Önce Haberi okuyalım:
“Kayseri de eşinin sözlü ve fiziksel şiddetine maruz kaldığını iddia eden bir kadın, boşanma davası açtı. Şikâyetçi kadın dilekçesinde ise eşinin ailesiyle görüşmesine izin vermediğini de belirtti. Mahkeme tarafların boşanmasına karar verdi. Karar Yargıtay tarafından da onandı. Yargıtay kararında, eşinin ailesiyle görüşmesini engelleyen erkeğin ağır kusurlu olduğu ve kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı ifade edildi.”
İslam ile çelişkili ve çatışmalı olan boşanma sistemimiz eşlere doğrudan yani yargı kararı olmaksızın boşanma hakkı vermediği için ilkeldir, insana saygısızdır.
Geleneksel içtihatlarla Kur’ân’ın yapısından uzaklaştırılmış İslam aile hukukunu bir tarafa bırakalım.
Çerçevesini Allah’ın kitabı Kur’ân’ın belirlediği boşanma hukuku insana saygılıdır. Bu hukukta kocaya doğrudan, kadına da yargı yoluyla boşanma hakkı verilmiştir. Ancak yargı kadının boşama talebini reddedemez. Talebi işleme koymaya mecburdur.(Bakara 229)
Evlilik sözleşmesi yapılırken kadına verilmesi farz görev kılınan mehirle (mal,para vs.) de boşanmada kadının mağduriyeti engellenmiştir. Mehir ön tazminat niteliğindedir. (Nisa 4)
Konumuz İslam Aile Hukuku değil. Amacımız yukarıda sunulan yargı sebebiyle kocanın İslam ahlâkı ve hukuku bakımından da haksız olduğuna dikkatleri çekmektir.
İslam aile hukukunda kadın eşin ve çocukların nafakasını temin etmek kocanın görevidir bu sebeple koca eşitler arasında birincidir. (Nisa 34)
Ancak koca karısına İslami emirler ve yasaklarla çatışan bir emir veremez, talepte de bulunamaz.
Mesela koca karısına örtünmeyeceksin diyemez, içki sofrası kurduramaz. Yabancılar içinde dansa kaldıramaz, kaldırılmasına onay veremez. Evinin dışında çalışmaya zorlayamaz. Bunun gibi zina yapması dışında karısını dövemez. Ailesiyle görüşmesini engelleyemez, yasak koyamaz.
Bu haddi aşmak, tanrılaşmak olur.
İslamî yönetimde de itaat şahıslara değil, şahısların temsil ettiği ilkeleredir.
Müslüman erkekler ve kadınlar İslamî sınırları aşmamalı, Cennet’e yol kılınması gereken aile hayatını Cehenem’ yol kılmamalıdır. Çünkü kocalar kadınlarına, kadınlar da kocalarına karşı sorumludur.
Hulâsa, Kıyamet Günü sorgulanırken eşler birbirinden kaçmaya mecbur olmamalıdır Okuyalım
“Çarpınca kulakları sağır eden o şiddetli çığlık geldiği zaman! O gün insan kaçar kardeşinden, Annesinden, babasından, Karısından ve oğullarından! O gün onlardan her birinin başından aşkın bir işi, kendine yetecek bir derdi ve belâsı vardır.” (Abese 33-37)
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-