Hadis –i şeriflerde kabulünün olacağı müjdelenen dualar vardır ki bunlardan bir tanesi de anne-babanın evladına ettiği duadır. Çünkü ebeveyn olmak kutsal bir vazifedir. Bunu kutsallaştıranda elbette ki kolay olmayışıdır.
Anne babalar bebekliğinden itibaren evladı için maddi ve manevi olarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışırlar. Bu çabalarına birde dualarını eklerler. Daha doğmadan sağlığına, daha sonra sınavlarına ve evliliğine hep duacıdırlar. Çünkü amaç evlatlarının mutluluğunu ve başarısını görmektir. Ama her ebeveyn evladının mutluluğunu ve başarısını görecek kadar şanslı olamayabiliyor maalesef ki. Çünkü insanoğlu önlemleri alsa dahi birçok imtihan vermek zorunda kalabiliyor.
Bu imtihanlardan en zoru da evlat ile imtihan olsa gerek ki halk arasında “rabbim evlatla imtihan etmesin” duası yaygındır. Bazen çocuklarımızın ve gençlerimizin yaşadığı aynı olaya topluluklar halinde imtihan veriyor, üzüntüsünü ve zararını milletçe yaşıyoruz. Bu olaylardan biride terör, din sömüren tarikatlar, deizm, satanizm vs. gibi gruplara katılan gençlerimiz ve ailelerin bin bir özenle yetiştirmeye çalıştığı bu çocukların kendi rızaları ile bu gruplara hizmet etmesi. Çocuklar ve gençlerin bu yönelişinde hiç istemeseler de ailelerin ve eğitimcilerin de payı var mutlaka.
Peki, nedir bu yönelişin sebepleri?
• İnsan topluluğa dahil olma isteği taşır. 2 yaşından sonra çocuk, sosyalleşmeye ve gruplaşmaya başlar. Dahil olduğu grup ne kadar büyükse çocuk kendini o kadar güvende hisseder. Ailesinde yeterince ilgi, sevgi ve değer göremeyen, anlayış ile karşılanmayıp hep eleştirilen, biz modern ve özgür ebeveynleriz çocuğumuza güveniyoruz düşüncesiyle yalnızlaştırılan çocuklar kendisine sevgi ve anlayış ile yaklaşan, onu bir topluluğun değerli üyesi kılan gruplara yönelebilecektir.
• Rabbim her doğan çocuğu inanma fıtratı ile yaratır. Aileler bu fıtratı doğru işleyemez çocuğu tatmin edemez iseler, çocuk bu ihtiyacını onu tatmin edecek gruplarda arayacaktır. Daha çocukluk yıllarında verilmesi gerekli manevi ve dini eğitim “çocuktur anlamaz” diye ertelenir ya da “bizde çok bir şey bilmiyoruz, okullarda öğrenir” düşüncesiyle bu en önemli eğitim yalnızca kurumlardan beklenirse bu kurumlarda din eğitimi altında kendi fikirlerini çocuklara empoze edebilirler.
• Peygamber efendimiz sol eli ile yemek yiyenleri lanetledi (haşa) gibi hurafelerle, Allah ceza verecek yanacaksın diye korkutmalarla, inanç verilmeden ibadet baskısı ve yanlış kader anlayışı ile verilmeye çalışılan dini eğitim, çocuk ve ergende dini nefrete ve reddedişe sebep olacaktır. Bu reddediş ve nefret ise isyankâr gruplara yaklaşımın sebebi olabilecektir.
• Parayı, şöhreti ve lüksü kutsallaştırmak. Özellikle medyanın sebep olduğu lükse özendirme, çevrenin parası olana saygı göstermesi, ailelerin sınırlarını zorlayarak da olsa çocuğa markalaştırmayı ve doyumsuzluğu öğretmesi, evlerde çok fazla magazin konuşulması ve çocuğun buna özendirilmesi, çocuklara çalışma ve sorumluluk bilincinin verilmemesi, onları kısa yoldan para kazandırmaya özendirebilir. Bu durum da gençlerin para ve şöhret vaat eden gruplara katılımına sebep olabilir.
Ve bunun dışında ailenin önlem ve doğru eğitimine rağmen dış müdahaleler ve çocuğun karakteristik özellikleri de belki bu arayış ve yanlış yönelmelere sebep olabilecektir. Ancak aileler kendilerine düşen sorumluluğu yerine getirmek ellerinden geleni evlatları için yapmakla yükümlüdürler. Kudret dışında ki durumlar içinde dualar umarız koruyucu olacaktır. Ebeveynlerin yapabileceği en güzel dualara Kuran’dan bir ayetle örneklemek faydalı olacaktır.
Hz. İbrahim (as), oğlu Hz. İsmail’le Kâbe-i Muazzama’yı inşa ederken Allah’a şöyle yalvarıyor: “Ey Rabb’imiz! Bizi Sana boyun eğenlerden kıl! Neslimizden Sana itaat eden bir ümmet çıkar. Bize ibadet usullerimizi göster ve tövbelerimizi kabul et, zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak Sensin.” (Bakara, 2).Bu duanın kabulü olarak da zürriyetlerinden Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.a.v) geliyor.
Şeyma Demircan NAMAZCI
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi