İklim değişikliği konusu kamuoyunda son günlerde sıkça tartışılan ve sosyal medya platformlarında başlıca konularından biri olmaya devam ediyor.
Kamuoyunda kimi “iklim değişikliği normaldir” derken kimi de “iklim oyunu” diyor.
Mirat haber olarak Yutam Başkanı Ömer Memoğlu’na sorduk. Memoğlu kamuoyunda bu yönde tartışılan tüm konuları “iklim Oyunu” olduğunun altını çizdi. Bu oyunun Türkiye ayağına karşı uyarılarını Mirat Haber’den Sadi Özgül’e anlattı.
Memoğlu’na göre karbon ayak izi tuzağını anlamak, köprüden önceki son çıkış olabilir. Eğer bu oyuna da gelirsek tüm canlıları kısıtlayabilirler…
Karbon ayak izi nedir?
Karbon ayak izi’nin bir tuzak olduğunu belirten YUTAM Başkanı Ömer Memoğlu, “Karbon ayak izi, tüm canlıları kısıtlama projesidir. İklim oyununa karşı uyanık olmalıyız. Bazı politika yapıcılar olmayan krizler için politikalar geliştirerek uluslararası örgütler tarafından olmayan krizlerin politikalarının geliştirilmesine ve uygulanmasına yönelik teşvik/hibe/destek alıyorlar. Ne yazık, günün sonunda cebini/cüzdanını düşünenler yüzünden olmayan krizlerin faturası da bu millete kesiliyor. Sözde iklim değişikliği bir davranış değişikliği/bir kısıtlama projesidir. Nihai planda iklimi bir bahane/kaldıraç olarak kullanarak iklim kapanmalarına, dijital vatandaşlık puanlama sistemine, insanların ve tüm canlıların davranışlarını kısıtlamaya yönelik bir geçiş söz konusudur. Yani master plan budur!” dedi.
Peki öyleyese, madem bunlar bir tuzaksa, tuzağa düşersek neler olacak sizce?
“Şeytan, en iyi yaptığı şeyi yapmaya devam edecek”
Şeytanın en iyi yaptığı şeyi yaptığını belirten Memoğlu, “Eğer iklim tuzağına düşersek tüm davranışlarımızı kısıtlayacak bir düzen inşa edecekler. Malumunuz şeytanın en iyi yaptığı şey hokkabazlıklarla aldatmaktır. Şeytan, en iyi yaptığı şeyi yapıyor, aldatıyor! ‘İnsanlığın hayrına, doğanın ve tüm canlıların hayrına, sürdürülebilir bir düzen ve daha iyi bir gelecek için’ gibi masum kavramların arkasına saklanan bu tuzağı/bu kontrol düzeni mimarisini, bu master planı okumak/görmek zorundayız. Eğer politika yapıcılar bu büyük oyunu göremezlerse işimiz gerçekten çok zor” ifadelerini kullandı.
Sizinle daha önce yapmış olduğumuz bir röportajda ülkemizi tehdit eden Ekümenizm’in işgal planı konusu ve yapay Mesih konularında bazı açıklamalarınız olmuştu. İklim krizi yada size göre “iklim tuzağının” bununla da bir bağlantısı olabilir mi?
