Uzun zamandır 3. Dünya Savaşı, iklim krizleri ve artan nüfus merkezli sorunlar medyaya dolaylı veya doğrudan pompalanıyor. Dünyanın bir kaosta olduğu ve 2045’e doğru insanlığın Yeni Dünya Düzeni’ne geçeceği öngörülüyor. Piyasada yarı komplo yarı gerçek bilgiyle yazılmış bir çok kitap var. Elbette bunların dışında ciddi eserler de yazılıyor ve bunlardan bazıları resmi verileri ele alması sebebiyle önem taşıyor.
Büyük Resetçilerin Plandemi ile başlattığı küresel hareket, bir çok farklı yönden insanları ilgilendiriyor. Oysa düne kadar bunlara dair konuşan çok az kişi bulunmaktaydı. SARS, Kuş Gribi ve diğer hastalıklarla alıştırılan kamuoyu COVID’e aşırı tepki göstermedi. İnsanların belki de böylesi bir duruma bakışı da şaşkınlıklaydı. Sonuçta bundan sonra biyolojik ve kimyasal harpler daha da çok gündemimizi meşgul edecek gibi duruyor.
Dünyanın hızlı bir değişim sürecinde olduğu görülüyor. Yapaylığın bizi kuşattığı bir döneme giriyoruz. Burada Ramazan Kurtoğlu’nun çalışmalarına kısmen yer vermek istiyorum. Söylediğine göre nüfusu 600 binden fazla olan şehirlerde artık yaşanması mümkün olmayacak. Referansa aldığı ve NATO’nun paylaştığı raporda bir milyonun üzerindeki şehirler çok tehlikeli olarak adlandırılıyor.
Kurtoğlu, 2045’e kadar dünyada kanser ve diyabetin patlayacağını söylüyor. Benzer şekilde halkların borçlandırılması ve mülksüzleştirme de hedeflenen bir diğer durum. Sıklıkla dillendirilen bir olgu olması hasebiyle şirket sosyalizmi gündeme getiriliyor. Hali hazırda devlet yönetimlerine karşı da bir çok ülkede antipati oluşturuluyor. Para sisteminin puan sistemine çevrilmesi ve devamlı takip altında bireylerin yaşaması, Çin gibi ülkelerde başladı deniliyor. İnsanlara çip takılması veya başka türlü şeylerin olması, aşı sıvılarının içerisinde zararlı şeylerin olması ve iradeye etki etmesi de yeni teknolojilerle mümkün olduğundan üzerinde durulması gerekiyor. Milli sağlık sistemimiz, kimyasal ve biyolojik harbe karşı yeterince donanımlı mı? Tıpta Türkler olarak dünya çapında nam sahibiyiz fakat gelecek kuşaklara bu bayrağı taşımamız için AR-GE faaliyetlerinde geri kalmamalıyız.
HAARP ve Metaverse gibi yeni teknolojilerin hayatı kuşatacağı görülüyor. Şu anda küresel para sisteminin çöktüğü ve bunun bir insanlık krizine çevrildiği bütün yayıncıların da ortak bir ağızla dillendirdiği bir husus olmasıyla dikkat çekiyor. Aile medeniyetinin bitirilmesi, gıda krizleri ve resesyon bir çok yeni rejimin programında yer alacak gibi gözüküyor. Aslında toplum mühendisliği yapan uluslararası şirketler ve kuruluşlar, hep birlikte insanları bir takım şeylere kanalize ediyor. Bunlar daha derin travmalara ve krizlere yol açıyor. Meseleyi derinlikli incelemesi gerekenler sosyologlardır. Ancak Guidestone’da nüfus azaltma politikasıyla yakından ilgili bir manifestoya sahip bir anıt hepimizin önünde duruyor…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…