Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bölgede yaptığı açıklamalar ile “Pes” dedirtti.
Depremin olmasından sonra “dayanışma içinde olacağız” sözünü çabuk unutan Kılıçdaroğlu, Hatay’ı 14 yıldır yöneten CHP’li Belediye Başkanı Lütfü Savaş, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Mansur Yavaş ile birlikte enkaz görüntüleri arasında “Erdoğan ile dayanışmama gerek yok” diyerek, “bu kadar da olmaz” dedirtti.
Yüzyılın en büyük felaketinin yaşandığı bölgede konuşan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, siyasi çekişmelerin bir tarafa bırakılarak bir ve beraber olunması gereken bir zaman diliminde yaptığı açıklamaları şu şekilde:
“Sorumlu Erdoğan’dır, 20 yıldır ülkeyi depreme hazırlamayan bu iktidardır. Onun için kendisiyle görüşmeyi de asla düşünmüyorum. Bu meseleyi asla ama asla siyaset üstü de görmüyorum. Halkımızın halini yerinde gördüm. Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “Hatay İskenderun Limanı’ndaki yangın kontrol altına alındı, tamamen söndürülmesi için tüm ekiplerimiz yoğun şekilde çalışıyor” paylaşımını alıntıladığı mesajında; “Arkadaşlarım limana müdahale ediyor. Gelsinler tutuklasınlar” dedi.
Kılıçdaroğlu, depremde hasar gören Hatay Havalimanını onaran İGA’yı da görmezden gelerek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “Hatay Havalimanı’nın en kısa sürede yeniden uçuşlara açılması için çalışmalara başladık. Mesai arkadaşlarımız alandaki hafriyat atıklarını temizliyor” paylaşımını da alıntılayarak, “Kapanan Hatay Havalimanı’nı onarıyoruz. Gelsinler tutuklasınlar” yazarak gerçekleri çarpıttı.
Kılıçdaroğlu, depremde enkaz altında ki vatandaşlar ile dalga geçtiği için tutuklanan iki gence de, güya sahip çıkmak adına “Ya hepimizi tutuklayın ya da geceden beri tutukladığınız gençleri, gazetecileri serbest bırakın” paylaşımında bulundu.
HABER YORUM
Yüzyılın felaketi olarak tanımlanan Kahramanmaraş depremlerinden sonra, hiç şüphesiz hepimiz çok üzüldük. Depremden sağ kurtulanlar ve enkaz altında kurtarılmayı bekleyen insanlar orada üşürken, bizim de burada yüreklerimiz yandı. Herkes ama herkes bir şeyler yapmaya çalıştı ve yapıyor.
Bu büyük depremin ardından, bütün kamu kurum ve kuruluşları adeta seferber olarak deprem bölgesine koştular. Bölgeye gidemeyenler ise, Kızılay, Afad ve yardım dernekleri vasıtası ile ayni ve nakdi yardımlarıyla orada bulunan kardeşlerimize yardımcı oldular ve hala yardımcı olmaya devam ediyorlar.
Daha düne kadar savaşın eşiğine geldiğimiz Yunanistan bile ekip gönderdi ve bu ekip depremzedeler için çalışıyor çaba sarf ediyor. “Böyle bir durum ibretlik bir olay mıdır?” sorusunun cevabını, Munib Engin Noyan Beyin bugün Mirat Haber’de yayınlanan yazısından okumanızı tavsiye ediyorum.
https://www.mirathaber.com/deprem-uzerine-aykiri-bir-yaklasim/
Japonya ve ABD dahil 60’a yakın ülke yardıma koştu ya da yardım vaadinde bulundu. Ama öyle ama böyle bu deprem, dün birbirinin kuyusunu kazmaktan geri durmayan ve de savaşın eşiğine gelmiş ülkeleri bir araya getirerek, insan olmanın değerini bizlere bir kez daha gösterdi. Bu deprem bizlere “İnsan olmak ve barış içinde insanca yaşamanın” ne kadar kıymetli olduğunu da gösterdi!
Hal böyleyken, Sayın Kılıçdaroğlu’nun deprem bölgesinden yaptığı açıklamalar da bizleri üzdü ve yaraladı. “Gelin Tutuklayın” gibi kışkırtıcı ve algıya yönelik sözler, iktidara gelme iddiası olan bir genel başkana yakışmadı.
Orada yardım faaliyetlerine katılan yüzlerce kuruluş var. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibinin, CHP’li belediyelerin çalışmalarını ön plana çıkartmaya çalışması da kimse kusura bakmasın ama yadırganacak bir durum. Siz de diğer kurum ve kuruluşlar gibi Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı Belediyelersiniz ve oraya yardım için ve yaraları sarmak için gittiniz. En azından biz öyle olduğunu sanıyoruz.
Diğer taraftan, İGA’nın onardığı Hatay Havaalanında çalışmalara ve limanda çıkan yangının söndürülmesine yardımcı olduysanız, bunlar için ayrı bir aferin beklentisi içine girmeniz ne kadar doğru, bunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Sayın Kılıçdaroğlu, ilk verdiği “dayanışma içinde olacağız” sözüne sadık kalarak, depremin ve depremzedelerin yaraları sarıldıktan sonra kamuoyu önüne çıkıp, eleştiri ve önerilerini açıklasaydı, daha tutarlı bir davranış sergilemiş olurdu.
Mirat Haber olarak tekrar edelim:
“Gün, bir ve beraber olma günü… Gün, dayanışma içinde yaralarımızı sarma günü.”
Gerisi lafı güzaf…
MİRATHABER.COM