islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4690
EURO
36,3690
ALTIN
2.962,53
BIST
9.277,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

KIRMIZI ÇİZGİ    

KIRMIZI ÇİZGİ    
16 Ağustos 2024 09:54
A+
A-

Son dönemlerde pek çok kişinin dilline pelesenk olmuş bir tamlama üzerinde durmak istiyoruz: Kırmızı çizgi. Cümlelerin içinde sıkça kullanılan bu söz öbeğinin ortaya çıkış ve kullanım tarihine şöyle bir bakalım.

Kırmızı çizgi teriminin çıkışı; Irak Petrol Şirketi’nin ortakları olan Britanya, ABD ve Fransa’dan büyük petrol firmalarının 1928 yılında imzaladığı bir anlaşmaya dayandırılıyor: Kırmızı Çizgi Anlaşması. Osmanlı İmparatorluğu’nun ‘dağılan’ ya da ‘paylaşılan’ arazileri üzerinde, petrol açısından ehemmiyet taşıyan sınırları, kırmızı bir çizgiyle belirleyen ve Şirket’in bu sahadaki çıkarlarını ve imtiyazlarını kayda bağlayan bir anlaşmadır bu. Sonraları ise siyasi bir terim olarak kullanılmaya başlanmıştır,

Bu terim, yıllar sonra başka bir yerde karşımıza çıkıyor. Kaynaklarda, İsrail dış siyasetinin bir kelamı olarak 1975’te, İsrail Dışişleri Bakanı Yigal Allon’un ilk kez kırmızı çizgi lâfını zikrettiği aktarılıyor: ABD de Arap desteği uğruna, İsrail’i feda etmeyeceğini göstermek üzere “bütün Arap devletlerinin geçmemesi gereken bir kırmızı çizgi çektiğini” söyler.  Ertesi yıl İzak Rabin kırmızı çizgi terimini, 1976 Lübnan işgalinden sonra Suriye ordusunun aşamayacağı sınırı ihtar etmek için kullanır. Daha yakın zamanda ise 2012 Eylül’ünde de çağın çocuk ve masum insanlar katili Netanyahu, İran’ın nükleer silah programını, aşılmaması gereken bir kırmızı çizgi saydıklarını açıklar.

Şimdilerde ise neredeyse herkesin birer kırmızı çizgisi oluşmuş durumda. Başta siyasiler olmak üzere bu söz öbeğini kullanmayan yok gibi. Kimlerin ne zaman ve ne için bu terimi kullandıklarını buraya aktararak yazıyı bir kronolojik doküman haline getirmek istemiyorum. TDK sözlüğünde terimin anlamı şöyle açıklanmaktadır: 1. Gümrükteki pasaport kontrolü sırasında geçilmesi yasak olan bölgeyi belirleyen çizgi. 2. Mecazi olarak, belli bir konuda taraflar arasında kabul edilebilir son nokta. İkinci yani mecaz anlamı daha çok kullanılır olmuş günlük hayatta.

Bir kavram, çok kişi tarafından ve yerli yersiz kullanıldığında sanki etkisini yitiriyor. Bu terimin de bu duruma düştüğünü düşünmekteyiz. Kırmızı çizgi ihlallerinin haddi var hesabı yok. Her aşılan çizgiden sonra yeni bir çizgi çiziliyor, sonra o da aşılıyor; sonra yeni bir çizgi daha, sonra bir daha…

Bizi bugün bunları söylemeye, yazmaya sürükleyen sebep Gazze’dir. Pek çok ülkenin pek çok siyaset adamı Gazze ve Kudüs ile ilgili olarak defalarca, içinde ‘kırmızı çizgi’ terimi geçen cümleler kurmuşlar. Ancak eyleme dönüşecek adımlar atılmadığı için onların bu söylemleri cılız fısıltılar kadar bile etkili olamamıştır. Katil ve yandaşları da bundan cesaret alarak vahşetlerine devam etmektedirler.

Masumların, çocukların feryatları arşı titretirken bunlara karşı sağır ve dilsiz olunması, bir boykot eyleminin dahi sağlıklı yapılmaması, üstüne bir de bunun gündemden düşürülmesi için yeni ve yapay gündemler oluşturulması nasıl izah edilebilir? Olimpiyat ve Avrupa Futbol Şampiyonası gibi planlanmış etkinliklerin yanı sıra bir süredir özellikle ülkemizde konuşulan sokak hayvanları yasası ile yine birkaç gündür konuşulmaya başlanan maymun çiçeği virüsü, pek çok kimsenin odak noktasını değiştirdi/ değiştiriyor.

Bütün bunlar konuşulmasın mı peki? Elbette konuşulmalı. İnsanı ilgilendiren her mevzu konuşulmayı hak ediyor. Asıl söylemek istediğimiz şudur: Hiçbir etkinlik, durum, vaka çocukların hunharca, canice ve kimseden çekinmeden öldürülmesinin önüne geçmemeli. İlk gündem maddesi bu masumlar  olmalı. Zaman ve mekândan bağımsız olarak çocuklar bir daha öldürülmesin.  Masumların kanı dökülmesin. Siyaset ve ticaret değil masumların kanı kırmızı çizgimiz olsun artık.                  

Bakın; Gazze’de bir kış, bir bahar ile bir yaz yokluk, kıtlık ve ölümlerle geçti. Bu zulmü durduramadık. Nerdeyse orada yaşananları artık konuşmaz olduk. Görüntülere bir film şeridini izler gibi bakmaya başladık. Buğz etmek dahi aklımıza gelmez oldu. Kalplerimizi yoklayalım.

EYYUP YÜKSEL

MİRATHABER.COM  -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.