Gana Cumhurbaşkanı’ndan, “köle ticareti” dönemi için tazminat açıklaması
Gana Cumhurbaşkanı Nana Akufo-Addo, Afrika ve Karayip ülkeleri liderlerine seslenerek, kölelik ve sömürgecilik dönemi için tazminat talebi konusunda birlik olmaya çağırdı.
Gana Cumhurbaşkanı Nana Akufo-Addo, Gana’nın başkenti Akra’da devam eden “Tazminat Konferansı”nın açılışında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Akufo-Addo, köle ticaretinin hem kıta hem de Afrika diasporası üzerindeki ekonomik, kültürel ve psikolojik alanları kapsayan derin etkilerini anlattı.
Afrika ve Karayip ülkelerine seslendi: Tazminat talebi için birleşelim
Afrika ve Karayip ülkeleri liderlerine, kölelik ve sömürgecilik yıllarında işlenen tarihi adaletsizlikler için tazminat talep etmek üzere birleşme çağırısı yapan Akufo-Addo, bunu “adalet için geçerli bir talep” olarak nitelendirdi.
Akufo-Addo, Afrika ülkelerinin ilerlemesinin kölelik döneminde engellendiğine işaret ederek, “Transatlantik köle ticareti ve sonuçlarının yol açtığı hasarı hiçbir para miktarı telafi edemez. Ancak bu, dünyanın yüzleşmesi gereken ve artık görmezden gelemeyeceği bir meseledir.” dedi.
“Afrika’ya ait tarihi eserler iade edilsin”
Cumhurbaşkanı Akufo-Addo, köle ticaretinin yapıldığı dönemde el konulan Afrika’ya ait tarihi eserlerin de iade edilmesi gerektiğini vurguladı.
Akufo-Addo, eylülde New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda yaptığı konuşmada da köle ticareti nedeniyle Afrika ülkelerine tazminat ödenmesini istemişti. (ensonhaber.com)
CARİYELER VE SÖMÜRÜLEN CİNSELLİKLERİ
Ali Rıza Demircan hocamız “ Kur’ân ve Sünnet Işığında Cariyeler ve Sömürülen Cinsellikleri ” isimli 320 sayfalık kitabında Kölelik konusunu incelemiştir. İnsanlık tarihinin kara bir lekesi olan Kölelik geleneksel şekliyle sonlanmış ama modern biçimiyle devam etmektedir. Ne var ki İslam fıkhında hâlâ varlığını sürdürmektedir
Biz hocamızın kitabının arka kapağındaki tanıtım yazısıyla konuyu özetlemek istiyoruz:
[Kurduğu “Savaş Esirliği Sistemi” ile gücü kırılan ve stratejik hedefleri tahrip edilen düşmandan esir alınmasını onaylayan İslâm, esirlerin de karşılıksız veya Fidye karşılığı bırakılmasını emretmiş, onların öldürülmelerini ve köleleştirilmelerini yasaklamıştır.
İnsan üzerinde ilahlaşma olan kölelik mütekabiliyet/bire bir karşılık verme yoluyla yasallaştırılamayacağı gibi, tutsaklar da uzun süre esirler olarak tutulamazlar. Çünkü İslâm, özgürlük fidyelerini veremeyecek esirlerin özgürlüklerine kavuşturulmaları için İslâm Toplumu’nun resmi vergisi olan Zekât gelirlerinden fon ayırmış, onlarla özgürlük sözleşmesi yapılmasını (Kitabet) emretmiş, özgürleştirici cezalar ve kefaretler belirlemiştir.
Kur’ân, nikâh şartını getirerek esir kadınlar olan cariyelerle odalık yani nikâhsız eş olarak ilişkiye girilmesini haram kılmıştır.
Kişi Kur’ân’ın belirlediği şartlarla kamuya ait olan ve şahısların yönetimine bırakılan cariyelerle evlenebildiği gibi ilgili kamu yönetiminden izin alarak kendi cariyesiyle de evlenebilir.
Cariyeler mal değil Allah’a kullukla yükümlü insan oldukları için alınıp satılamazlar. Dönemimizdeki sporcu satışları benzeri yalnızca devir işlemleri yapılabilir.
Sınırlı istisnaları dışında temel hakları da yürürlüktedir.
Kitabımızda geleneksel kabullerimizle çelişip çatışan gerçeklerin Kur’ânî ve Nebevî temelleri ortaya konulmaktadır.”]