Analiz

KİN DUYGUSU

 

Yüce dinimiz İslam’ın kabul etmediği ve ortadan kaldırmak için de hükümler ortaya koyduğu duygulardan biri de “kin” duygusudur.

Gizli düşmanlık olarak da tanımlayabileceğimiz kin duygusu, öç almaya yönelik bir duygudur ve iki tane kardeşi vardır… Şiddet ve düşmanlık!

Kin duygusunun temelinde bencillik yatar ve buna bağlı olarak da öfke vardır. Sosyal hayatın içinde bencil bir kişiliğe sahip olan insanların, “ben” duygularını tehdit altında görmeleri, bu insanların kinlenmelerine sebep olur ki, gerçekten kinin gayri ahlaki yapısı da bu noktada ortaya çıkar. Kindar insanların ya da bu duygunun en büyük özelliği, öfkelenildiği zaman insanların hep negatif taraflarının görülmesi ve algılanmasıdır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in maide suresinin 91. Ayeti kerimesinde Rabbimiz, kin ve nefret duygusuna yol açan sebepleri bizlere şöyle haber vermektedir:

“Hiç şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla sizin aranıza ancak düşmanlık ve kin bırakmak, sizi Allah’ı zikretmekten ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz, değil mi?”

Allah (cc) kin duygusunun sebep ve sonuçlarını bizlere bu şekilde bildirirken, kin duygusundan nasıl arınmamız gerektiğini de A’li İmran suresinin 134. Ayeti kerimesinde bizlere şöyle bildirmektedir:

“Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.”

Allah yolunda harcamak ve insanları affetmek, öfkemizi ve insanlara beslediğimiz kin duygusunu yenecek, ortadan kaldıracaktır. Çünkü Allah yolunda harcayarak paylaşmak ve kendi kusurlarımızın da olduğu bilinciyle insanları affedebilmek, insanda şeytani bir duygu olan kin ve öfkemizi izole edecektir.

Öyle ya… Yüce rabbimiz bile biz insanların işlemiş olduğu günahları tövbelerimiz neticesinde affediyor ise bizim de hata yapan insanlara kin ve öfke beslemek yerine onları affedebilme yoluna gitmemiz imanımızın gereği olacaktır. Aslında İnsanlara sevgi ve merhamet duygusuyla yaklaşmak bizleri, kin ve nefret duygusundan uzaklaştıracak ve ahlaklı insanlar zümresine sokacaktır.

Peygamberimiz (sav)’in şu hadisi şerifi, bizlere bu konuda en güzel düstur olmalıdır.

“Sakın birbirinize hased etmeyin! Küsmeyin, birbirinizden nefret etmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!”

Kanaatimce bu duygu, insanlar bazında değerlendirilmekle birlikte, sosyal hayat açısından da değerlendirilmelidir. Örneğin siyasi düşüncelerin bile diğer siyasi düşüncelere kin duymaları, günümüzde doğal hale gelmiştir. Buna en güzel örnek, kendini Kemalist ve laik olarak gören bazı insanların, İslami değerlere ve Müslümanlara beslediği bu duygu neticesinde 28 Şubat post-modern darbesi gerçekleşmiştir. Bu darbenin hangi Saikler ile yapıldığı birçoğumuzun malumu olmakla birlikte bunu, Z kuşağı maalesef pek bilmemekte, bilenler de tam manasıyla olayı algılayamamaktadır.

Oysaki kin duygusu, fertler arasında cereyan edebildiği gibi, toplum katmanları arasında da cereyan edebilmekte, toplumsal olaylara sebebiyet verebilmekte, hatta kin duygusunun ikiz kardeşi şiddet neticesinde yaralanmalar ve ölümler bile olabilmektedir.

İslami prensiplerden uzak bir toplum olduğumuz yadsınamaz gerçekler arasındadır. Oysa Kur’an bizlere şu ayeti kerime ile seslenerek, kin duygusundan uzak olmamızı öğütlemektedir.

“Rabbimiz bizi ve bizden önce geçmiş olan mü’min kar­deşlerimizi bağışla! Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin ve kötü duygu bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatlisin, çok merhametlisin!” (Haşr 10)

İslami kurallar ile bezenmeye çalışan, ibadetlerini rabbinin rızasını kazanmak adına yapan gerçek Mü’min kişilerin etrafında ki insanlara ve toplumun bazı kesimlerine kin duyması söz konusu bile olamaz. Zaman zaman şeytanın desiselerine kapılsa bile, yüreğinde taşıdığı iman duygusu kin ateşini söndürmeye yetecektir.

Kindar insanların olmadığı, şiddetin ve düşmanlığın adının bile anılmadığı ideal bir toplum, hayal değildir! Yeter ki bizler, İslam’ın özünde var olan sevgi meziyeti ile tanışmasını bilelim. O sevgi meziyetiyle tanışmış fertlerden oluşan toplum, ideal toplumdur ve biz Müslümanlara çok da uzak değildir.

Yazımızın sonunda gelin hep birlikte, iki cihan güneşi Peygamberimizin (sav) hadisi şerifine kulak verelim:

“İman etmeden cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” (Müslim, Îmân 93)

Selam, saygı ve muhabbetlerimle….

     Şaban DOĞAN

 

 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

7 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

8 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

12 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

12 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

13 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

14 saat ago