“Yapay iklim krizi ile karbon ayak izi tuzağı mühendisliği, Ekümenizm’in işgal planlarının bir parçasıdır”
İnsanlığın her alanda yapay bir işgalle karşı karşıya olduğunu suni iklim krizi tuzağınında bunun bir parçası olduğunu belirten Memoğlu, Üzülerek görüyorum ki yaşanan türlü suni kriz ve kaos senaryolarında hâlâ bir kurtarıcı bekleyenler var. Ancak insanlık bu bekleme sürecinde anbean, her geçen saniye daha da kuşatılarak yapay bir işgalle karşı karşıya kalıyor. İşte iklim krizi tuzağı bu kuşatmanın en önemli parçasıdır. Bundan sonra da kimse boşuna kurtarıcı beklemesin. Geldiği iddia edilen ilk kurtarıcı da yapay bir kurtarıcı (sanal, yapay Mesih) olacaktır. daha önceki röportajımda da belirtmiştim. Tekrar etmekte fayda görüyorum. II. Vatikan Konsili’nin kararlarına göre kıtlık ve doğal afetler, cehalet ve yoksulluk, artan konut sıkıntısı ve küresel ölçekte gelir dağılımında adaletsizlik oluşturulması gibi stratejiler, Mesih’e inanan tüm inananların bu suni krizler silsilesinde kurtuluş umuduna kapılarak Mesih beklentisine kapılmalarına neden olacak ve asıl plan ise bu strateji ile Ekümenizm’in (Hristiyan Birliği’nin) yolunun açılmasıdır… Aldatma da son nokta sahte bir Mesih mühendisliğine girişmeleri şeklinde olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Peki öyleyse, ahir zaman ümmeti olarak bizler, bu şeytani planlara karşı neler yapabiliriz. Önerileriniz ve mücadele için hangi önlem ve tedbirleri alabiliriz?
“Ahir zamanda hakikati savunmak zordur”
Ahir zaman peygamberinin ümmeti olduğumuzu vurgulayan Ömer Memoğlu, “Bizler ahir zaman peygamberi Hz. Muhammed (sav)’in ümmetiyiz. Umutsuz olmak, ümitsizliğe kapılmak gibi bir lüksümüz asla olamaz. Ahir zaman peygamberinin ümmeti olarak şu fani dünyada ahir zaman alametlerini görmek de zor olmasa gerek. Ahir zamanda en zor vazifelerden biri yılmadan hakkı ve hakikati savunmak olacaktır. Yaşadığımız bu çağda hakikati savunmak gerçekten de hiç kolay değil. Sadece gerçekleri arayın, bulun ve bunu insanlığa duyurmaya çalışın. Deneyin ve görün” diyen Memoğlu sözlerini şöyle sürdürdü.
“Öncelikli olarak İnsanlık kolektif bir şuurla hayır demeli!”
Eğer karbon ayak izi tuzağına düşersek insanların ve tüm canlıların davranışlarına kısıtlama uygulamalarının getirileceğini hatırlatan Memoğlu, “Eğer karbon ayak izi tuzağına düşersek, bu uygulama ile tüm canlılara yönelik bir kısıtlama uygulaması söz konusu olacak. Her alanda tüketim davranışlarının kısıtlanacağı bu dönemde dijital vatandaşlık puanlama sistemine geçişte söz konusu olacak. Mesela bir gıda ürününü satın almak istediğinizde dijital vatandaşlık puanınız yetmediğinde artık o ürünü satın alamayacaksınız. Bu kadar tehlikeli bir eşikteyiz. İnsanlık kolektif bir şuurla artık ‘hayır’ demeyi öğrenmeli. Çünkü kolektif bir şuurla ‘hayır’ denmediği zaman ‘evet’ olarak algılayanların master planı iklim kısıtlamaları ve iklim kapanmaları dönemi.” değerlendirmesinde bulundu.
***
Röportaj; Sadi ÖZGÜL
Mirathaber…
Bunun için hayır kampanyası başlatılmalı ve bu acil duyurulup imza kampanyası başlatılmalı ben şeytani düzene hayır diyorum sizi ve yazınızı destekliyorum.
Bu karbon olayı ülkemiz için tehlikeler barındırıyorsa, gerçek aydınlar toplumu aydınlatsın. Siyasiler koltuk koruma hırsıyla yanlış kararlar alabilir, ama aydınların burada kendilerini ortaya atıp bilgilerini ve karbon kanunun artısı eksilerini her-ke-zin anlaya bileceği bir dil ile anlatmalıdır.
Doyurucu bilgiler bekliyorum.