<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
36,2425
EURO
38,0270
ALTIN
3.376,57
BIST
9.836,49
DOLAR
36,2425
EURO
38,0270
ALTIN
3.376,57
BIST
9.836,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
7°C
İstanbul
7°C
Hafif Yağmurlu
Salı Yağmurlu
7°C
Çarşamba Kar Yağışlı
4°C
Perşembe Kar Yağışlı
3°C
Cuma Kar Yağışlı
3°C

KIRIK CAM TEORİSİ

KIRIK CAM TEORİSİ
29 Ocak 2025 09:30
A+
A-

Yıllarca anaokulu işlettik. Okulda mum bile yakamazdık, yangın alarmı devreye girerdi çünkü. Her sene yangın tatbikatı yapardık. Katlardaki yangın tüpleri bitti mi diye kontrole gerek yoktu. Süresi doldumu firmalar arar hatırlatırlardı. İtfaiye, belediye, Sağlık Bakanlığı sürekli teftiş eder her konuda uyarırlardı. Tavsiye almak canımızı sıkmaz, aksine içimizi rahatlatır, önlemimizi arttırırdı. Yani kocaman bir zincir var güvenlik için. Bu zincirin halkası bir çok insan. Sorumluluk duygusu ile herkes görevini yapsa birinin gözden kaçırdığını diğeri tamamlar zaten. Suçlu bulmak kolay, sorumluluk almak, aldığının hakkını vermek zor. Her etiket bir sorumluluk oysa ki.

Milli yas tuttuğumuz gün düşündüm artık yaslarımızın bayramlarımızdan fazla olmaya başladığını. Ölen onlarca çocuğumuzu düşündüm. Böyle bir olay yaşayacaklarını bilseler kendilerini suçlarlardı mutlaka. Keşke gitmek istemeseydim, acaba yangın benim istediğim patates kızartması yüzünden mi çıktı, annemi üzmeseydim bunlar olmazdı..derlerdi büyük ihtimalle. Çünkü çocuklar yaşanan her olayda kendilerini suçlarlar. Sonra büyüdükçe geçmeye başlar bu his. Hatta o kadar çok geçerki bazı insanlar sadece suçluyu arar, kendilerini hiç sorgulamadan. Facia sonrası tam da bunu izledik ekranlarda. İhmaller zinciri olayda her makam suçu başkasına yüklemenin derdine düştü. Merhametli insanlar da ölenlerin derdine, bense yaşayan çocukların derdine düştüm. Derdim, bir daha böyle bir olay olur da çocuklar ölürseden  ziyade, çocuklar nasıl sorumluluk sahibi olacaklar, nasıl yaptıkları her işin hakkını verecek, nasıl ihmalkar değil de işinin ehli olma çabasında olacaklar sorularına.

Yüzde doksandokuzu Müslüman ülkemde nasıl oluyor da insanlar bu kadar kolay kul hakkını sırtlayabiliyor. “Hocam Müslümanlıkla ne alakası var, bak Amerika’da koca eyalet yandı ölen neredeyse yok. İnsanlar işini güzel yapıyor, kurallar yasalar var.” İtirazlarına biraz hak veriyorum. Yasalar ve kuralların insanları düzenlemesi ile ilgili yapılan bir araştırmayı da aynen alıntı yaparak sizlerle paylaşıyorum. Acaba ihmallerdeki, suçlardaki iyileştirme yalnızca bu yasalar ve kurallarla mümkün olabilir mi? Yoksa imanla islam’la alakası var mı düşünelim istiyorum.

Kırık Camlar Teorisi

ABD’li suç psikoloğu Philip Zimbardo 1969 yılında yaptığı bir çalışma ile bu teoriye ismini vermese bile konuyu ortaya atar.  Zimbardo, çalışmasında toplumun suç oranının yüksek olduğu, getto diye tabir edilen, maddi durumun daha kötü olduğu Bronx bölgesini ve yüksek yaşam standartlarına sahip olan, daha ayrıcalıklı kesimlerin yaşadığı Palo Altobölgesini esas alır. Bu bölgelere 1959 model, plakasız ve kaputu aralık birer araba bırakır. Arabaların bırakılmasından üç gün sonra Bronx bölgesindeki arabanın tamamen yağmalandığı ve çok kötü halde olduğu görülürken Palo Alto’daki araca kimse dokunmamıştır bile. Bunun sonucunda Zimbardo ve birkaç yardımcısı sağlam olan aracın yanına gider ve bir alet yardımıyla araca zarar verir. Birkaç darbeden sonra Palo Alto’da yaşayan insanlar da araca zarar vermeye başlar ve bir süre sonra otomobil büyük hasar almış olur. Bütün deneyin neticesinde Philip Zimbardo şu sonuca ulaşır: “ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.”

Daha sonra Kelling ve James 1982 yılında Atlantic Monthly dergisinde yayımlanan “Kırık Camlar – Polis ve Mahalle Güvenliği” isimli bir makale yazmış ve teori günümüzdeki şeklini almaya başlamıştır. Kelling ve James’in makalesinde Zimbardo’nun deneyine işaret edilerek sosyal psikologların örneğin bir binanın “bir penceresinin kırılması ve tamir edilmemesi durumunda yakında tüm pencerelerinin kırılacağı” konusunda hemfikir oldukları belirtilmekte ve kırık cam veya kırık pencere teorisi bir kriminoloji teorisi olarak kullanılmaktadır. Buna göre kırık cam kırık kalmaya devam ederse bu onunla kimsenin ilgilenmediği anlamına gelmektedir. Kırık cam insanlara “ne istersen yap çünkü kimse umursamıyor” sinyalini vermektedir. Herkes tarafından müşahede edilebilen küçük bozulmalar, eksiklikler, düzensizlikler (kırılan camlar) derhal giderilmediğinde bu durum zincirleme ve sarmal bir etkiye yol açmaktadır. Öyle ki normalde kurallara uyması beklenen kişiler de bu zincirleme etkiye dahil olmaktadırlar. (Fikirce, Temir, E. (2020). Kırık Camlar Teorisinin Kurum Kültürüne Uyarlanabilirliği. Kastamonu İletişim Araştırmaları Dergisi, 2020(4).

Evet, kurallar insanı bir ölçüde kontrol edebiliyor. Ama yine araştırmalar bunun tek başına yeterli olmadığını ortaya koyuyor. Kurallar, otorite boşluğu bulduğu anda gevşetilebiliyor yok sayılabiliyor. Yani yasaların, yaptırımların  ve kontrollerin daha sıkı olması konusunda  hepimiz hemfikiriz. Ama ben yüzde doksandokuzu Müslüman ülkemde tek ihtiyacımızın yasalar olmadığını iman,inanç boyutunda eksik kaldığımızı üzülerek görüyorum.Çünkü imanlı, inaçlı Müslüman için kurallar yasalar olmasa bile onu kontrol eden, hesap vereceğini bildiği  “Yaratıcı” düşüncesi vardır. Bu inanç da onu kontrol eder.

İşte bu yüzden konuyu yine çok dertlendiğim çocuk eğitimimize getireceğim. Din eğitiminin sure ezberi ve ibadet bilgisinin çok ötesinde,  tek müfradatlı bir ders değil de  ahlakımız ve yaşam tarzımız olması gerektiğini bunun için çok daha fazla çabalamamız gerektiğini hatırlatacağım.

ŞEYMA DEMİRCAN NAMAZCI

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.