu söyleyen Dağlı, işgal döneminde ABD’lilerin yazdığı Anayasa’nın bugün bu provokasyonların arkasındaki aktör olduğuna dikkat çekti:
“O anayasanın 140. maddesinde Kerkük’ün statüsü belirsiz bırakıldı.
Hala da öyle. Söylendiği gibi 25 Kasım’da Peşmerge Kerkük’ü teslim de alsa, anayasadaki statü belirsizliği yine devam edecek.
2017’de Barzani yönetimi korsan referanduma gitti.
Ama bu süreçte Kerkük’e vali atadı, Kerkük’ü kendisine bağlamaya kalktı.
Irak hükümeti tepki gösterince geri adım attı.”
Bölgedeki diğeri aktörleri ise PKK ve diğer terörist unsurlar oluşturuyor. Dağlı Kerkük’te yapılanma noktasında Türkmen topraklarına sızan bu yapılara da dikkat çekerken, şu ifadeleri kullandı:
“Peşmerge ile Irak hükümeti arasında sürekli çekiştirilen Kerkük, DAEŞ teröristlerinin tehdidi altına girince aktörler de çeşitlendi. DAEŞ’le mücadele bahanesiyle İran destekli militan gruplar olan Haşdi Şabi ve Sincar başta olmak üzere bir çok bölgede Haşdi Şabi ile ortak çalışan PKK teröristleri de Kerkük’e sızdı, Kerkük’te PKK yapılanması baş gösterdi.
Irak’ta seçim oldu.
Seçim sonrası Peşmerge’nin 52. Tugayı, Irak ordusuna bağlanıp, bu kılıfla Kerkük’ün asayişini alma girişiminde bulundu.
Irak hükümetinin de bu oldu-bitti plana göz yumduğu iddia edildi.”
Seçim Sonrası Ortaya Çıkan Kaos
Dağlı, ülkedeki seçimlerin bu karmaşa için kullanılan kozlardan bir diğeri olduğunu ifade ederek Haşdi Şabi unsurlarının seçimi kaybettiğine, fakat buna karşılık Kerkük adına bu kaosun sona ermediğine dikkat çekti:
“Haşdi Şabi seçimin kaybeden tarafı.
Seçim sonucunu kabullenmiyorlar.
Bağdat’ta yeşil bölgede defalarca baskın denemesi yaptılar.
Başbakan Mustafa el Kazimi’ye suikast girişiminde bile bulunuldu.
Irak’ta kaos hep vardı.
Şu an kaosun derecesi daha da artmış durumda.
İddialar doğruysa Peşmerge bu kaos ortamını fırsata çevirip, 25 Kasım’da Kerkük’ün idaresini gasp etmeye kalkacak.”
Kerkük’ün tarihi olarak da Türkmen yurdu olduğunu belirten Dağlı, bölge için oynanan son oyunun Peşmerge tarafından yürütüldüğü ifadelerini kullandı. Dağlı Bölgede Peşmerge’nin kabul edilemeyeceğine dikkat çekerek şunları yazdı:
“Kerkük Türkmen şehridir.
Orada Peşmerge kabul edilemez.
Ama maalesef Türkiye’de Kerkük’ün haritadaki yerini bilemeyecek derecede Türkmeneli’nden habersiz ciddi bir kesim, Kerkük yaygarasına başladı.
“Kerkük’te bir Türkmen’in burnu kanarsa, Türkiye’deki akrabalarınız tehlikeye girer” diyerek Kerkük üzerinden Peşmerge ile olan hesaplarını Türkiye’deki Kürtlere yıkmak isteyenler dahi oldu.”
Sosyal medya hesaplarından da algı operasyonları yürütüldüğünü ve çeşitli provokasyonların yapılmaya çalışıldığını söyleyen Dağlı, bu operasyonların asıl hedefinin hükümeti zor duruma düşürmek olduğunu belirtti. Dağlı yazısında şunları da söyledi:
“Aman dikkat!
Sosyal medyada provokasyon girişiminde bulunanların amacı, Kerkük üzerinden hükümeti zor durumda bırakmak.
Barzani oldu-bitti işlere bayılan bir adam.
Bu huyundan yıllardır vaz geçmiyor, geçmez.
Ama şu da bir gerçek ki, Türkiye onun kulağından çekmesini bilir.
2017 korsan referandumunda olduğu gibi.
Elbette Kerkük, Peşmerge’ye bırakılamaz.
Ancak şu da var ki, mevcut ortamda Kerkük’te Haşdi Şabi militanları, PKK teröristleri ve DAEŞ teröristleri cirit atıyor.
O halde meseleyi sanki Kerkük özgürmüş de Peşmerge gelince Kerkük zindana dönüşecek, teziyle sınırlandırmamak lazım.”